Bir yanda çığır açan karanlık madde keşfinin ilk adımlarını atarken, diğer yanda gözlemevinde bir kadın tuvaletinin olmayışı gibi konularla uğraştığınızı düşünün...
Hakkınız olan özgürlüğü, kağıttan eteğe benzeyen bir şekil kesip tuvaletlere yapıştırarak elde ettiğiniz, dahası 23 yaşında iki çocuk annesi olarak azıcık uyku saatinizde bile yıldızlara bakmayı tercih eden bir bilim insanı olarak, ünlü bir astrofizikçiden eğitim almak için gittiğiniz üniversitede üst katlara kadınlar çıkamaz tepkisi yediğiniz bir hayat düşünün. Bu zorlu koşullarda cahilliği bilimle, cinsiyetçi kısıtlamaları ise imrendiğimiz cesaretiyle üstesinden gelen Vera Rubin'e Nobel Ödülü az gelirdi.
Kısacası, şöhret gibi geçici değil, bilgi gibi kalıcı olan bir kadın.
Cinsiyet ayrımcılığı üzerine matilda gage'nin yazısı vardı "mathilda etkisi" kadınların bilimsel çalışmalarının erkek meslektaşları tarafından sahiplenilmesi çalınması. Hem ayrımcı hem beleşçi hırsız olarak eleştirmiş o dönem bilim adamlarını. Kadınların sanata bilime katkısı yoktur diyen andavallar daha iyi bilir.
Bir erkek olarak kadınlara yapılan tüm ayrımcılıkları kınıyorum. İnsan olarak hepimiz eşitiz ve eşit haklara sahip olmalıyız. Bu kadar basit.
Kesinlikle hak ettiği halde cinsiyetçilikten dolayı Nobel Fizik ödülünü vermemişler .