İnançlarınıza dikkat edin; düşünceleriniz olurlar… Düşüncelerinize dikkat edin; sözleriniz olurlar… Sözlerinize dikkat edin; davranışlarınız olurlar...
Davranışlarınıza dikkat edin; alışkanlıklarınız olurlar… Alışkanlıklarınıza dikkat edin; değerlerinize dönüşürler... Değerlerinize dikkat edin; kaderiniz olurlar.
-Gandhi
Önce bir uyarım olsun; bu çağda herkesin diyet konusunda sonsuz bilgisi var, ancak hâlâ kilolu veya şişmanız. Peki niye? Bilinçaltı nedeniyle olabilir mi? Anlatacağım.
Hayatta yaşadıklarımızı veya yaşayacaklarımızı bilincimizle düşünerek seçeriz, seçtiklerimizi irademizle davranışa dönüştürürüz.
Hayatımızı artık genlerimiz değil, epigenetik yönetiyor; yani yaşadıklarımız fizik bedeni şekillendiriyor. İnsan, bilinçli seçimler yapabilen ve iradesini kullanarak bunları davranışlara çevirebilen bir canlıdır. Eğer bilinçli seçimlere uygun davranıyorsak irademizi kullanıyoruz; tepkisel davranıyorsak irademizi kullanamıyoruz demektir. İnsanlar çoğunlukla hayatı iki biçimde yaşarlar ya karşılaştıkları olaylara tepkiler göstererek ya da bilinçli seçimler yapıp onları uygulayarak...
Şurası kesin ki yaptığımız seçimlerle ya kendi yaşam öykümüzün kahramanı veya kader kurbanı oluyoruz.
İnsan bilinçli bir varlık olduğu için düşüncelerini ve davranışlarını seçme gücüne sahiptir. Bilincin, bilinçaltının önünde bekleyen bir bekçi olduğunu unutmayalım. Bir başka deyişle, bilinç ikna edilmeden bilinçaltına ulaşmak olanaklı değildir. Bilinciniz onay vermedikçe hiçbir düşünce bilinçaltına gidemez.
Bilinç (akıl) yoluyla düşünürüz, bu düşünceler sonuçta bilinçaltına (ruha) kaydedilir. Bilinçaltı bu düşüncelerle duyguları belirler. Kaygılı, kızgın, öfkeli ya da neşeli olmak bedeni değiştirir.
Eğer iyi düşünceleri hareketlendirirsek daha iyi olaylar, kötü düşünceleri hareketlendirirsek daha kötü olaylar yaşarız. Bilinçaltı iyi için de kötü için de aynı biçimde çalışır. Bütün seçimlerimizi bilincimizi kullanarak yaparız. Örneğin, yiyeceğimiz yemekleri, giyeceğimiz kıyafeti, okuyacağımız kitapları ya da arkadaşlarımızı bilincimizle seçeriz. Bilincimizle seçme gücümüzü ne kadar doğru kullanırsak ruhumuzu o kadar parlatırız. İnsan sadece genlerinin ve aldığı eğitimin bir ürünü değildir. İnsanın karakteri, genetik özellikler ve alınan eğitimden çok, seçimlerle oluşur.
İnsanoğlu düşünerek seçme özgürlüğü sayesinde bir robot olmaktan kurtulmuştur. Bu yolla insana her zaman yanlışlarını düzeltme fırsatı verilmiştir. Allah insanlara ruhlarını geliştirme fırsatını eşit ve adil olarak vermiştir. Bunu da her insana seçme özgürlüğü vererek ortaya koymuştur.
Bitkiler ve hayvanlarda yalnızca biyolojik gelişim söz konusuyken, insanlarda biyolojik gelişimin yanı sıra ruhsal gelişim de söz konusudur. Hatta insanlar için ruhsal gelişim biyolojik gelişimden çok daha önemlidir.
Akıllıca seçimler yapmak, tepkisel olmamayı gerektirir. Çoğu kez kendimize ve başkalarına en büyük zararı düşünmeden gösterdiğimiz ani tepkilerle veririz. Öyleyse yaşadığımız her olayda etki ile tepki arasındaki boşluğu akıllıca doldurmalıyız. İnsan seçme öz- gürlüğünü akıllıca kullanırsa bilinci yükselir. Bilinç yükseldikçe de zihindeki kötü düşünceler azalıp yok olmaya başlar.
Bilinç bir düşünceyi tam olarak benimseyip kabul ettiğinde hemen bilinçaltına gönderir. Ve o düşünce, bilinçaltında ileride yaşayacağınız bir deneyim olarak yoğrulup hazırlanır. Bir süre sonra o düşüncenin yaşamda gerçekleştiğini görürsünüz. Bu nedenle bilinçaltımızı iyi ve güzel düşüncelerle doldurmalıyız.
Bilincin ana işlevleri şöyledir:
■ Zihnimiz iradenin yeridir.
■ Mantık yürütür, akılcı karar vermeyi sağlar.
■ Farkındalığı gelişmiştir.
■ Espriyi ya da alayı anlayabilir.
■ Bilgiyi seri halde işler.
■ Duyusal girişleri analiz edip değerlendirir.
■ Yavaş ve belirsizdir.
■ Yeni şeyleri denemeye ve öğrenmeye meraklıdır.
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio