Gündelik hayatta gördüğümüz her tip insana dair mutlaka bir fikrimiz var. Çünkü biz de bir başkasına göre öyleyiz. Şimdi analiz yaptığımız grubumuz ise artık birçoğumuzun içinde olduğu ya da olmak zorunda kaldığı beyaz yakalılar. Onlarla ilgili işaretlerler o kadar belirgin ki, biz söylemesek de siz zaten bilirsiniz. Buyurun beyaz yakalıların alametifarikalarına...
Kahve dükkanlarından temin edilen bu termosun içine evde yaptığı kahvesini koyup yola çıkan beyaz yakalıları herhalde hepimiz görmüşüzdür. Bu termosu çantaya atmak yerine elde taşımak ise tam bir moda akımı.
Asla kendine ait olmayan bir arabayı sahiplenince ister istemez böyle oluyor. Bu arabanın en çok gördüğü kara yolu herhalde İstanbul-Ankara otobanlarıdır. Nerde bir orta sınıf beyaz araba görseniz, orada bir ekmeğinin beşinde beyaz yakalı var demektir.
Evet, bu sağlıklı yaşam ürünü de hayatımıza gireli çok olmadı ama beyaz yakalıların çoktan vazgeçemediği bir hayati sıvı oldu bile. Ispanak, ananas, kereviz, ikili kanepe gibi hayatta aklınıza gelmeyecek birliktelikler yaşanıyor o bardakta.
Bir dönem 'Mac övme' modası vardı bilmem hatırlar mısınız. Şimdilerde o kadar trend değil ama durup durup 'Mac abi yaaa, Windows bok yesin' diyen birkaç insan hala var.
Modern dünya bizi bunlara itti hep değil mi? Birisi gidiyo diye biz de gidelim dedik, kaybettiğimiz sağlığı lastik kokan salonlarda bulabileceğimizi sanıp küçük servetler ödedik. Sonra da 'Üfff koşu bandında yürürken çok sıkılıyorum yaa.' deyip bıraktık.
Burada tabii ki bir erkek saçından bahsediyoruz çünkü saç uzatmaya gönül veren erkeklerin dramıdır bir tutam saç ile kuyruk yapmak. Özellikle bu modeli, kemik gözlükler ile tamamlayınca insan 'Hah, bunun kesin sigorta primi asgariden yatıyo.' diyebilirsniz.
Tamam gerçekten müthiş bir ikili, hiç itirazım yok. Ancak herkes aynı anda giymeye başlayınca adeta bir üniforma, adeta bir iş-teknik önlüğü gibi oldu. Tam bir beyaz yakalı imzası...
Bakın herkesin linkedin hesabı olmak zorunda değil ama bir beyaz yakalıysanız bu hesap adeta bir kartvizit yerine geçiyor. Destan gibi yazılmış kişisel bilgiler, okuyana hayret versin diye yapılıyor biraz da.
Bir elektronik sigara furyasıdır aldı başını gidiyor. Aslında bu da spor salonu gibi bir heves. Haldır haldır kullanıldıktan bir süre sonra bırakıp eskiye dönen çok fazla insan var. Bu aletin sıvı geyiği, beyaz yakalıların gündeminden asla düşmeyen bir konu; 1-1,5 saat arası sıvı konuşabiliyorlar.
Çünkü internetten alış veriş yapmak, artık hepimizin işine geliyor. Üstelik yurt dışından üç kuruş para verip antin kuntin, ilginç şeyler de almak mümkün. Bir beyaz yakalı asla ve asla internet alış verişinden ve her gün masasının üstünde duran kargo paketinden vazgeçemez.
Happy Hour denilen şey, barların ya da restoranların belirli saatler içerisinde ve tamamen çalışan kişilere yönelik yaptığı büyük indirimlere deniliyor. Bu mekanlar zaten genellikle, beyaz yakalıların yoğunlukla çalıştığı yerlerin hemen dibinde konuşlandığı için, insanlar koşa koşa gidip kendilerini happy hour boyunca zengin hissedebiliyor.
Powerbank, sadece beyaz yakalıların değil birçok insanın hayatını kurtaran bir buluş. Ancak beyaz yakalılarda olmazsa olmaz bir powerbank vizyonu vardır. O olmayınca sanki evden çıplak çıkmış gibi hissederler.
İstanbul ve Ankara'da yoğunlukla yaşayan beyaz yakalılar, mutlak suretle şirket arabalarına atlayıp en yakın küçük yerlere kaçarlar. Mevsimine göre belirlenen bu tatiller, kimi zaman uçakla Bodrum ya da Çeşme'ye; kimi zaman arabayla Ağva, Abant, Sapanca'ya doğru yapılır.
İşte tam bir beyaz yakalı vazgeçilmezi. Cuma ya da cumartesi günleri Instagram'a ya da Facebook'a girerseniz, bu fotoğraflarla karşılaşmamanız mümkün değil. Rakı rakı olalı, başkası tarafından bu kadar övülmemiştir herhalde.
İşte zurnanın zırt dediği yer tam olarak burası. Bir beyaz yakalı, konuşmalarının arasında İngilizce kelimeler kullanıp karşısındakinin neye uğradığını şaşırtmak konusunda usta seviyededir. Fakat günümüz dünyasında bundan kaçış yok. Sen öyle konuşmasan, senin çalıştığın başka birisi öyle konuşuyor, farkında olmadan senin de diline dolanıyor...
3 kuruşa çalışıp 10 kuruşluk hava atan tayfadır bu nerde görsem tanırım
#4 Beyaz yakalıların IOS'u seçme nedeni windowsltan daha iyi olmasından değil, daha "itibarlı" olmasından dolayıdır! Beyaz yakalıların yarısı IOS yüklü telefon ve dizüstü bilgisayarlara hakim bile değiller. Özellikle telefon kısmında Apple seçme nedenleri karşı tarafa "itibar" algısı oluşturmaktı. Örneğin ürün tanıtım kısmında olan bir satış elemanı arkadaşım ısrarla Apple marka istemesinden sonra neden diye sorunca "masaya koyduğumda o elma görünmeli" diyordu, çünkü karşısındakinin kendisi için öyle ucuz ve önemsiz olmadığı izlenimi vermek istiyordu.
Editör sen bi daha içerik yapma diyecektim ama zaten 2017'nin içeriğiymiş. Tutmayınca bi daha deneyelim demişler.