Görüntüler ailesinin isteği üzerine mahkeme emriyle imha edilmiştir.
15 Temmuz 1974'te her şey yolunda gibi görünürken, programın başlamasından 8 dakika sonra birden masasının altından 38 kalibrelik tabancasını çıkardı, sağ kulağının arkasına dayadı ve izleyenlerin gözü önünde tetiğe bastı.
Teknik ekip önce ne yapacağını şaşırır. Daha sonra ekran karartılır. Sonra bunu da yeterli bulmayarak bir film yayınlarlar. Yayını izleyen insanlar, polisi ve kanalı aramaya başlar.
Tetiği çekerken 'Kanal 40'ın sizlere en taze 'kan ve şiddet' haberlerini sunma politikası gereğince bir başka ilke daha canlı canlı şahit olacaksınız: İntihara teşebbüs.' cümlesini kurmuştu Christine.
Hazırlayıp sunduğu sabah programı, o bölgedeki şiddet olaylarını konu alıyordu. Madde bağımlılarına, alkoliklere, aile sorunlarına, cinayetlere dikkat çekiyordu.
İntihar gününden üç hafta önce intihar üzerine bir program yapmaya karar verir. Bu program için ziyaret ettiği polislerden intihar yöntemleri hakkında bilgi alır. Yaptığı bir söyleşide polis, Christine'e en etkili yöntemin ne olduğunu anlatır: 38 kalibrelik tabanca kullanarak şakak yerine kafanın arkasından kendini vurmak.
Üç hafta sonra aynı yöntemle intihar edecektir Christine.
Editörlerinden Rob Smith'e, intiharından bir hafta önce, silah satın aldığını ve kendini öldüreceğini mizahi bir dille anlatmıştır. Rob Smith sadece gülüp geçmiştir.
'TV 40 haber spikeri Christine Chubbuck bu sabah Kanal 40’ta yayınlanan bir sohbet programında canlı yayında kendini vurdu. Sarasota Memorial Hastanesi'ne kaldırılan Chubbuck'un kritik durumu devam ediyor.'
Öyle de oluyor. On dört saat sonra Christine ölüyor ve Christine’in ölüm haberi onun yazdığı metin kullanılarak diğer haber kanallarına geçiliyor.
Haber yayın yönetmeni onun tuhaf mizah anlayışlı, nükteci ve biraz da sivri dilli bir kadın olduğundan bahsediyor. 29 yaşında olmasına rağmen bakire olduğunu açıkça söylemekten çekinmezmiş. Yine de uzun soluklu romantik bir ilişki kurma konusunda başarılı değilmiş ve bu konu onu fazla rahatsız ediyormuş.
Asla yaptığı işte iyi olduğunu düşünmez, her daim kendisinden şüphe duyarmış Christine. İş yerinde sürekli kendini ve yaptıklarını eleştirir, her konuda aşırı alçakgönüllü davranır, kendisine edilen iltifatları kabul etmezmiş. Hiçbir zaman hiçbir şeye uyum sağlayamadığını düşünürmüş.
1970'te aşırı doz almayı denemiş ama hayatta kalmış. Ailesi 'Chrissie huzur bulsun' diye depresyon tedavilerine yirmi yıl boyunca yüklü paralar harcamış. Ancak Christine kısa süreli düzelmeler dışında bipolar olarak yola devam etmiş.
Yayın yönetmeniyle sık sık tartışırlarmış. Yapmak istediği yenilikleri gerçekleştiremezmiş. Bu yüzden de yerel televizyondan kurtulup ulusal televizyonlarda çalışmak istiyormuş.
Bir gün bu fırsat ayağına kadar gelmiş; ulusal televizyondan bir yapımcı, Kanal 40'tan iki kişiyi kendi kanalına almış, üstelik onlar Christine kadar deneyimli kişiler olmamasına rağmen. Bu da Christine'i fazlasıyla etkilemiş.
Kuklalara olan ilgisi, öldüğü güne kadar devam etmiş. Kendini vurmadan bir gün önce, yeğeni ile kukla oyunları oynamış.
Christine canlı yayında kendini vurduktan sonra, silahı iki kuklanın içine sakladığı anlaşılmıştır.
Kasık bölgesindeki ağrı için doktora gittiğinde iki yıl içinde hamile kalmazsa, bir daha çocuk yapamayacağını öğrenmişti. Sağ yumurtalığı alınmıştı Christine'in. 29'unda olmasına rağmen bakire olan ve uzun soluklu romantik ilişkilerde iyi olmayan Christine için yıkıcı bir etki olmuştu bu.
Televizyoncu olmasaydı canlı yayında intihar etmeyecekti belki de. Yayın yönetmeninin daha fazla reyting uğruna sürekli şiddet haberleri istemesine bir protestoydu intiharı.
Christine o gün protesto etse de, günümüz medyasında hâlâ değişen bir şey yok. Şiddet daha fazlasıyla ekranlarda yer almaya devam ediyor.
Rebecca Hall, film ve Christine için şöyle diyor: 'Kapkaranlık bir hikayeyi fetişleştiren bir film değil bu; aksine hayatta kalmak için mücadele eden bir insanı içtenlikle ele alan bir film.' (...) 'Toplumun dayattığı standartlara uymayan, sürekli yaşadığı duygusal gelgitlerle baş edemeyen ve hayatla mücadelesinde yol yordam bil(e)meyen biri Christine.'
Film: Christine (2016)
Televizyondaki şiddet kültürünün azalması umuduyla...
ayy o stüdyoda olmak istemezdım çok kötü ya ömür billah unutamaz insan böyle bir görüntüyü
Videoyu bulmam 2dk mı almadı sayın editör kişisi. Belli ki kopyala / yapıştır bir içerik hazırlamışsın.
Üzülerek söyliyeyim videoya internetten gayet kolay ulaşabiliyorsunuz çok kısa bir video ama psikolojinizi bozmaya yetiyor