Bir resme baktığımızda aslında neyi görürüz? Rengi mi, biçimi mi, yoksa bakışımızın kendisini mi? Altay Aldoğan’ın resimleri bu soruyu sessizce, sabırla sorar. Onun tuvalleri bir manzaradan, bir figürden ya da bir yüz ifadesinden çok daha fazlasını taşır; orada, görünür olanla görünmeyen arasındaki ince çizgi belirginleşir. “Bakış: Uzak/Yakın” sergisi, bu çizginin tam üzerinde durur. Aldoğan, izleyiciyle resim arasında bir mesafe kurar ama o mesafeyi aynı anda anlamın kendisine dönüştürür. Her figür, bir an durup düşünmemizi ister; her mekân, bir tür sessizlikle yankılanır. Yakın olan birden uzaklaşır, uzak olan ansızın belirir. Bu, sanatçının hem kavramsal hem duygusal olarak kurduğu bir denge oyunudur: gözün baktığıyla kalbin gördüğü arasındaki mesafe.