Hemen hemen her kadın giyecek hiçbir şeyi olmadığını düşünür. Dolap temizliği, taşınma durumu veya yazlık-kışlık ayrımı sırasında ortaya çıkan yığınla kıyafet ise şaşırtıcıdır. Alışveriş alışkanlıkları ve kombin yeteneği ile ilgili olan bu paradoksu bitirmek istiyorsanız giyinmenizi kolaylaştıracak önerileri sıralıyoruz.
Bunu hepimiz yapıyoruz ama genelde elimizdeki kıyafetleri düşünüyoruz. Dolabımızda olmayan parçalarla yapılan hayali kombinler ihtiyaçlarımızı net bir şekilde görmemizi sağlar.
Elbette arada aniden çok beğendiğiniz bir ürün bulup alabilirsiniz, ancak bu kaçamakların sayısı az olmalı. Neye ihtiyacınız olduğunu belirledikten sonra kafanızda veya telefonunuzda birkaç maddelik bir listeniz olsun. Onları almadan başka şeylere yönelmeyin.
Zor ama her ziyaretinizde bir şeyler beğenmeniz çok olası. O an beğenip satın alma büyüsüne kapıldığınız çoğu ürün sonrasında dolap mezarlığında yerini alıyor. En iyisi ihtiyaçlara odaklanmak ve sadece bunların araştırmasını yapmak..
En sık yaptığımız hatalardan biri. Genellikle herkesin üniforması olan bir stili var ve yeni ürünler alırken farklı şeylere yönelmek zor. Aynı kotun bir ton koyusuna, üç santim daha yüksek bellisine; aynı siyah çantanın değişik modeline ihtiyacınız yok. Birbirine çok benzeyen ürünler almaktan vazgeçince dolabınız çeşitlenmeye başlayacak.
Sıklıkla tayt giyiyorsanız ona göre tişörtler, sweatshirt'ler; yüksek bel kot giyiyorsanız kısa üstler, ceketler veya elbise giyiyorsanız renkli ve desenli çoraplar... Alışveriş listenizde en az sahip olduğunuz parçalar yer alsın.
Mağazada denemiş bile olsanız etiketiyle bir köşeye atmayın. Evde tekrar deneyin, mümkünse ertesi gün giyin. Memnun olmazsanız hızlıca değiştirin, çünkü bir kıyafeti ilk günden beğenmediyseniz muhtemelen bir daha asla giymek istemeyeceksiniz.
Kotları katlayarak, tüm siyah kıyafetleri üst üste koyuyorsanız aradığınızı bulmanız veya değişik kombinler yapmanız zor. Sabahları ne giyeceğini bulamayanlardansanız bir an önce dolap düzenini değiştirmelisiniz. Elbette hepimizin bloggerlar gibi giyinme odaları, kocaman dolapları yok. Yine de bol askıyla, sıkışık bir düzende bile olsa kıyafetleri ayırmak mümkün.
İlginç ama genellikle ne kadar çok kıyafet, o kadar çok giyecek bir şey bulamamak demek. Bu yüzden mevsime göre gereksiz parçaları kaldırmayı; arada ayırma yaparak giyilmeyen kıyafetleri vermeyi, atmayı öğrenmek gerekiyor. Dağınık bir ortamda giyecek kıyafet bulmak zor olur.
Böylece unuttuğunuz, uzun zamandır giymediğiniz kıyafetleri daha kolay hatırlarsınız. Gereksiz gördüklerinizi de ayırırsınız.
Ayırma sırasında belki çok moda olan veya değerlendirilebilecek parçalar bulacaksınız. Ufak tefek tadilatlar veya müdahaleler ile eski kıyafetler yepyeni hale gelebilir.
Günümüzde bu çok zor, her yanımız trendlerle sarılı ve uygulamazsak dışlanacak gibiyiz. Ancak kısa sürede herkesin üstünde görülüp bıktıran trendler, dolaplarımızı kısa sürede kıyafet mezarlığına dönüştürüyor. Bir şeyi beğenince bir süre bekleyip buna gerçekten ihtiyacınız olup olmadığını, nelerle ve nerelerde kullanabileceğinizi, stilinize gerçekten uyup uymadığını düşünün. Kim bilir, belki bu sürede zaten modası geçer veya herkesin üstünde görüp soğumaya başlarsınız.
Bunun için öncelikle dolabınızda sevmediğiniz parçalar bulunmamalı. Daha sonra hangi parçaları hangileriyle kombinleyebileceğinizi düşünün ve kafanızda farklı farklı kombinasyonlar belirleyin. Sırasıyla bu kombinleri uygulayın. Böylece sürekli farklı ve güzel kombinler yaparken 'ne giyeceğim?' derdine düşmezsiniz.
Daha çok kıyafet yerine doğru aksesuarlar almak kombinlerinizi zenginleştirir. Güzel kemerler, takılar, farklı ayakkabılar ile aynı kombini defalarca tekrarlayabilirsiniz.
Kıyafetleriniz düzgün, temiz, ütülü şekilde askılarda durursa istediğiniz zaman istediğiniz şeyi giyebilirsiniz ve bu da seçenek özgürlüğü sağlar.