O minik, narin kızınız artık her zaman olduğundan daha da güçlüdür. Tüm dünyaya meydan okur tek başına. Eve geç kaldığı zaman hemen felaket senaryoları kurarsınız kafanızda. Aradığınız zaman telefonunu açmadığında müsait olmadığını düşünmezsiniz hiç. Hep en kötüsünü düşünürsünüz. Bir evlada sahip olmanın en büyük etkilerinden biri de budur zaten: her an ona zarar gelecekmiş gibi hissetmek.
Dedektif gibi araştırırsınız tüm arkadaşlarını. Nereli? Annesi babası ne iş yapıyor? Nasıl sohbet ediyorsunuz? Çünkü kızınızın etrafındaki herkesi, her şeyi potansiyel bir tehlike gibi görürsünüz.
Halledemeyeceği, başa çıkamayacağı hiçbir sorun yoktur aslında. Hatta artık yanınızdan ayrılıp, hem akademik eğitim göreceği, hem de hayatı iliklerine kadar öğreneceği yeni bir yolculuğa çıkacaktır. Oysa daha dün okulun ilk gününde heyecanlanıp midesi bulanır diye çantasına elma koymuştunuz. Çünkü bilirsiniz ki ne zaman heyecanlansa midesi bulanır ve ekşi bir şeyler yemeden de o bulantı geçmez.
Ne çabuk büyüdü, nasıl oldu derken, bindiği otobüsün arkasından el sallarken bulursunuz kendinizi. Kızınız uçup gitmiştir yanınızdan. Oralarda ne yer ne içer, gece üşür mü, ya kabus görürse? Kabus görünce hep bizim yanımıza koşar, sarılmadan uykuya dalamazdı. Ne yapar şimdi tek başına?
Kızınız hala kabus görüyordur ama tek başına. Kendisine sarılıp, kabuslarıyla başa çıkmayı öğrenmiştir.
Lan ben vermem kızimı kimseye. Çok acayip moralim bozuldu. Ağlicam simdi:(
en yakın ne zamana bir kız çocuğuna sahip olabilirim acaba? cidden çok istiyorum bunu. allah nasip eder inşallah.
Ana olmak istiyorum lan artık Allahım duy sesimi.