DHA'nın aktardığına göre, daha önce Yılanlı Sütun'un bir müzede koruma altına alınması konusunda bir yüksek lisans tezi yazan İstanbul Arkeoloji Müzesi arkeologlarından Gülbahar Baran Çelik, eserin 2 bin 500 yıldır dışarıda olduğunu, bu nedenle birçok özelliğini kaybettiğini söylüyor ve bu durumun sebeplerini şöyle açıklıyor:
'Maden eserler açık hava koşullarından çok fazla etkilenir. Çünkü sıcakta genleşip soğukta sıkışırlar ve kendilerini havanın sıcak veya soğuğuna adapte etmeye çalışırlar. Bu durum maden eserler üzerinde 'korozyon' dediğimiz hastalığın başlangıcına sebep olur. Bu eserler aynı zamanda nemin değişkenliğinden de etkilenir. Oysa maden eserlerin sabit sıcaklık ve nem oranına sahip ortamlarda muhafaza edilmesi gerekir. Eğer eser dışarıdaysa da bu koşulların sağlanması ve koşulların sürdürülebilir olması gerekir. Ancak Yılanlı Sütun için şu anda böyle bir ortam sağlanamadığından eserin kapalı alana taşınması daha doğru olacaktır.'
Etrafını pimapen kapladıkmı tamamdır. Adını da “Demokrasi Direği” yaparız
Restore ederiz sıkıntı yok. Bu işte dünya markasıyız 😏
İstanbul her şeyi hakediyor. Geçen ay müzeleri geziyordum, neredeyse restorasyon çalışması yapılmayan bir yer yok ve işin kötü tarafı restorasyon adı altında resmen tüm doğasını mahvediyorlar tarihin. Yerebatan Sarnıcı'ndaki suyu çekip tüm balıkları göt kadar alana toplamak nedir yahu, gitmişler ışık koymuşlar, yani illa vardır mantıklı bir açıklaması ama çok kötüydü bence, ful beton dökmüşler tüm müzeye. Neyse daha gidemem zaten, zamlanmış.