Binlerce Yıl Önce Evrimi Ortaya Atan ve Evrenin Babası Olarak Anılan Anaksimandros'u Tanımak İster misiniz?

Anaksimandros gibi filozoflar sorduğu sorularla, yanıtlarıyla hâlâ fikir dünyamıza etkisini sürdürecek eleştirel düşüncenin tohumlarını zihinlere atmıştı. Bilimsel, eleştirel düşüncenin hemşehrilerimiz tarafından ortaya atıldığını pek bilmesek de tanışmak gerektiğini de biliriz.

Gelin, Anaksimandros ile namıdiğer evrenin babasıyla tanışalım.

Thales'in öğrencisi Anaksimandros, MÖ. 600'lü yıllarda Milet Okulu'nun en önemli filozoflarından biri.

Onun fikirlerine geçmeden dahil olduğu okulu tanıyalım. 

12 İyon koloni şehrinin birlikteliğiyle oluşan ve denizci topluluğu oldukları için kültürel özgürlük ortamının hüküm sürdüğü İyonya bu yönüyle doğayı, evrenin değişmek ilkesinin kaynağını aramak için de iyi bir noktaydı. İyonya'nın 12 şehrinden en önemlisi diyebileceğimiz Milet, bugün batı kıyılarımızda yer alan tarihi Milet Okulu'nun da hayat bulduğu yer.

Fikirleri Aristoteles'e dek etki alanı bulan Anaksimandros'un özelliği deneysel ve mantıksal değerlerle oluşan bir sorgulama şeklini kullanması.

Yani görünmeyenin izinde kaybolmaktansa evreni onun somut gerçekleriyle kavramaya çalışması onun fikirlerini hayatta tutuyordu. Hayali öğeler yahut dinsel arayışlar yerine doğaya sorduğu soruları 'Doğaya Dair' adını verdiği yapıtıyla anlayabiliriz.

"Doğanın arkasında yatan temel ilke nedir, Dünya nedir?"

Anaksimandros'un zihnini kurcalayan soruların başında bunlar vardı. Thales bu soruya 'su' yanıtını vermişti, yani evrenin hammaddesi olan arkhe suydu. Thales'in tasvirinde yaşadıkları bölgenin, suyun ufukları aşıp sürdürdüğü hükümdarlığının da etkisi vardı.

Anaksimandros ilk eleştirel düşünce örneklerinden biri sayılan fikrini ortaya attı, Thales'e hatalı olduğunu söyledi. Su arkhe arayışında bir materyal olarak koşulları sağlıyordu fakat doğada mevcut olan tüm karşıtlıkları içermekten uzaktı. 

Şöyle örnekliyordu: 'Su sadece ıslak olabilir, hiçbir koşulda kuru olamaz.'

Onun arkhe önerisi 'apeiron' yani Türkçe söylersek 'sonsuz, sınırı mevcut olmayan şey' oldu.

Tüm evrenin vücut bulduğu bir arkhe'den söz edecek olursak bu madde hem tükenmeyecek bir karakterde hem de başlangıç ve bitiş noktası bilinmeyen bir madde olabilirdi. Islak, kuru, soğuk, sıcak gibi nitelikler zıtlıklarıyla var oldukları için sonsuzluğa kaynak olamazlardı. 

Ama niteliği olmadan tüm niteliklere kaynak olabilen apeiron, olabilirdi.

Arkhe arayışı üzerinde yaşadığı gezegeni de yorumlaması için yol gösteriyordu.

Somut maddelerden bahsedildiğinde onların altında, en alt katmanda bulunanın ne olduğu sorusu ortaya çıkar ve bu soru yanıtsız kalır. Anaksimandros bunun yerine Dünya'nın düz yüzeyli bir silindir olduğunu savlar. Neredeyse Kopernik'e dek kabul edildiği düşünülen bu modelde Dünya sarsılmaz bir dengededir.

Ayrıca dengeyi sağlayacak biçimde silindir Dünya, ateş halkalarıyla kaplıydı ve sisten dolayı ateşi göremiyorduk. Yine de bu ateş halkalarındaki deliklerin içinden geçen ateş, aydınlığı ve sıcaklığı sağlayacak kuvveti bulabiliyordu. 

Görseldeki evren modellemesinde sağ tarafta kış mevsiminde bir gece, sol tarafta yaz mevsimi gündüz betimlemesi görülür.

Anaksimandros'a göre Dünya, evrenin merkezinde konumlanır.

Bu konumlanma apeiron'un oluşumuyla doğrudan bağlantılıdır. Apeiron'da yaşanan hızlı bir dönüş sıcağı ve soğuğu oluştururken bu oluşum ateş küresini, gökyüzünü, yıldızları, Ay ve Güneş'i meydana getirmişti. Merkezde de o dönem yaygın düşünüşlerden olan Dünya vardı ve boşlukta asılı durmaktaydı.

Dünya, Anaksimandros'a göre ilk oluştuğu anda sularla kaplıydı Yani...

Başlangıçta tüm canlılar suda yaşıyordu. Sular yerini karalara bıraktığında bir 'evrim' başladı. Anaksimandros bu yaklaşımıyla evrim teorisine dair ilk nüveler ortaya atan kişi olarak bilinir çünkü insan da diğer canlılar gibi bu dönüşümün bir ürünüdür, ona göre.

Anaksimandros'un ortaya çıkardığı ve tarihte bir ilk olan haritaya göre Dünya aşağı yukarı böyle bir yerdi:

Tüm Dünya erişilebilir haldeyken bize ne kadar ilginç geliyor değil mi? Bir de kişinin hiçbir iletişim teknolojisi olmadan sadece kendi bölgesini keşfedebildiği yılları düşünün, hiç de fena değil.

Hayatına dair çok az yazılı kaynak bulunsa da Anaksimandros adına kaleme alınan güvenilir satırlar onu daha iyi tanımaya yetiyor.

Bu kaynaklardan bir diğeri de Diyojen'in eseri. Anaksimandros, Diyojen'e göre tarihteki ilk güneş saatini ortaya çıkarmış ve bu yapının üzerindeki dik üçgene de gnomon adını vermişti.

Çalışma mantığı şöyleydi, gnomon verdiği gölgeye göre güneşin konumunu saat cinsinden ortaya çıkarıyor. Not etmek gerek ki ilkel bir yöntem gibi görünse de bu sayede gündönümleri, ekinokslar bile hesaplanabilmişti.

Thales'e yükselttiği sesiyle eleştirel düşüncenin, fikirleriyle ve tasarımlarıyla bilimsel yaklaşımın temellerini atan Anaksimandros'un yaşadığı topraklarda yaşadığımızı ve binlerce yıl öncesinden öğrenecek çok şeyimiz olduğunu unutmamak gerek.

Popüler İçerikler

Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!
Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
Berfu ve Eser Yenenler'in 3. Kez O Ses Yılbaşı'na Katılmaları Tepki Topladı
YORUMLAR
01.06.2018

Haritada Karadeniz diye gösterilen yerin Karadeniz olması imkansız. Anaksimandros'un da oranın Karadeniz olduğunu düşündüğünü sanmıyorum.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ