Bir Babanın Öz Kızına Duyduğu Şehvet Karısıyla Olan Nikâhını Düşürür mü?

Bunu biz sormuyoruz, bu soruyu bir vatandaş diyanet işlerinin fetva sayfasında sormuş. Biz burada aslında 6 milyar lira bütçe alan diyanetin nelerle uğraştığını, 6 milyar liramızı kimlere, nelere harcadığını göstermek istiyoruz. Ancak böyle bir soruyu sorabilen insanlarla bir arada yaşamanın verdiği sıkıntıları ve kederi de beraberinde yaşıyoruz.

Bir babanın öz kızına duyduğu şehvet… İfadesi bile birçoğumuzun tüylerinin diken diken olmasına yetiyor. İnsanın aklına böyle bir şeyin gelmesini değil de, bunun nikahına etkisini merak ediyor olmasını da hayretle karşılıyoruz. Bana her gün “ülkeni karalamaya çalışıyorsun” diyen insanların, bir babanın öz kızına şehvet duyan insanlar ve buna cevap veren karanlıkla empati yapabilmesini de hayretle seyrediyorum. 

Diyanet bu soruya verdiği cevabı internet sayfasından kaldırmış, belki yakında “paralel fetvacılar” yaptı diyerek işin içinden sıyrılma yoluna da giderler, olmadı yayın yasağı getirirsin iş biter. Ancak bu zihniyetten nasıl kurtulacağız? Bunu normal kabul eden, buna destek veren, bu düşünceyle empati kurabilen insanlardan nasıl kurtulacağız. 

Sonra insanlar çocuklarım için bu ülkeden gitmek istediğinde “defol git!” diyen tipler çıkıyor, işte onlar bu zihniyetin empatları. Kaçabiliyorsanız kaçın, bu sapkınlıkla başka türlü mücadele etmenin bir yolu kalmadı. Çünkü çoklar, çünkü tehlikeliler, çünkü karanlıklar.

Bugün bu yazıyı yazıp, eve giderken yolda biri beni bıçaklayıp öldürebilir. Şundan emin olun ki suçlu ben olurum. Bu ülke artık böyle bir ülke, hiçbir düşünceye, görüşe, fikre saygısı olmayanların, kendileri için sonuna kadar saygı bekledikleri, saygı istedikleri bir ülke. Bu ülkeden neden gitmek istiyorsunuz sorusuna “düşüncelerimi bilseler beni öldürecek insanlarla bir arada olmak” yazan arkadaş ne kadar haklı farkında mısınız? Öldürülmemiz ne kadar kolay. Batı’nın ahlaksızlığından yakınan insanların, baba ve öz kızı arasındaki şehveti konu edinmeleri ne kadar manidar değil mi?

İşte bakın, diyanetin bu soruya verdiği cevabı noktasına virgülüne dokunmadan yayınlıyorum:

“Babanın kendi öz kızını öperken şehvet duyması durumunda nikâhın ne olacağı konusunda görüş ayrılığı vardır. Bazı mezheplere göre, babanın şehvetle kızını öpmesi ya da şehvetle ona sarılmasının nikâha bir etkisi yoktur (bkz. İbn Rüşd, Bidayetü’l-Mücdehid, Mısır 1975, II, 33; İbn Kudame, el-Muğni, VII, 486; İbn Cüzey, el- Kavaninü’l Fıkhiyye, 138). Hanefilere göre ise; babanın, kızını şehvetle öpmesi, kızına şehvetle sarılması durumunda kızın annesi bu babaya haram olur. Ancak bu tür sonuç doğuracak tutmanın, teni tenine değerek olması ya da altının sıcaklığını iletecek kadar ince bir örtüden olması gerekir. Kalın elbiselerden tutarak ya da vücuduna bakıp düşünerek, şehvet duymak, bu tür bir haramlık oluşturmaz. Ayrıca kızın, 9 yaşından büyük olması gerekir. Şehvet duymanın işareti, erkeğin organında bir uyanma, uyanıksa uyanışının artması, kadının da kalbinin heyecanla çarpmasıdır.”

Utandınız mı? Okumaya dahi tahammül edemediniz mi? Normal mi buldunuz? Babalar ne hissetti bunu okurken? Gerçeğimiz bu olmamalı, 8 bakanlıktan yüksek bütçe alan, başkanı 330 bin liralık Mercedes’lere binen kurumun ürettiği hizmet bu olmamalı. Dinin, diyanetin cinsellikten başka da uğraşacağı alanlar olmalı. Yetiştirilen dindar nesil, bu düşüncelerin, bu düşüncelere sahip insanların eseri olmamalı. 

Bakın kaç paragraf yazı yazdım daha bir kere bile, çocuk pornocusu rektörden, çocuk istismarcısı Kızılay daire başkan yardımcısından, çocuklara tecavüz eden İslami dernek başkanından söz etmedim bile. 

Çocuklarınızı koruyun, çocuklarınıza sahip çıkın, çocuklarınızı bu kafalara harcatmayın. Size ülke düşmanı, din düşmanı, kafir, vs. diyebilirler, ama hiç olmazsa çocuğunuzla birlikte güzel, sağlıklı ve mutlu bir hayat sürmeniz mümkün olur. 

Bu ülkeden utanmayacağımız günler görmek temennisiyle.

Bu yazı yazılırken diyanet basın açıklamasında bulundu. Şuradan okuyabilirsiniz.