KOCASAKAL İÇİN 'EY BARO BAŞKANI' ANONSU
Bu sırada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la polemik yaşayan İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal da, 'Ey baro başkanı' diye anons edildi. Kocasakal bu sırada, büyük alkış aldı. Mitingin açılış konuşmasını İzmir Baro Başkanı Aydın Özcan, yaptı. Özgürlüğün bağımsızlığın kenti İzmir'den herkesi selamladığını söyleyen Aydın Özcan, 'İç güvenlik yasası, yasalaşırsa ülkede hukuk kalmaz dedik. Yasayı geri çekin dedik. Ama dinletemedik. Bütün baro başkanı arkadaşlarımız, hangi siyasi görüşte olursa olsun hepsi bildiriyle imza attı. Siyasileri uyardık, ama gelin görün ki kendimizi dinletemedik. Bildiklerini okudular. 31 Mart'ta Türkiye karanlığa büründü. Çağlayan üzücü olaya sahne oldu. Cumhuriyet Savcımız, önce rehin alındı, sonra katledildi. Büyük üzüntü çektik. Yetkililer bu cinayeti aydınlatacaklarına yeni bir hedef buldular o da avukatlar, hukukçular oldu. Biz bunu asla kabul etmiyoruz ve onun için bu meydanlardayız. Bizler savunmanın örgütlü güçleri olarak hukukçuları olarak bu hukuksuzluğa asla meydan vermeyeceğiz. İzin vermeyeceğiz. Mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Yılmayacağız. Bizim bağımsızlığımıza Hasan Tahsin önderlik etti. İzmir'deki Mustafa Kemal ruhu hiçbirir zaman pes etmez. Mustafa Kemal'in ruhuyla sokaklarda olacağız' dedi.
KOCASAKAL: O ANAYASAYI TANITMAYI BİLİRİZ
Aydın Özcan'ın ardından ise, İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal kürsüye çıktı. Kocasakal, 'Türkiye anayasası askıya alınmış durumda. Hukuk bekleme odasına alınmış durumda. Hukukla oyuncakla oynar gibi oynuyorlar. Siz sandıktan çıktıktan sonra siz millet değilsiniz, milletin üstünde, anayasanın, hukukun üstünde değilsiniz. Bir ülke düşünün ki İçişleri Bakanı 'anayasayı tanımıyorum' diyebiliyor. Ben de diyorum ki yakında biz sana tanımadığın o anayasayı, TCK'yı tanıtmasını biliriz. Bugün Türkiye bırakın hukuk devleti olmayı, onun daha gerisindeki kanun devleti olmaktan da çıkmış durumda. Bir kişi var kendini her şeyin üstünde görüyor. Anayasanın 6'ncı maddesi 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' diyor. Meclis'indir demiyor. Meclis'indir demek başka, milletindir demek başka. Hırsızlıklar hukuksuzlukların, yolsuzlukların hesabı sandıktan sorulmaz. Sandık sadece siyasi hesap yeridir. Hırsızlıkta sadece hukukta hesap sorulur' dedi.
SORUMLULUĞU ÖRTEBİLECEK BÜYÜKLÜKTE CÜPPE YOK
Çağlayan aldiyesideki terör saldırısına da değinen Ümit Kocasakal, 'Üzücü olay yaşadık. Ben de meslektaşımızı, bir görev şehidimizi savcımızı rahmetle minnetle saygıyla anıyorum. Ona yapılan saldırı bize de yapılmış demektir. Biz nasıl ki bir hakime savcıya saldırıyı, saygısızlığı kendimize yapılmış sayıyorsak hiç kuşku yok ki hakim ve savcılar da, avukata yapılan saldırıyı kendisine yapılmış kabul eder. Kabul etmesi gerekir. Çünkü hepimiz yargı görevi yaparız. Kol kola bu ülkeye adaleti getirmemiz gerekiyor. Siyasi iktidar bu olaydaki kendi sorumluluğunu cüppenin altına saklamaya çalışıyor. Bu sorumluğu örtebilecek büyüklükte bir cüppe yok. 'Sen teröristlerle ne konuştun?', Ey Cumhurbaşkanı benim orada ne konuştuğumu, etrafımda o sırada bulunan emniyet güçlerince biliniyor. Peki sen Oslo'dan bu yana terör örgütüyle, terör örgütünün başıyla ne konuştun? Sen, teröristlerle bu ülkenin bölünmesini mi, konuştun? Halen de onu mu konuşuyorsun? Bana kim saldırırsa hak ettiği cevabı alacak ve almaya devam edecektir. Hukukun onurunu avukatlar ve barolar ayakta tutuyor. Bu cüppe çok şerefli, bu cüppenin düğmesi yok. Kimsenin önünde iliklenmez. Cebi yok kimse cebine bir şey koyamaz. Dev kasalarımız yok. Hukuka saygımız var. 'Çıkar cüppeni gel' diyen var ya ben isteğim zaman şerefli cüppeyi çıkarır karşına gelirim. Kaçacak delik ararsın. Ama sen istesen de bu şerefli cüppeyi hiçbir zaman giyemeyeceksin. Cüppe giyenler ülke sorunlarıyla ilgili bir şeyler sorabilirler. Hedef saptırmalarınız hedef göstermeleriniz üstü kapalı tehditleriniz bizleri mücadelemizden alıkoyamaz' dedi.