İş Eğitimi ve Ev Ekonomisi dersi özellikle doksanlar neslinin çok iyi bildiği bir dersti. Şimdi o yıllara giderek birbirimizden güzel eserlerimizden bir kısmını hatırlayalım;
İş Eğitimi ve Ev Ekonomisi dersi özellikle doksanlar neslinin çok iyi bildiği bir dersti. Şimdi o yıllara giderek birbirimizden güzel eserlerimizden bir kısmını hatırlayalım;
Tabii hemen, 'yine mi para istiyor bu öğretmenler' gibi sözler duyardık.
Neyse ki çok geçmeden babamızın, 'pantolonumun cebinden al' dediği parayla kırtasiyenin yolunu tutardık.
Ucu köreldiğinde arkasındaki aparatın yardımıyla ilk kısmı kırıp tekrar kullanırdık.
Bunların renklileri de olurdu.
Toz kumaş boyası suyla doldurduğumuz az kullanılan bir tencereye dökülür. Beyaz kumaşın aralarına şişe kapakları ya da taş konur ve iplerle sıkıca bağlanır. Tencerede beklettikten sonra çıkarınca rengarenk bir görüntü elde ederdik. 🌈
Arabayı yapınca tekerleklerinin de dönmesini bekliyorsun haliyle.
Püskürtmeyi abartınca üstümüz başımız batardı. 😔
Bazen çatlayınca sinir ederdi. 😠
Dokudukça tarak aracılığı ile iyice oturtulurdu.
Fazla bastırınca hemen çatladığı için dikkat etmek gerekirdi.
Böylece silikonun başka versiyonları olduğunu da öğrenmiştik. 😁
Evimizin bir köşesini uzun süre süslemişti.
Belki hala evinde kullananlar vardır. 😊
80'lli yılların hemen hemen başı. İzmir Eşrefpaşa Ortaokulundayız. Kızlar ev ekonomisi, biz iş teknik görürdük. uçurtma yapacaktık. Rahmetli pederin bir kutu jiletini uçurtmamın kuyruğuna taktım. Hesapta havada milletin uçurtmasını yağmalayacam. Bi enselendik müdür muavinine, önce muavinden sopa, akşam evde rahmetliden sopa... Çok dövdüler bizi çok :D
teknoloji tasarım oldu sonra o ders