Bir Bildikleri Varmış! Ebeveynlerin Değeri Sonradan Anlaşılan 15 Gıcık Hareketi

Ergenliğin sonlarına doğru pek çok genç 'hayatındaki olumsuzluklar için ebeveynleri suçlama' dönemine girer. Bunda elbette yüzeysel bir şekilde okunan psikoloji kitaplarının ve popüler kültürün etkisi büyük. Öz saygın mı düşük? Annen yüzünden! Takıntılı mısın? Baban yüzünden!... Bu liste uzar gider!

Fakat eğri oturup doğru konuşalım... Düşük özgüvenimizi, tamamen küçükken bizi pohpohlamayan ebeveynlere bağlamak, ünlü bir müzisyen olamayışımızın sorumluluğunu çocukken bizi gitar kursuna göndermemelerine yüklemek ne kadar doğru? Ömürlerini çocuklarına adayan bu insanların doğru yaptığı hiçbir şey mi yok?!

Bizce var! İşte kıymetini sonradan anlayacağınız, karakterimize zarardan çok yararı olan, ebeveynlerimizin sıkça uyguladığı 15 yöntem...

1. İyi ki her istediğimizi almamışlar ve tutumlu yetiştirmişler bizi!

Çocuklukta oyuncak için ağlatan, ergenlikte bir ayakkabı için haftalarca yalvartan ebeveynlerimizin bu yaptıklarının aslında ne kadar doğru, ne kadar yerinde hareketler olduğunu anlamak için kendi paramızı kazanmaya başlamamız gerekiyormuş demek ki!

Gün geldi, devran döndü... Çocukken her istediği alınan ve süper şımarık yetiştirilenler yetişkin hayatlarında afallarken; bizler tutumlu ve paranın kıymetini bilen çocuklar olarak kendi yağımızda kavrulmaktan rahatsızlık duymadık. Her istediğimizi alabileceğimiz yanılgısına da asla kapılmadık!

2. İyi ki zorla ev işleri yaptırmışlar!

Ekmek almaya gönderirler, zorla toz aldırırlar, perde taktırırlar... Ne söylenirdik! Lakin bu elzem işler sayesinde hayat karşısında donanımlı hale geldik. Elimiz işlere yakışmaya daha küçük yaşta başladı. Elini soğuk sudan sıcak suya sokmayan prensler ve prensesler gibi yalnız kalıp kendi evimize çıkma vakti geldiğinde afallayıp kalmadık. Ucundan azıcık badana yapmayı da, fasulye haşlamayı da, musluk tamir etmeyi de bildik...

'Bana hep iş yaptırdılar, öz güvenim zedelendi ühü ühü :(' yapmayın hiç boşuna! Ebeveynleriniz size resmen iyilik yaptı!

3. İyi ki zaman zaman bizi eziklemişler!

Elalem kendi çocuğunu sürekli nasıl överken, sizin ebeveynleriniz size inatla mütevazılığı öğretti ve bundan dolayı özgüveninizin gelişemediğini mi düşünüyorsunuz?

En azından dev bir ego ile yanılgılar, delüzyonlar içerisinde kaybolmadınız, arkadaşlar. Kendini evrenin hakimi sanarak büyütülen çocukların dış dünyaya açıldıklarında yüzleştikleri gerçekler, emin olun düşük özgüven durumuma kıyasla çok daha sert!

4. Arzuladıklarımızı değil, ihtiyacımız olanları vererek resmen bizi korkunç ihtimallerden kurtarmışlar!

Sürekli abur cubur ve fast food yiyerek büyüyen çocukların karşılaşacakları sağlık problemlerini, obezite ihtimalini ilerleyen zamanlarda gördük. 

Zaten hor kullanacağımız bedenimizin en azından temelini sağlam atmışlar sebze yemeklerini dayayıp!

5. İyi ki kendi mücadelelerimize müdahale etmemişler!

Çocuklarının kavgalarına giren ebeveynler az değil... Fakat çoğu ebeveyn çocukların arasına girmez ve dayak yiyen çocuklarına 'senin elin armut mu topluyordu, sen de vursaydın!' diye gaz verir yahut çocuk dayak atmışsa 'utanmıyor musun dövüşmeye' diye kızar. 

Amaç çocuğun bireyselliğini geliştirmek, kendini savunmayı da, saldırgan olmamayı da öğretmektir. Annesinin babasının arkasına saklanan çocuklar, yetişkin hayatlarında çok üzülürler, çok!

6. İyi ki bol bol cezalandırıp, her şeyin bir bedeli olduğu gerçeğini kafamıza kazımışlar.

Belki biraz ürkek olduk ama en azından her istediğini yapmaya hakkı olduğunu sanan psikopatlardan olmadık be arkadaşlar!

7. İyi ki o oyuncaklarımızı komşunun çocuğuyla paylaşmaya zorlamışlar!

Bencil taraflarımızı törpülemişler. İyi ki!

8. İyi ki o "Only god Can Judge Me" tadındaki dövmeleri yaptırmamıza izin vermemişler!

Ergenlik atarları içerisinde bedenimizde ne rezalet ve kalıcı izler bırakabilirdik, düşünsenize!

9. İyi ki bazen hayallerimizi kırmışlar...

Karga gibi sesimizle şarkıcı olamayacağımızı, yarın bir sırt çantasıyla evden çıkıp dünyayı gezemeyeceğimizi, liseyi bırakıp 5-10 kitap okumuş halimizle yazar olamayacağımızı iyi ki defalarca ve sertçe yüzümüze vurmuşlar.

Hayatın gerçekleri, en yumuşak şekilde onlardan öğrenilebilirdi!

10. İyi ki bizi zorla akraba toplantılarına, çarşıya, pazara sürükleyerek kendi steril ortamımızdan çıkıp başka dünyaları görmemizi sağlamışlar!

Dedelerimizin hikayelerini, teyzelerin telaşını, komşuların memleketten gelen akrabalarını iyi ki görmüşüz! İyi ki dünyayı kendimizden ibaret sanmamışız. İyi ki zorla pazara gitmişiz ve rokayı ıspanaktan ayırt edebilecek hale gelmişiz. Şimdiki çocuklar bitkileri bile tanımıyor...

11. İyi ki bizi o kadar çok umursamışlar ve sevmişler ki; onlara uyuz olmamıza, hatta bazen "nefret etmemize" aldırmadan bizim için doğru olanı yapmaya devam etmişler.

Sırf çocukları onları sevsin diye adeta kul köle olan ve çocuklarını oldukça kötü yetiştiren ebeveynleri ve yarattıkları canavarları gördükçe; sıkı, sert ve disiplinli ana babalarınızı öpesiniz gelecek!

12. Mesela iyi ki bazen düşmemize izin vermişler...

Başka türlü öğrenilmeyeceğini o zamanlar bilemezdik!

13. İyi ki lisede aşık olduğumuz o "büyük aşkımız ruh eşimiz" ile aramıza girmişler!

Düşünsenize sırf ayrılmamak için gelecek planlarımızı bir kenara atıp onunla aynı üniversiteyi tercih ettiğimizi, isimini dövme yaptırdığımızı, türlü salaklıklarımıza devam ettiğimizi... Iyyy!

14. İyi ki "okumazsan sanayiye / terziye çırak olarak veririm" diye tehdit etmişler...

Bu hayatta boş boş takılmanın mümkün olmadığını olabilecek en net şekilde izah etmişler!

Gerçi terzinin yanına verseler şimdiye zanaat öğrenmiş ve Instagram butikleri açıp kendi tasarımlarımızla köşeyi dönmüş olurduk belki ama neyse...

15. İyi ki kendileri olmaktan hiç vazgeçmemişler! Her yaşta gülüp eğlenilebileceğini bize göstermişler.

İğrenç esprileri hiç eksilmesin!

16.

Popüler İçerikler

Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
Kadınların Kırmızı Ruj Sürerek "Çiftleşme" Mesajı Verdiğini İddia Eden Uzman
"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
06.12.2016

Çok güzel bir içerik, teşekkürler. Bir de şımarmamıza izin vermezdi pek bizim ailelerimiz, başkalarına asla saygısızlık yapamazdık. Günümüzdeki anne babalara ve yetiştirdikleri çocuklara tahammül edemiyorum bazen.

Zenginliğin ayıp olduğu zamanların çocuğuyuz olm biz. Zenginlik derken öyle saklanan hanlar hamamlar değil tabii ki. Ama mesela sokaktaki butun çocuklara yetecek kadar muz yoksa evde, eline muz alıp sokağa çıkamazdık karşim. Ekmeğe sarelle sürüp oynamaya gitmek de ne demek!!! En fazla salçaya izin olurdu. Hey gidi. Canım anam canım babam.

Pasif Kullanıcı
07.12.2016

Çekirdek ve ekmek yemeğe bayılıyodum, farklıca bi tat ama... Şimdinin ''iyi ki''leri ruhumuzu çalmakta, her adım atışımızda çiftetelli oynuyor, bizse hayatın ritmi olduğundan eminiz.

07.12.2016

o zaman bu " Y " kuşağını kim yetiştrdi? çekirge sürüsü gibi her gördüğünü isteyen kadir kıymet bilmeyen

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ