Talepleri karşılanıncaya kadar eylemlerini sürdüreceklerini belirten öğrenciler, üniversite yönetimi tarafından kısa süre içerisinde bir adım atılmadığı takdirde ise eylemi ‘dönüşümsüz açlık grevi' olarak yapacaklarını söylüyor.
Öğrencilerin dile getirdiği iddialar vahim. 'Kadına yönelik şiddeti protesto etmek', 'sokak ortasında öldürülen bir üniversite öğrencisini anmak' gibi nedenlerle yaptıkları basın açıklamalarının ardından haklarında disiplin soruşturmaları başlatıldığını ve onlarca öğrencinin bu yüzden okuldan uzaklaştırıldığını söylüyorlar. Üstelik ceza aldıkları bazı basın açıklamaları için okuldan izin almışlar.
Üniversite yönetimi ise soruşturmaların 'öğretimi aksatma', 'darp' gibi nedenlerle açıldığını söylüyor; izin verdikleri basın açıklamasına açılan soruşturma için, 'sınıfların olduğu bölgede yasa dışı slogan attılar' gerekçesini öne sürüyor.
200’Ü AŞKIN ÖĞRENCİYE SORUŞTURMA
Bingöl Üniversitesi yönetimi, özellikle 2014-2015 öğrenim yılının başlamasından sonra, yüzlerce öğrenciye çeşitli gerekçelerle soruşturma açtı ve ceza yağdırdı. Bu soruşturmaların önemli bir bölümü, okul içinde yapılan 'basın açıklamaları' nedeniyle açılmış. Öğrenciler (izinsiz basın açıklaması yapmak anayasal bir hakları olmasına rağmen) izin alarak yaptıkları basın açıklamaları nedeniyle bile soruşturmaya uğramış. Hakkında soruşturma açılan 200 kadar öğrenciden yaklaşık 150’sine de ceza verilmiş. Ceza alanların tam sayısını ne öğrenciler biliyor ne de üniversite yönetimi söylüyor. Ama ortada anormal bir disiplin cezası enflasyonu olduğu görülüyor.
Sonuç olarak 20’ye yakın Bingöl Üniversitesi öğrencisi 1 ay ile 1,5 yıl arasında değişen sürelerle okuldan uzaklaştırılmış durumda. Okul yönetimi cömertçe (150’ye yakın) kınama ve uyarı cezası da dağıtmış; öyle ki üç ayrı kınama cezası alan öğrenciler bile var.
Öğrenciler 'soruşturma-ceza terörü' dedikleri bu uygulama karşısında okul yönetimi ve Rektör'le iletişime geçmek istediklerini ama ne kendilerine ne de sorunun çözümü için kentteki sivil toplum örgütlerinin oluşturduğu komisyona yapıcı bir karşılık verilmediğini söylüyorlar. Bunun üzerine de seslerini duyurmak için açlık grevine başlıyorlar.
AÇLIK GREVİ EYLEMCİSİ HACI BAYRAM ANLATIYOR…
24 Şubat’tan itibaren Eğitim -Sen Bingöl Şubesi'nde açlık grevine başlayan ilk ekipte yer alan Bingöl Üniversitesi Medya ve İletişim – Gazetecilik Bölümü 2. Sınıf öğrencisi Hacı Bayram yaşadıklarını şöyle anlatıyor Radikal’e:
“2014-15 öğrenim yılının başından itibaren üniversite, öğrencilerin her etkinliğine ağır cezalar yağdırmaya başladı. Önce öğrenim yılının başında kadına yönelik şiddeti protesto için yapılan bir basın açıklamasına katılan arkadaşlarımıza soruşturma açıldı. Sonra 2009 yılında Diyarbakır’da öldürülen üniversite öğrencisi arkadaşımız Aydın Erdem için yapılan basın açıklaması nedeniyle 105 öğrenci hakkında soruşturma başlatıldı. Bu basın açıklamaları okul yönetiminin bilgisi ve izniyle yapılmıştı üstelik…”
Bayram, soruşturmaların, aralık ayındaki bu ikinci olaydan sonra daha da arttığını söylüyor:
“Bıçak kemiğe dayanınca açlık grevi eylemine karar verdik. Tek sorun soruşturmalar da değildi… Polisin okula elini kolunu sallayarak girmesi; polislerin ve okuldaki özel güvenlik görevlilerinin şefinin öğrencileri taciz ve tehdit eden tutumları… Özel güvenlik görevlilerinin başındaki kişi, hiçbir olay yokken de okuldaki öğrencilere ‘terörist’ diye laf atıyor…”
Bingöl Üniversitesi öğrencilerinin bir sorunu da, haklarında açılan soruşturmalarla karıştıkları iddia edilen olaylar esnasında bir başka yerde olduklarını kanıtlasalar bile ceza almaları.
Hacı Bayram da okula bir grup “karşıt görüşlü yabancı” girdiği gün ve saatlerde derste olduğunu, şahitleri ve yoklama föyündeki imzasıyla belgelediği halde 10 ay uzaklaştırma cezası alıyor.
“Sonuna kadar gitmeye kararlıyız, okuldaki bu baskı ortamından kurtulmaya kararlıyız” diyor Hacı Bayram, “İlk grup 7 kişi başlamıştık. Bizden 15 kişi devraldı. Haftaya 200 öğrenciyle devam edeceğiz.”
YÖNETİM UZLAŞMAYA YANAŞMAZSA EYLEM DÖNÜŞÜMSÜZ OLACAK
Bingöl’de öğrencilerin eylemini yakından izlemek amacıyla bir de Komisyon oluşturulmuş. Komisyonda Bingöl Barosu, Eğitim-Sen, SES, İHD ve Kurdi-Der’in yanı sıra DBP ve HDP yer alıyor. Eğitim-Sen Bingöl Şubesi Eşbaşkanı ve öğrencilerin açlık grevini izlemek için oluşturulan komisyonun üyesi Metin Kılıç, öğrenciler eyleme geçmeden önce okul yönetimiyle görüşmek için girişimlerde bulunduklarını, Rektör Gıyasettin Baydaş’a ulaşamadıklarını ancak Rektör Yardımcısı Ekrem Atalay’la bir görüşme yaptıklarını belirtiyor:
“Ekrem Bey anlayış gösterir gibi oldu, yönetimin tavrının yumuşayacağı ümidi doğurdu. Ancak bundan kısa bir süre sonra, 5 öğrenci, Bingöl’de bile olmadıklarını kanıtladıkları tarihte geçen bir olay nedeniyle soruşturmaya uğradı.”
Metin Kılıç, üniversite yönetiminin adım atmaması halinde, öğrencilerin şimdilik dönüşümlü olan açlık grevini ‘dönüşümsüz’ olarak sürdürmeyi düşündüklerini aktarıyor ve bir an önce sorunun çözümü yolunda adım atılması gerektiğini söylüyor.