Deniz biyoloğu Mert Gökalp de yıllardır Marmara Denizi'ndeki kirliliğe dikkat çekmeye çalıştıklarını fakat ancak işler geri çevirmesi çok zor bir noktaya gelince insanların kendilerine kulak kesildiğini söylüyor.
Gökalp, 'Su artıma tesislerini olması gibi gerektiği gibi işletmeyen organize sanayi bölgelerine neden rehabilitasyon ve iyileştirme desteği açıklanıyor da bu tesisler ceza almıyor, gerekli arıtma şartlarını sağlayana kadar kapatılmıyor?' diye soruyor:
'Şu an bugünün her saatinde atık yönetimini uygulamayan, parasal nedenlerden ötürü arıtma tesislerini çalıştırmayan tesisler var. Olması gereken hemen bugünden başlayarak büyük cezalar kesip, şartları sağlayana kadar mühür vurmak. Bugünden başlanmazsa bu iş uzar, Marmara Denizi ölür ve Marmara Denizi'nin ölmesi demek, etrafındaki 25 milyon kişinin de orada yaşayamaması demek. O zaman bu maliyet nedeniyle arıtma yapmayan sanayi tesisleri daha büyük bir maliyetle karşılaşır.'
Bu kadar cahil bir toplumla ve bu toplumun seçtiği, para hırsının kurbanı olmuş yöneticilerle hiçbir güzellik bu topraklarda baki değildir.
Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Genel Başkanı Ahmet Dursun Kahraman, Türkiye'de plan hazırlama konusunda hiçbir sorun olmadığını fakat bunları hayata geçirme konusunda bugüne kadar ciddi sıkıntılar yaşandığını söylüyor.... Ülkeyi özetleyen güzel sözlerden biri daha.
Daha en baştan önlem almak temizlemekten daha ucuza gelirdi muhtemelen.