İhalenin belirsizliklerle dolu olduğunu vurgulayan Şahin, dokümanlar incelendiğinde, şartnamede sadece ‘Kurubük ibaresi’nin yer aldığını kaydederek şöyle devam etti:
“Harita yok, koordinat yok. O bölgenin tamamı orman alanıdır. Bu bölgenin neresinin yapılaşabileceği ve yapılaşmanın türünün ne olacağı gibi hiçbir bilgi yok. Zaten ihale ile ilgili temel itirazımız da buradan kaynaklanıyor. İtirazımız, denize giren insanların daha kolay hizmet almalarına önlemeye yönelik değil. Yapılan tesislerde bu tür tariflerin hiçbiri söz konusu olmadığı için ihaleyi alan, orayı tamamen kendisine ait ilan ediyor. Ne otoparkını, ne de kıyıyı kullandırıyor. Aslında bu kiralama ihalesinin sonucu halkın oraya girişinin yasaklanması anlamına geliyor. Uygulamada koy tamamen işgal ediliyor. Gerçekte, bu tür ihalelerin tamamı Kıyı Kanunu’na aykırıdır. Çünkü Kıyı Kanunu açık bir şekilde söylüyor ki; ‘Kıyılar halkındır.’ İhalelerde açıklık olmalıdır. Örneğin, ‘Kıyılarda ilk 10 metre halkın kullanımına açıktır. İhaleyi alan firma arkaya şu eklentileri yapabilir’ gibi net ibareler yer almalıdır. Bu durum tartışılabilir. Ama hiçbirini belirtmeden, sadece yıllık 40 bin TL muhammen bedelle ihaleye çıkıyor gibi bir doküman son derece anlamsız ve komiktir.”
arz-talep meselesi orayı kiralayan tavuk çitliği yapmayacak, turistik tesis yapacak bu habere "tepki" verenlerde ilkfırsatta o tesisleree giderek selfilerini paylaşacak, onedio.com sitesinde "Muğla'ya gidince görmeden dönülmemesi gereken 10 yer" listesine girecek kime bu havalar heeey
"islam sancağı" gelmemiş daha :) hayret ilk defa yorum yapmamış. trollük malzemeleri kaçırmazdı ama. mesaiye kalmadı heralde. yarın yalamaya başlar artık.
Rabbim sen şunlardan bizi kurtar yerin üstünde yaşayanların hattı yoksa yerin altındakilerin hatrına kurtar yeter bitirdiler bizi ...