'Ben Kızılcahamam kampındayım. Kızım aradı. 'Beni üç kişi dövdü, üzerime kahve döktüler, saçımı çektiler, küfür ettiler' dedi. Travma yaşamış bir şekilde ağlıyordu. Akran zorbalığına maruz kalmış. Şoföre haber verdim. O da sokak tecrübesi olan bir tip. Yanına arkadaşını alıyor. Eşim kız ve oğlanların olduğu masaya gidiyor. Yanındakilere 'Siz karışmayın' diyor. Elini kızın başına götürüyor. 'Sana vurabilirim ama vurmayacağım. Doğru bir hareket mi sizin yaptığınız?' diyor. Tatlı sert nasihatler ederek, korumacı annelik sergiliyor. Çocuğun biri, arkadaşını koruma refleksiyle eşime müdahalede bulunuyor. Şöför eşimi korumak için oğlana vuruyor. Ortalık karışıncaya kadar biz tamamen haklı ve mağdur pozisyondayken, orantısız şiddetten kaynaklı mahcup ve perişan bir hal aldık ailecek. Eşim perişan, sakinleştiriciler alıyor. İki kızım evde ağlıyor. Mutsuzuz. Biz de şikayetçi olacağız, öyle gözüküyor. Bizim niyetimiz kızımızı korumaktı. Bu üslupla olmasını ne öngörüyorduk, ne de planlıyorduk...'
Takıldığım tek şey ‘sokak tecrübesi olan bir tip’ nedir yahu.
Yiyin birbirinizi
Bu maganda kültürü iyice oturdu ülkede. Herkes bi kabadayı. Zaman geçer, teknoloji gelişir, Atamızın hayali olan gelişmişlik düzeyine ulaşırız derken geldiğimiz noktaya bak. Muhteşem zengin bir ülke olsanda bu rezilliklerle refaha kavuşan bir ülke olamayız. Hızlıca bu kabadayıların, cahillerin seçimle iktidardan inmesi gerek.