Bilimsel Olarak Çirkin Olup Olmadığınızı Öğrenmenin Kesin Bir Yolu Olduğunu Biliyor muydunuz?

İnsan, karmaşık bir canlı. İnsanoğlu bir yandan kibarlık gereği çirkine çirkin olduğunu söylemez, bir yandan da dünya güzeli insanları bile yaralamak adına çirkin olduğunu söyler. Bu nedenle güzellik konusunda hiçbir zaman emin olamıyoruz, kafamız her zaman karışık. Şimdi bilim güzel olup olmadığımızı anlamanın çok basit bir yolu olduğunu söylüyor.

Küçük bir çocuğa yaklaştığınızda sizden kaçıyor ya da ağlamaya başlıyor mu?

Yalnız değilsiniz. 'Acaba yanlış bir şey mi yapıyorum?' diyerek kendinizle ilgili olumsuz düşüncelere kapılmanız çok normal.

Bilim bu durumu açıklıyor.

Aslında bunu hepimiz biliyoruz. Çocuklar yetişkinler gibi 'düşünceli' değil, oldukça dürüstler ve yargılarını kolayca ortaya koyabiliyorlar.

Bilime göre çocuklarda insanlara karşı çok sabit bir ölçüt var.

Bebekler ve küçük çocuklar anne, baba ve yakın akrabalardan oluşan çok dar bir çevreye alışıktır. Bu yüzden yeni biriyle tanıştıklarında utangaç davranırlar. Yeni birine alışma ve güvenme noktasında çocukların çok sabit bir ölçütü var; yüz. Çocuklar yeni biriyle tanıştığında karşılarındakinin kişiliklerini, yapabileceklerinin sınırını ve onların karakterlerini derinlemesine değerlendiremediği için ilişkilerinin temelini basitçe görsellik ölçütü üzerinden kuruyorlar.

Yani basitçe bir çocukla iyi anlaşmak ve güvenini kazanmak, doğrudan nasıl göründüğünüzle ilgili.

Bir bilimsel psikoloji dergisinde yayımlanan çalışmaya göre, çocuklar karşılarındakine güvenme kriteri olarak kişinin yüz özelliklerini dikkate alıyorlar. Bu çalışmada çirkin insanlara daha az güvendikleri sunuluyor. 

Akademisyenler 138 deneğin katıldığı araştırmada, 8-10-12 yaşlarındaki çocukları 3 ayrı gruba bölerek gözlem yaptılar. İlk aşamada çocuklara 200 farklı erkek yüzü gösterildi ve çocukların güven tepkileri kaydedildi. Bir ay sonra yine aynı yüzler çocuklara gösterilerek beğenileri gözlemlendi. Çirkin yüzlere güvenme oranı, önceki teste göre biraz daha yüksekti. Yine de bu çok küçük bir artıştı. Kızların yanıtlarında daha tutarlı olduğu görüldü.

Hepimiz karşımızdakini güzelliğine göre değerlendiriyoruz.

Araştırmaya göre, gördüğümüz kişiye karşı güven hissi beynimizde 50 milisaniyede açığa çıkıyor. Güzellik klişesi denilen olgu da burada ortaya çıkıyor. Yani zaten birisini tanımadan onu nasıl göründüğü ile yargılıyoruz. 

Bunun yanında iyi görünümlü insanların sahip olduğu özgüven, yeteneklerini daha çabuk açığa çıkarma ve toplum tarafından takdir edilmeleri gibi gerçekler de bunun üzerinden kanıtlanıyor.

Ancak bir yetişkinin kafasını karıştıracak çok faktör varken, bebek ve çocukların böyle bir ölçüsü yok.

Bir yetişkin karşısındakini görünüşünden giysilerine, sosyal statüsünden mesleğine; birçok açıdan değerlendiriyor. Önceki tecrübelerini de bunların üstüne katıyor ve ortaya karmaşık bir yapı çıkıyor. Oysa küçükken bunların hiçbirinin önemi yok. Tecrübe de yok. Dolayısıyla çocuklar en doğal içgüdülerle hareket ediyorlar.

Güzellik içgüdüsel bir kavram, ancak yanıltıcı olabilir.

Sadece çocukların davranışı olarak düşünmeyin; güzel bir yüz, güzel bir karakterin de göstergesi olarak toplumsal ön yargılarda yer alıyor. Bu durum elbette bilinçsizliği ve dış görünüşe odaklanmayı da beraberinde getiriyor. 

İlişkilerde de, içsel değerlerin yerine dış güzelliğe odaklanmak zaman içinde yanlış bir temelde birliktelik arama sürecinde girilmesine neden oluyor. Herkes dış güzelliğini artırarak çekiciliğini artırmanın peşinde ve bu durumda mutluluğa da erişeceğini düşünüyor. Ancak bu durum geçici mutluluğu beraberinde getiriyor. Yaşam kaliteleri uzun dönemde geriliyor. Unutmayın güzellik geçicidir. 

Bunların yanında, insanları çekiciliklerine göre yargılamak, suçların da üzerini örtebiliyor. Bilinen birçok seri katilin özellikleri arasında güler yüzlü olmak, iyi görünümlü olmak gibi şeyler mevcut. Bir çok ifadede onları tanıyan insanlar bu insanların katil olamayacak kadar güzel yüzlü ve güler yüzlü olduğunu söylüyorlar. 

Yetişkinler olarak, çocuklarımızı birisinin karakterini anlamaları noktasında eğitirken görünüşlerinden harekete geçmelerini engellemeliyiz. Çocuklara dış görünüşün iyilik ya da kötülük ile ilgisi olmadığını öğretmeliyiz.

Popüler İçerikler

Güldür Güldür Show'dan Duygulandıran 29 Ekim Skeci Geldi
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'un Yaptığı Açıklamalar Gündem Oldu: ''Uyanın Fenerbahçeliler Uyanın!''
DEM Partili Batman, Mardin ve Halfeti Belediyelerine Kayyum Atandı
YORUMLAR
11.06.2021

Çocuklarla çok iyi anlaşırım ama bunun güzellikle alakalı olduğunu düşünmüyorum

11.06.2021

Bencede

10.06.2021

Çocukların süslü, renkli ve eğlenceli olan insanları sevme olasılığı daha yüksektir.. Yakın çevrenizdeki çocuklar sizi seviyorsa, büyük ihtimalle anne babası da sizi seviyordur. Bu da küçük bir ipucu olsun :)

10.06.2021

odght

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ