Hayatımızın önemli bir bölümünü ev sahibi olmak için çabaladığımız bir gerçek. Evi alınca da ilk işimiz genellikle açık olan balkonu kapattırmak oluyor. Bu bizim için bir ata sporu, adeta yaşayan bir gelenek. İster kendi eviniz olsun ister kira olsun, o kapalı balkona koyduğumuz bazı nesneler var. Memleketin neresine giderseniz gidin bu nesneler asla değişmez. Şimdi galeriye bakınca 'Ahahaha evet bizde de vardı!' diyeceğinize neredeyse eminim.
Gazın bittiği, elektriklerin kesildiği zaman başvurduğumuz biricik can yoldaşımız elbette balkonun en güzel yerinde yaşıyor. Burdan kendisine öpücükler gönderiyoruz...
Tabii ki bu görseldeki merviden neredeyse sıfır kilometre. Evin balkonunda duran biraz daha paslanmış, biraz daha yılların yorgunluğunu taşıyan bir tip oluyor.
Bir balkonda turşu bidonu olmazsa o balkon biraz eksiktir, hatta bir miktar kekremsidir. Balkonun kapısını açar açmaz karşılaşılan turşu kokusu insanı biraz daha hayata bağlar. Bu yüzden turşu bidonları balkonların assolistidir diyebilir miyiz? Diyebiliriz...
Biz neden böyleyiz sorarım size? Bu bisikletlerden beklentimiz bir sihirli değnekle aynı değil mi? İnsanlar gırtlağına hakim olamayıp bunu kullanmamalı arkadaşlar. Sonra işte turşu bidonunun yanına atılıyor işte böyle.
Normalde lastikçiler, bu tür lastikler için pansiyon hizmeti veriyor ama tabii ne gerek var. Koskoca balkonu kapattıktan sonra arabanın lastiklerini de koymayacaksak ölelim bari.
Tam bir baba nesnesi olan bu çantaların içinde kargaburun, ingiliz anahtarı ve bir takım tornavidalar yer alır. Genellikle pek lazım olmaz ama olduğu zaman da senelerin acısını çıkartır. Bunu da merdivenin yanına koyalım.
Ne güzel de duruyor biber duvarda... Genellikle basit bir çivi çakılması suretiyle asılan bu yiyecekler, balkonunuzun havasını değiştirecektir. Kapıdan sonra sol tarafa asınız.
Bu da annelerin ustalık eseridir. Ya misafir gelince sermek için kaldırılmıştır ya da artık sıkılmıştır. Depresyona giren her annenin balkonun köşesine itelediği bir adet halı mutlaka bulunur.
Banyoda çok yer kaplayan, ortada durunca da sinir bozan bu ekibin yeri elbette balkon olacaktı; ya neresi olacaktı? Bunun yeri hiç değişmez; değişirse eğer evdeki bütün dengeler değişir.
Eskiden her evde görülme sıklığı daha çoktu. Bu aralar o kadar talep görmese de kapalı balkonu olan bir evin başının üstünde yeri vardır.
Boş damacanaların yeri tereddütsüz balkondur. Ayak altında durunca insanın sinirlerini bozabilir. Dolu olanlar da mutfakta yer kaplamasın diye balkona gönderilir, günlük ziyaret bu alanda gerçekleştirilir.
'Ya nereye koyacaktık?' dediğinizi duyar gibiyim. Evet, kesinlikle bunu da balkona itelemek mantıklı. Çünkü bu alet büyük ihtimalle yaşayan bir organizma. Yetenek Sizsiniz seyrederken durduk yere hortumunun düşmesi ve insana 'Noluyo lan?' dedirtmesiyle çok meşhurdur.
Mahallenin pazarı ne günse o gün yerinden çıkıyor bu arkadaşımız. Yani diğerlerine göre biraz daha şanslı. Açıkçası ben bu yaşıma kadar pazar arabasının durmadığı bir balkon görmedim.
Bu arkadaşı dikey bir şekilde bir köşeye itelerseniz hiç sesini çıkarmadan orada durur. Arada bir bunun da düştüğü olur ama bir elektrik süpürgesi hortumu değildir. Önüne turşu bidonlarını da koyarsanız balkondaki yerini çok güzel sabitlemiş olursunuz.
Bir dönem kapalı balkonlu evde yaşayan tüm çocukların annesinin eteğine yapışarak aldırdığı canım civcivler... Buradan sosyal mesajımızı da verelim: Yazık günah, onların yeri balkon değil. Hayvancıklara eziyet etmeyin çocuk arkadaşlarım.
135 metrekare ev alıyorsun 5 metrekarelik oturma odasında yaşıyorsun tam türk işi mk, salon ? orası yasak orası misafire hava atma mekanı sen oturamazsın, balkon desen zaten işe yaramaz ne kadar ıvır zıvır zirzop şey varsa onla dolu .bizim millet küçücük japon evlerini görünce " ya bunlar nasıl yaşıyor burda" diyor ama sen ne kadarını yaşıyorsun koca evinin ? ^_^
Bizim hiç böyle ıvır zıvırla dolu bi balkonumuz ya da odamız falan olmadı. Çünkü annem her şeyi atar. Biz küçükken davşanlı panduflarımızı atmıştı. Niye attın diye sorduk. "E yerdeydi." dedi. Başka nerde duracaktı panduf? Koynumuzda mı saklayalım? :( Zaten evde evcil hayvan beslememizi falan da istemezdi. Temizlik takıntısı var. Obsesif kompülsif bozukluk biraz genetik sanırım. Çoğu takıntım annemden geçmiş bana.
ya açıklamalarr 😂😂😂