Bir Asır Önceye Doğru Yola Çıkıyoruz! Titanik'te Bulunan Bu Eşyalar Tüylerinizi Ürpertecek

Titanik’in hikayesini bilmeyen yok denecek kadar az. Aslında bir yolcu gemisi olan Titanik, 1912 yılının 15 Nisan gecesinde bir buz dağına çarpıp battı. 1514 kişinin ölümüne sebep olan Titanik kazası, tarihe geçmiş büyük trajedilerden biri oldu. Titanik’le ilgili sayısız hikâyeler dinlesek de bize o geceyi, yolcuların eşyalarından daha iyi anlatan bir şey olamaz. Çünkü bu kalıntılar, bizzat o geceyi yaşayan insanlardan kalan eşyalar. Bu da tüylerimizi ürpertmek için yeterli bir sebep. Soğuk sulara gömülen bu gemiden geriye kalan korkunç eşyaları sizin için derledik. Hazırsanız başlayalım!

Çalmayı durdurmayan müzisyenlerden geriye kalan enstrümanlar.

Titanik’te Wallace Hartley de dahil olmak üzere toplamda 8 kişilik bir müzisyen ekibi bulunuyordu. Gemide bulunan bu müzisyenlerin en akılda kalmış özellikleri, gemi batarken bile enstrümanlarını çalmaya devam ediyor oluşlarıydı. Bu grubun, Titanik’ten geriye kalan enstrümanları korkunç ve acıklı yapan şey, belki de bu tutku olabilir. Bulunan enstrümanlar arasında Wallace Hartley’nin kemanı ile ortadan ikiye ayrılmış klarnet parçaları vardı.

Titanik’in batacağından habersiz erkek bir yolcunun ayakkabısı.

Titanik’te toplamda 2240 yolcu bulunuyordu. Bu erkek ayakkabısının sahibi de yolculardan biriydi. Yolcunun kim olduğu bilinmese de ayakkabının parçalanarak oldukça kötü bir hâle gelmiş olması, bize o gecenin ne kadar zorlu olduğunu kanıtlıyor sanki.

Yerine ulaşamayan bir aşk mektubu.

Richard Geddes, denize açılan bir gemi mürettebatıydı. Geddes, çalışırken karısına bir mektup yazdı fakat bu mektubu hiçbir zaman gönderemedi. Mektup bulunduğunda kullanılan kâğıt, gerçek Titanik kâğıdıydı ve kendi zarfının içinde duruyordu. Mektupta, Geddes’ın karısına yazdığı sevgi cümlelerinin yanında Titanik ile ilgili küçük detaylar vardı. Titanik, SS City of New York adındaki bir gemiyle neredeyse çarpışacaktı fakat son anda kurtulmuştu. Geddes, bu durumun geminin kaptanı için zor anlar olduğunu yazmıştı.

Sinai Kantor’un cep saati.

Sinai Kantor, Rus bir komisyoncuydu ve karısıyla seyahat ediyordu. Aslında onun hayali doktor olmaktı. Karısının planları arasında ise dişçilik kariyerini devam ettirmek vardı. Titanik’in battığı gece Kantor, karısı Miriam’ı cankurtaran botlarından birine bindirerek onun hayatını kurtardı fakat kendisi hayatını kaybetti. Kantor’u bulduklarında üstünden bir cep saati çıktı ve bu gümüş saat 2018 yılında yüklü miktarda bir fiyata satıldı.

Talihsiz bir yolcu kartı.

Marion adlı bir yolcu, kontrol noktasına geldiğinde aslında Majestic adındaki bir yolcu gemisine binecekti fakat geminin seferi ertelendi. Bu yüzden Marion’a Majestic yerine Titanik’te bir yer verildi. Marion’ın aslında o gemide hiç olmaması gerektiğini düşünüldüğünde yaşanan olayın ne kadar korkunç olduğu anlaşıldı.

Yüzlerce kişiyi kurtaran telgraf.

Kaza gecesi mürettebatlar, Marconi kablosuz telgraf adını verdikleri bu alet ile tehlike sinyalleri gönderdi ve 700 kişinin hayatını kurtardı. Telgraf, tartışmalara yol açtığı için enkazdan çıkarılmadı. Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi, hayatını kaybetmiş 1500 kişinin kalıntılarının telgraf ile suyun altında olduğunu ve telgrafın çıkarılmaması gerektiğini söyledi. 2020 yılında ise bir federal yargıç, telgrafın enkazdan çıkarılması kararını onayladı fakat bunun ne zaman gerçekleşeceği henüz belli değil.

Gemi içi iletişimi sağlayan telgraf

Gemi içinde mürettebatın birbiriyle iletişimde kalmasını sağlayan bir başka telgraf daha vardı ve geminin enkazından bu telgraf çıkarıldı. Buz dağı ortaya çıktıktan sadece saniyeler sonra Titanik'in ona çarpması, telgrafın işlevlerini yetersiz kıldı. Bu telgraf, aynı zamanda 500 binden fazla eserin bulunduğu Titanik müzayedesinde insanların karşısına çıktı.

Frederick Fleet’in çaldığı çan.

Frederick Fleet, kazadan kurtulmuş Titanik mürettebatıydı. Fleet, buz dağı göründükten sonra mürettebatı uyarmak için koyulmuş çanı üç kez çaldı. Çaldığı bu çan, gemi enkazından kurtarıldı ve Titanik Müzesi’nde sergilenmeye başladı. Fleet ise o gece yaşadıklarını anlattı. Eğer kendisine bir dürbün verilseydi Titanik’i kurtaracak kadar kadar erken bir zamanda buz dağını görebileceğini iddia etti.

Titanik’ten kopan büyük parça.

Bu büyük gemi parçası, 1985 yılında okyanus bilimci Robert Ballard sayesinde bulundu. Geminin sancak tarafında bulunan bir parçanın etrafındaki her şey, söylentilere göre gemi batarken tamamen yok olmuştu. Bu da bize aslında Titanik kazasının ne kadar büyük ve korkutucu olduğuyla ilgili ipucu veriyor.

Geminin merkezinde bir heykel: Keruv heykeli

Titanik gemisinin ön tarafında büyük merdivenler vardı. Bu merdivenlerin ortasına ise bir adet Keruv heykeli yerleştirilmişti. İşte bu heykel, kazadan yıllar sonra enkazdan kırılmış bir şekilde çıkarıldı. Keruvlar’ın en bilinen özelliklerinden biri, Tanrı’ya bağlı olan yaratıklar olmaları. Bu unvan ile korkunç bir gemide kazasından oldukça az hasarlı şekilde kurtulan heykelin bir Keruv heykeli olması, işi biraz daha şaşırtıcı ve korkutucu hâle getiriyor.

Meğer Gerçek Farklıymış: Nazar Boncuğundan Kurşun Dökmeye Kadar İslamiyete Ait Sandığımız Şamanist Gelenekler
İskelete Dönmüş Cesedi Tam 3 Yıl Sonra Bulunmuş: Yıllar Sonra Ortaya Çıkmış En Esrarengiz Cesetler
Çakıl Taşı Topladığını Sanan Adam Meğer 3 Milyar Dolarlık Taş Bulmuş: İnsanların Tesadüfen Bulduğu Defineler
Gezmek İçin Can Atacaksınız! Muhtemelen Türkiye'de Olduğunu Bilmediğiniz Muhteşem Antik Kentler

Popüler İçerikler

Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
Kadınlarla Kafayı Bozan Sözde Hoca Bu Kez de "Karını Bize de Evde Oynat" Sözleriyle Tepki Çekti
151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı