Karanlık Maddenin İlk Teorisini Ortaya Atsa Bile Nobel Fizik Ödülü Verilmeyen Vera Rubin'in Hayat Öyküsü

Cinsiyetçiliğin bilim dünyasında bile yaşandığı bir dönemde, tüm bunlara meydan okuyan büyük bir beyin nasıl unutulur?

Bilimde çığır açan, cinsiyetçilik algısını yıkmak için en önde bayrak tutan ve tüm bunlara rağmen herkes tarafından unutulan büyük isim: Vera Rubin.

Büyük keşiflere imza atan, astronomi alanında çığır açan Vera Rubin, Nobel Fizik Ödülü'nü bekleyerek ölen öncü bir isimdi. Birçok bilim insanına ilham kaynağı olan Rubin, 1960-1970'lerde şu an karanlık madde olarak isimlendirilen maddeyi keşfetti. 

Karanlık madde hakkında ilk teoriyi ortaya atarak bilimde yeni bir alan oluşturan Rubin'in Nobel Ödülü'ne layık görülmesini savunanların karşısında duranlar da o dönem sadece teoride kalan bir keşif olduğunu savunuyor. Bunu anlamayacak bir zihniyetin hakim olduğu bir dönemde ortaya atılan ve şu an birçok alanın gelişmesini sağlayan bu teorinin değeri maalesef çok sonradan biliniyor.

Bir teorinin ortaya atılması, hayata geçirilmesi kadar önemli...

İlk kıvılcımı ortaya atan Rubin'in karanlık madde teorisinin değeri bilinmedi, ne acı ki hakkı da verilmedi. Sadece 'teori' olarak görülen Rubin'in çalışmaları ölümünden 20 yıl sonra diğer bilim insanlarının sadece bu konunun üstüne eğilmelerine bile Nobel Ödülü'ü verilirken, ilk adımı atan Rubin unutulup gitti.

Bir adımla, evreni şekillendirmek takdir görülmesi gereken bir keşif değil midir? Yoksa altında yatan başka sebepler mi var mesela, kadın olmak!

Washington Üniveritesi’nde gökbilimci Emily Levesque, “Karanlık maddenin varlığı, çalışma alanımızın tamamında ve evren konseptimizde tam anlamıyla bir devrime yol açtı. Karanlık maddenin rolünü anlamada süregelen çaba, temel olarak astrofizikte ve parça fiziğinde alt alanların ortaya çıkmasında gebe oldu.” sözleriyle Rubin'in teorisini destekliyor.

Tüm bu büyük başarılarının yanında, yaşadığı dönemde bilim dünyası kadınlar için çok da kolay değildi ve Rubin bu duruma sesini çıkaran lider bir isimdi.

Vera Rubin bilim dünyasında kadınların sesi olmuştu. Özellikle de bu alanda tek kadın olarak bunu yapmak o dönem o kadar da kolay değildi. 1948'de Vassar'dan mezun olan tek astronomi uzmanıydı ve Princeton’daki astronomi programına girmesine izin verilmedi çünkü kadınlar kabul edilmiyordu. Bu kadar basit ve acımasız bir düzen içerisinde, bir kadın olarak çok daha güçlü durması gerekiyordu. Rubin ayrıca dört çocuk annesi; hem bilim insanı hem de anne olabileceğini kanıtlamıştır.

1964 senesinde Kaliforniya'daki Palomar Gözlemevi’nde 200 inç teleskobu kullanma izni alan ilk kadın oldu.

Rubin, hayallerini gerçekleştirmek için tutkusu olan bilimden gücünü alarak cinsiyetçilikle savaşını hayatının sonuna kadar devam ettirdi. Vera Rubin Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçildiğinde ve Ulusal Bilim Madalyası'nı kazandığında, bilim dünyasındaki kadınlar için ilham kaynağı haline geldi.

Her ortamda çekinmeden kadın haklarını vurgulayan ve yaşadığı haksızlığı en güzel özetleyen sözlerini de buraya eklemeden geçmeyelim:

'Üç temel varsayımla yaşıyorum ve çalışıyorum: 1) Bilimde, bir kadın tarafından çözülemeyen, bir erkek tarafından çözülebilen bir sorun yoktur. 2) Dünya çapında, tüm beyinlerin yarısı kadındır. 3) Hepimizin bilim yapma iznine ihtiyacımız var, ancak tarihin derinliklerine gömülü olan nedenlerden dolayı bu izin erkeklere kadınlardan daha sık veriliyor.' 

"Şöhret geçicidir. Ulaştığım rakamlar bana göre ismimden daha anlamlı. Eğer gökbilimciler yıllar sonra da benim verilerimi kullanıyorsa bu benim için en büyük iltifattır."

Bir yanda çığır açan karanlık madde keşfinin ilk adımlarını atarken, diğer yanda gözlemevinde bir kadın tuvaletinin olmayışı gibi konularla uğraştığınızı düşünün...

Hakkınız olan özgürlüğü, kağıttan eteğe benzeyen bir şekil kesip tuvaletlere yapıştırarak elde ettiğiniz, dahası 23 yaşında iki çocuk annesi olarak azıcık uyku saatinizde bile yıldızlara bakmayı tercih eden bir bilim insanı olarak, ünlü bir astrofizikçiden eğitim almak için gittiğiniz üniversitede üst katlara kadınlar çıkamaz tepkisi yediğiniz bir hayat düşünün. Bu zorlu koşullarda cahilliği bilimle, cinsiyetçi kısıtlamaları ise imrendiğimiz cesaretiyle üstesinden gelen Vera Rubin'e Nobel Ödülü az gelirdi. 

Kısacası, şöhret gibi geçici değil, bilgi gibi kalıcı olan bir kadın.

Popüler İçerikler

Fenerbahçe Genel Sekreteri Burak Kızılhan'ın Açıklamaları Gündem Oldu: ''Sponsorlarımız Yasal ve Helal''
Elini Bir An Olsun İrem Helvacıoğlu'nun Omzundan Çekmeyen Ural Kaspar'ın Gergin Tavırları Tepki Çekti!
DEM Partili Batman, Mardin ve Halfeti Belediyelerine Kayyum Atandı
YORUMLAR
13.11.2019

Cinsiyet ayrımcılığı üzerine matilda gage'nin yazısı vardı "mathilda etkisi" kadınların bilimsel çalışmalarının erkek meslektaşları tarafından sahiplenilmesi çalınması. Hem ayrımcı hem beleşçi hırsız olarak eleştirmiş o dönem bilim adamlarını. Kadınların sanata bilime katkısı yoktur diyen andavallar daha iyi bilir.

13.11.2019

Bir erkek olarak kadınlara yapılan tüm ayrımcılıkları kınıyorum. İnsan olarak hepimiz eşitiz ve eşit haklara sahip olmalıyız. Bu kadar basit.

13.11.2019

Kesinlikle hak ettiği halde cinsiyetçilikten dolayı Nobel Fizik ödülünü vermemişler .

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ