Bir Arama Kurtarma Kahramanının Gözünden Deprem: 'Kafasından Duman Çıkan Adam' Mustafa Aydın Anlatıyor

Kahramanmaraş'ta meydana gelen ve 11 ilimizi etkileyen depremlerin yaralarını ülkece sarmaya çalışıyoruz. Depremin ilk günlerinden beri gönüllü çalışmalar sayesinde depremzede vatandaşlarımıza bir yardım eli uzatmaya çalışıyoruz. Deprem bölgesine giden gönüllü ekipler de arama kurtarma çalışmalarında büyük bir özveri gösterdiler. Medyada 'kafasından duman çıkan adam' olarak gönüllü arama kurtarma kahramanı Mustafa Aydın da o isimlerden biri oldu. Deprem bölgesindeki durumu bir de Hatay'da gönüllü olarak arama kurtarma ekibinde yer alan kahramanımız Mustafa Aydın'dan dinledik. 👇🏻

Kahramanmaraş'ta meydana gelen depremlerden sonra Hatay'da arama kurtarma ekibinde gönüllü olarak çalışan Mustafa Aydın'ın -10 derecede kafasından buhar çıktığı anlar hepimizi derinden etkilemişti.

Sosyal medyada paylaşılan bu video hepimize umut oldu ve arama kurtarma ekibinde canla başla çalışan gönüllülerimize bir kez daha müteşekkir olduk. Deprem bölgesinde yaralarımızı sarmaya çalışan, deprem bölgesine yardım eli uzatan gönüllülerimize bir kez daha buradan teşekkürlerimizi ve saygılarımızı sunmak istiyoruz.

6 Şubat Kahramanmaraş ve Elbistan depremlerinde, #Hatay da arama kurtarma gönüllüsü olarak çalışan Mustafa Aydın’ın, -10 derecede kafasından buharlar çıktığı an hepimize umut oldu ve o görüntü kalbimizde büyük yer edindi. Deprem bölgesini bir de onun gözünden, sembolleşen görüntüsünün arka planından dinledik. Deprem bölgesine, uzaktan ya da sahadan küçücük bir yardımda bulunmuş herkese minnettarız. Bir kahramanın hikayesini sizinle buluşturmak istedik.

'Kafasından buhar çıkan adam' Mustafa Aydın depremin ikinci gününde İstanbul'dan Hatay'a gelmiş ve gönüllü arama kurtarma çalışmalarına dahil olmuştu.

Deprem bölgesinde yaşananları medyaya yansıdığı kadar, sosyal medyada paylaşıldığı kadar biliyoruz. Bizler de deprem bölgesinde gönüllü çalışmalarıyla bilinen Mustafa Aydın'ın hikayesini sizlerle buluşturmak ve depremin arka planında neler olduğunu öğrenmek istedik.

Mustafa Aydın, 41 yaşında ve iki çocuk babası. Aydın, birçok sivil toplum kuruluşunda ve dernekte gönüllü faaliyetlerde bulunuyor.

Mustafa Aydın, 'insana dokunabilecek her şeye' gönüllü olduğunu belirtiyor. Kahramanmaraş'ta meydana gelen korkunç depremlerden sonra da depremin ikinci gününde bölgeye giderek arama kurtarma çalışmalarına başlamış. Aydın bu durumu 'O bölgedeki çalışmalara gönüllü olarak katıldım. Büyük bir koordinasyonun küçük bir parçası olarak elimden, yüreğimden, bedenimden, aklımdan ne yettiyse, ne geçtiyse yapmaya çalıştım' diyerek anlatıyor.

İlk otobüsle Hatay'a çıkmaya karar verdim. Eşime de 'Beni AFAD çağırdı' diye yalan söyledim..."

'Deprem anında neredeydiniz?' 

'Evimdeydim, son dakika haberi girildiği zaman da TV başındaydım. Sabah da aileme bildirdim deprem olduğunu. Sonra bağlı olduğum sivil toplum örgütlerinin kuruluşlarının herhangi birisinden çağrı bekledim, toplumsal bir yıkımdı çünkü bu. Daha önceki afet tecrübelerime göre de koordinasyon sağlamak için daha verimli olmak için birlikte hareket etmek gerekiyordu. Bu birlikteliğin sinyalini alabildiğim bir çağrı duyamadım. Kahvaltı dahi edemedim bunun arayışına gittim. 

'Öğle saatlerinde sosyal medya üzerinde bir ilan gördüm. Türkiye İşçi Partisi Hatay'a yardıma gidiyor diye. O ilandaki numarayı aradım. Eğitimlerimi ve tecrübelerimi anlattım. Deprem tecrübem olduğunu belirttim. İlk otobüsle Hatay'a çıkmaya karar verdim. Eşime de 'Beni AFAD çağırdı' diye yalan söyledim...'

Mustafa Aydın videomuzun devamında Hatay'a gidişini ve ilk izlenimlerini anlatıyor. Bu kısımları Mustafa Aydın'ın kendi anlatımıyla dinleyebilirsiniz.

"Belen geçidini geçtikten sonra Antakya görünmeye başladı. İşte o zaman 'benim bundan önce gördüğüm depremlerle hiçbir alakası yok' düşüncesi mıh gibi saplandı aklıma."

'Deprem bölgesine girdiğiniz ilk anda neler hissettiniz?'

'46 kişi gittik biz. Bunlardan altısı sağlıkçıydı, çoğu da öğrenciydi. Daha önce afet tecrübesi olan birkaç yetişkin kişi vardı, bir tanesi de bendim. Giderken koordinasyon oluşturmaya başladık. Her gruba 2 tane sağlıkçı koyduk. Bu böyle olmadı tabii ki, Adana çıkışından itibaren herkes otobüste panikle enkaz aramaya başladı...O koordinasyon psikolojik olarak koptu.'

'İskenderun'a yaklaşmaya başlayınca olayın vehameti görünmeye başladı. Limandaki o büyük yangını gördük, artık mahalle enkazları görmeye başladık. Orada hem gözlemlemek hem de durumu absorbe etmek için bir süremiz oldu. Orada 2.5 saat trafikte kaldık.' 

'Belen geçidini geçtikten sonra Antakya görünmeye başladı. İşte o zaman 'benim bundan önce gördüğüm depremlerle hiçbir alakası yok' düşüncesi mıh gibi saplandı aklıma.'

'Büyük bir psikolojik harptı. İlk oraya indiğimizden itibaren bunu yönetmemiz gerektiğini fark ettik. Yönetebildiğimizi düşünüyorum çünkü şu an Antakya'daki en büyük koordinasyon merkezi TİP. Canlı kurtarmadan tutun, köylere ulaşmaya, bir sahra bir afet koordinasyonunun yapması gereken her şeyi ilk iki günde tamamladık...'

"5.günde feryat figan eden bir dedenin sesini duyduk. Karşılacağım sahnenin o kadar beni yaralayacağını bilmeden buna karar verdim. Yine olsa yapar mıydım? Şimdi 10 kez yapardım. Hiç düşünmeden yapardım."

'Biz çoğu görüntüye sosyal medyadan ve televizyondan şahit olduk. Sizler ise gördüğümüz her şeye şahit oldunuz. Bu konuda nasıl hissediyorsunuz? En çok şaşırdığınız ve en çok üzüldüğünüz iki an diyince aklınıza ne geliyor?'

'Çok fazla şaşırdığımız olay oldu...En üzücü olay ise depremin 5.gününde yaşandı. En fazla yıkımın yaşandığı yerde feryat figan eden bir dedenin sesini duyduk. İş makinesi büyük bir tabyayı kopardığı anda bir baba ve oğulun cansız bedenini ortaya çıkardı...İlk 120 saat afet bölgesine iş makinesi sokmak katliamdır...' 

Mustafa Aydın o anda büyük bir sorumluluk alarak tek başına enkaza girmiş. Yine olsa şimdi 10 kez yapardım diyor Aydın... Riskli binaya nasıl girdiğini, baba ve oğlunun cansız bedenlerini kurtarma hikayesini anlatıyor...

Peki Mustafa Aydın'ı tanıdığımız bu videonun arka planında neler yaşandı?

'O anın bu kdar kıymetli olmasının altında büyük bir emek var. 5 dakikalık bir çalışmanın sonucu değildi. O an sabah 7 civarlarıydı. Yaşam süresi dediğimiz o normların sonlarına yaklaşıyorduk. 120 saat, bir insanın darbe almadıysa enkaz altında kalabilceği asgari süredir...Buna çok yaklaşmıştık...O buharların çıktığı ana kadar 10 saatlik bir kazı yapmıştık. Son 2.5 saati ise o tünelden hiç çıkmadan kazmıştım...' 

Mustafa Aydın'ın kafasından buharlar çıktığı bu anların arkasında uzun soluklu bir kazı çalışması yürütülmekteymiş. Bu kurtarma çalışma sonunda ise Hikmet, Mustafa Aydın ve ekip arkadaşları tarafından kurtarılmış. Mustafa Aydın bu arama kurtarma çalışmasının arkaplanını videomuzda anlatıyor.

Enkaz altındaki birinin elini ilk defa tuttuğunuzda ne hissettiniz?

'İlk kez basit el aletleriyle Adnan amcayı kurtarmıştık. Normalde 3.günde elimizde olan ekipmanlar 1.gün elimizde olsaydı, Adnan amcayı biz 40 dakikada çıkartırdık, 7-8 saat sürmezdi...'

Mustafa Aydın bu noktada o binanın yapısını bilen bir kişinin enkaz başında olmasının önemini de belirtmeden geçmiyor. Aydın, Adnan amcaya ilk kez ayağından ulaşmış ve kangren riskine karşın ayağına masaj yapmaya başlamış.

'O his, doğru bir şey yapmak içi orada olduğumuz hissiydi. Onun tenine ilk dokunduğum zamanki his 'iyi ki gelmişim, iyi ki buradayım', 'doğru bir şey yapıyorum' hissini bana veren o andan sonraki süreci tetikleyen fünyeydi...'

Daha sonra yaşanan olayları ise vidomuzda anlatıyor Aydın...

Depremden veya enkaz altında kalmaktan korkuyor musunuz? Deprem öncesinde ne gibi önlemler alabiliriz?

'Bir yıkıntı olmadan önce evin içerisinde enkaz olan faktörler var. Tabii ki enkaz altında kalmaktan korkuyorum ama bir dolap üzerindeki eşyanın üzerime devrilmesinden de korkuyorum...'

'Önce evimizde bize enkaz oluşturacak şeyleri kaldırmamız lazım. 

Gereksiz eşyalardan, ağır ve güvenli olmayan eşyalardan kurtulmamız lazım. 

Demonte eşyaları sabitlememiz lazım. Öncelikle depreme kendimiz hazırlıklı olmalıyız. Benim ailemin başında her gece su bulunur...

İnsanların odalarına zeytin, hurma, kuru incir, ceviz koymaları gerekir.'

Peki altı dolu bazaların yanına uzanan kişilerin depremde daha kolay kurtarıldıkları, bu eşyaların bizi koruduğu doğru mu?

'Doğru. 2.5 aylık bir bebek beşiğinden düşmüş, altı da kendi eşyalarıyla doluydu. Onu kolaylıkla kurtardık...Sahip olduğunuz eşyaları da dayanıklı bir hale getirebilirsiniz...Örneğin kitapla dolu kitaplıklar çok kuvvetlidir, dirençlidir. Fakat kitaplığınız sabit değilse önce üstünüze devrilir. İçi dolu sabit bir kitaplık ise perde beton duvar gibidir...Bunu gördük biz, boş eşyalar parçalanıyor ve fırlıyor.

Deprem bölgesindeki hangi ekiplerle çalıştınız? Kendi ekibiniz dışında koordinasyon sağladığınız ekipler oldu mu?

'En başında da belirttiğim gibi ben vatandaş Mustafa olarak gittim. İdeolojik yapımı bir yana bırakıp ekip işiyle koordinasyonla olur bu işler...Koordinasyon kendiliğinden oluştu aslında...Orada özellikle Hatay/Defne'de kurduğumuz dostluk çok farklıydı...Mesela bir yemek firması geldi, tüm yemek işlerini üstlendi. Onun dışındaki yapıdaki herkes gönüllülük esasıyla gelmişti... Bu kitlenin çoğunluğu gencecik insanlardan oluşuyordu...'

Mustafa Aydın deprem bölgesinde yapılan koordinasyonu ve nasıl çalışmalar yürütüldüğünü detaylı bir şekilde aktarıyor.

Başta Mustafa Aydın olmak üzere deprem bölgesi için çalışan tüm gönüllü kahramanlarımıza teşekkürlerimizi ve saygılarımızı sunuyoruz.

Deprem bölgesinde binlerce gönüllü kahramanımız yaralarımızı sarmaya çalıştı ve hala çalışmalarına devam ediyorlar. Bizlere bu kötü günlerde umut ışığı oldukları için hepsine tek tek teşekkür etmek istiyoruz. 

Mustafa Aydın ile gerçekleştirdiğimiz röportajın tamamını bu içeriğimize sığdıramadık. Deprem bölgesinde yaşananları bir arama kurtarma kahramanının gözünden dinlemek isterseniz videomuzu izleyebilir ve sevdiklerinizle paylaşabilirsiniz.

Bir Arama Kurtarma Kahramanının Gözünden Deprem! Gönüllü Mustafa Aydın anlatıyor!

Popüler İçerikler

Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı
Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
İstanbul Bağcılar ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okullarda Yılbaşı Kutlamasını Yasakladı!