Bingöl Üniversitesi'nde ‘Soruşturmalara Karşı’ Açlık Grevi 8. Gününde

Bingöl Üniversitesi'nde 'basın açıklamasına katılmak' gibi gerekçelerle yüzlerce öğrenci hakkında soruşturma açıldı. Bazıları, suçlandıkları olay anında derste olduklarını kanıtladığı halde ceza aldı. Bu soruşturmalara ve cezalara karşı başlattıkları süresiz açlık grevi bugün 8. gününde...

Bingöl Üniversitesi öğrencilerinin, haklarında açılan yüzlerce disiplin soruşturması ve aldıkları uzaklaştırma cezalarına karşı başlattığı açlık grevi 8 günü geride bıraktı. 

Radikal'den Hakkı Özdal'ın haberine göre; 24 Şubat’ta başlayan ve dün 1. haftasını dolduran 'süresiz ve dönüşümlü' açlık grevinde, 7 gün açlık grevi yapan ilk ekibin yerine dün sabah ikinci grup eyleme başladı. Açlık grevi yapan öğrencilerin 4 talebi var:

  • Polis üniversiteye istediği zaman girmesin ve öğrencilere saldırmasın

  • Haksız yere verilen uzaklaştırma, kınama ve uyarı cezaları kaldırılsın

  • Demokratik ve yasal hakkımız olan basın açıklaması için izin alma zorunluluğumuz olmasın

  • Üniversitedeki özel güvenlik güçlerinin öğrenciler üzerindeki baskılarına son verilsin

Talepleri karşılanıncaya kadar eylemlerini sürdüreceklerini belirten öğrenciler, üniversite yönetimi tarafından kısa süre içerisinde bir adım atılmadığı takdirde ise eylemi ‘dönüşümsüz açlık grevi' olarak yapacaklarını söylüyor.

Öğrencilerin dile getirdiği iddialar vahim. 'Kadına yönelik şiddeti protesto etmek', 'sokak ortasında öldürülen bir üniversite öğrencisini anmak' gibi nedenlerle yaptıkları basın açıklamalarının ardından haklarında disiplin soruşturmaları başlatıldığını ve onlarca öğrencinin bu yüzden okuldan uzaklaştırıldığını söylüyorlar. Üstelik ceza aldıkları bazı basın açıklamaları için okuldan izin almışlar.

Üniversite yönetimi ise soruşturmaların 'öğretimi aksatma', 'darp' gibi nedenlerle açıldığını söylüyor; izin verdikleri basın açıklamasına açılan soruşturma için, 'sınıfların olduğu bölgede yasa dışı slogan attılar' gerekçesini öne sürüyor. 

200’Ü AŞKIN ÖĞRENCİYE SORUŞTURMA

Bingöl Üniversitesi yönetimi, özellikle 2014-2015 öğrenim yılının başlamasından sonra, yüzlerce öğrenciye çeşitli gerekçelerle soruşturma açtı ve ceza yağdırdı. Bu soruşturmaların önemli bir bölümü, okul içinde yapılan 'basın açıklamaları' nedeniyle açılmış. Öğrenciler (izinsiz basın açıklaması yapmak anayasal bir hakları olmasına rağmen) izin alarak yaptıkları basın açıklamaları nedeniyle bile soruşturmaya uğramış. Hakkında soruşturma açılan 200 kadar öğrenciden yaklaşık 150’sine de ceza verilmiş. Ceza alanların tam sayısını ne öğrenciler biliyor ne de üniversite yönetimi söylüyor. Ama ortada anormal bir disiplin cezası enflasyonu olduğu görülüyor.

Sonuç olarak 20’ye yakın Bingöl Üniversitesi öğrencisi 1 ay ile 1,5 yıl arasında değişen sürelerle okuldan uzaklaştırılmış durumda. Okul yönetimi cömertçe (150’ye yakın) kınama ve uyarı cezası da dağıtmış; öyle ki üç ayrı kınama cezası alan öğrenciler bile var.

Öğrenciler 'soruşturma-ceza terörü' dedikleri bu uygulama karşısında okul yönetimi ve Rektör'le iletişime geçmek istediklerini ama ne kendilerine ne de sorunun çözümü için kentteki sivil toplum örgütlerinin oluşturduğu komisyona yapıcı bir karşılık verilmediğini söylüyorlar. Bunun üzerine de seslerini duyurmak için açlık grevine başlıyorlar.

AÇLIK GREVİ EYLEMCİSİ HACI BAYRAM ANLATIYOR…

24 Şubat’tan itibaren Eğitim -Sen Bingöl Şubesi'nde açlık grevine başlayan ilk ekipte yer alan Bingöl Üniversitesi Medya ve İletişim – Gazetecilik Bölümü 2. Sınıf öğrencisi Hacı Bayram yaşadıklarını şöyle anlatıyor Radikal’e:

“2014-15 öğrenim yılının başından itibaren üniversite, öğrencilerin her etkinliğine ağır cezalar yağdırmaya başladı. Önce öğrenim yılının başında kadına yönelik şiddeti protesto için yapılan bir basın açıklamasına katılan arkadaşlarımıza soruşturma açıldı. Sonra 2009 yılında Diyarbakır’da öldürülen üniversite öğrencisi arkadaşımız Aydın Erdem için yapılan basın açıklaması nedeniyle 105 öğrenci hakkında soruşturma başlatıldı. Bu basın açıklamaları okul yönetiminin bilgisi ve izniyle yapılmıştı üstelik…”

Bayram, soruşturmaların, aralık ayındaki bu ikinci olaydan sonra daha da arttığını söylüyor:

“Bıçak kemiğe dayanınca açlık grevi eylemine karar verdik. Tek sorun soruşturmalar da değildi… Polisin okula elini kolunu sallayarak girmesi; polislerin ve okuldaki özel güvenlik görevlilerinin şefinin öğrencileri taciz ve tehdit eden tutumları… Özel güvenlik görevlilerinin başındaki kişi, hiçbir olay yokken de okuldaki öğrencilere ‘terörist’ diye laf atıyor…”

Bingöl Üniversitesi öğrencilerinin bir sorunu da, haklarında açılan soruşturmalarla karıştıkları iddia edilen olaylar esnasında bir başka yerde olduklarını kanıtlasalar bile ceza almaları.

Hacı Bayram da okula bir grup “karşıt görüşlü yabancı” girdiği gün ve saatlerde derste olduğunu, şahitleri ve yoklama föyündeki imzasıyla belgelediği halde 10 ay uzaklaştırma cezası alıyor.

“Sonuna kadar gitmeye kararlıyız, okuldaki bu baskı ortamından kurtulmaya kararlıyız” diyor Hacı Bayram, “İlk grup 7 kişi başlamıştık. Bizden 15 kişi devraldı. Haftaya 200 öğrenciyle devam edeceğiz.”

YÖNETİM UZLAŞMAYA YANAŞMAZSA EYLEM DÖNÜŞÜMSÜZ OLACAK

Bingöl’de öğrencilerin eylemini yakından izlemek amacıyla bir de Komisyon oluşturulmuş. Komisyonda Bingöl Barosu, Eğitim-Sen, SES, İHD ve Kurdi-Der’in yanı sıra DBP ve HDP yer alıyor. Eğitim-Sen Bingöl Şubesi Eşbaşkanı ve öğrencilerin açlık grevini izlemek için oluşturulan komisyonun üyesi Metin Kılıç, öğrenciler eyleme geçmeden önce okul yönetimiyle görüşmek için girişimlerde bulunduklarını, Rektör Gıyasettin Baydaş’a ulaşamadıklarını ancak Rektör Yardımcısı Ekrem Atalay’la bir görüşme yaptıklarını belirtiyor:

“Ekrem Bey anlayış gösterir gibi oldu, yönetimin tavrının yumuşayacağı ümidi doğurdu. Ancak bundan kısa bir süre sonra, 5 öğrenci, Bingöl’de bile olmadıklarını kanıtladıkları tarihte geçen bir olay nedeniyle soruşturmaya uğradı.”

Metin Kılıç, üniversite yönetiminin adım atmaması halinde, öğrencilerin şimdilik dönüşümlü olan açlık grevini ‘dönüşümsüz’ olarak sürdürmeyi düşündüklerini aktarıyor ve bir an önce sorunun çözümü yolunda adım atılması gerektiğini söylüyor.

ÜNİVERSİTE YÖNETİMİ: 'DAHA NE İSTİYORLAR'!

Peki üniversite yönetimi bu olanlar için ne diyor? İddiaları sorduğumuz öğrenci işlerinden sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Çiftçi, öğrencilere, 'eğitim ve öğretimi aksatmak', 'batıdan gelen öğrencileri kentten ayrılmaları yönünde tehdit etmek', 'okula ziyarete gelen ülkücü bir kişiyi darp etmek' gibi nedenlerle ceza verildiğini söylüyor. Bir öğrencinin, 'elinde Türk bayraklı yüzük olduğu için' takip edilip dövüldüğünü iddia ediyor.

'Ne istediklerini anlayamıyoruz' diyor Prof. Dr. Mehmet Çiftçi, 'Okulumuzda son derece demokratik bir ortam var. Kürtçe de konuşulabiliyor...' Sözlerinin 'Kürtçe de konuşabiliyorlar, daha ne istiyorlar' gibi anlaşıldığını söyleyince 'düzeltiyor' Çiftçi, 'Yani eskiye göre çok iyi durumda demek istiyorum'...

Kürtçeyle ilgili sözlerini endişeyle tekzip eden Rektör yardımcısına, 'basın açıklaması yaptığı için' ceza alan öğrencileri soruyoruz bu kez: 'Yasa dışı sloganlar atıyorlar' diyor. Peki nedir bu sloganlar? Tam 'Abdullah Öcalan...' diye söze başlamışken, bir sihirli sözcük gibi güncel durumu hatırlatıyor ona Öcalan, 'Biz hükümetimizin çözüm sürecini de başından beri destekliyoruz...'

İyi ama hocam, sizden izin aldıkları eylemler için bile ceza almış öğrenciler? Okulda sürekli polis olduğundan şikayet ediyorlar...

'Sınıfların orada gürültü yaptılar, eğitimi engellediler..' diyor, 'Daha yüksek cezalar verebilecekken biz düşük verdik...' Zaten uyarı ve kınama gibi cezalar da çok önemli değilmiş, bir sonucu olmuyormuş!

'İzinsiz basın açıklaması yapıyorlar' deyince basın toplantılarının izne tabi olmayan bir hak olduğunu hatırlatıyoruz, biraz direndikten sonra kabul ediyor. 'Bingöl'de emniyet müdürümüzün şehit edildiği olaydan sonra Emniyet de Savcı Bey de çok hassas' diyor.

Öğrencilerden sorumlu rektör yardımcısı, polisin ve savcılığın hassasiyetine gayet vakıf, ancak açlık grevi yapan öğrencilerle iletişime geçip geçmeyeceklerini defalarca sormamıza rağmen net bir yanıt alamıyoruz.

Aslında alıyoruz, geçmeyecekler...

Açlık grevi yapan çocukların arkasındaki duvarda, 'Açlık öldürmüyor, duyarsızlık öldürüyor' yazılı bir döviz duruyor...

Popüler İçerikler

İzmir'de 5 Küçük Kardeşin Öldüğü Yangın Faciası: Bakanlık, Aileyi 18 Kez Ziyaret Etmiş!
Eski Bakan Işın Çelebi'den Fenerbahçe'ye Sert Yanıt: ''Devletin İmkanlarını Kullanıp ‘Yapı’ Diyemezsin''
Mehmet Şimşek Meclis’te Sunum Yaptı: “Ülkemizde Vergi Yükü Yüksek Değil”