Gerçekten 'ruh eşi' diye bir şey var mı? Varsa bulma ihtimalimiz ne? Sizin için araştırdık!
Gerçekten 'ruh eşi' diye bir şey var mı? Varsa bulma ihtimalimiz ne? Sizin için araştırdık!
Bunlardan biri, NASA'da çalışmış fizikçi Randall Munroe'ya ait. Munroe, okurlarının gündelik hayata dair sorularını bilimsel bir dille cevapladığı 'What If?' adlı kitabında dünya üzerinde yaşayan her insanın tek bir ruh eşine sahip olması ihtimalini sorguluyor. Munroe'nun vardığı sonuç ise, 'ruh eşi' kavramını nasıl yorumladığımızdan bile bağımsız değerlendirildiğinde, oldukça karamsar.
Buna göre herkesin 500 milyon potansiyel 'ruh eşi' adayı var, ve her birimiz günde birkaç düzine yabancıyla göz göze geliyoruz. Bunların yüzde onunun yaşı sizinkine yakınsa, yaklaşık 50.000 kişiyle eşleşme ihtimaliniz var demektir. Bu durumda, 500 milyonluk potansiyel ruh eşi grubunun 50 biniyle, yani 10 binde biriyle eşleşme olasılığımız ortaya çıkıyor.
'Ruh eşi' kavramının bilimle ifade edilmesi çabası genellikle boşa çıkıyor. O kişinin kim olduğunu, nerede yaşadığını, neyle meşgul olduğunu bilmiyorsunuz; ancak bir romantik komedi klişesi gibi, göz göze geldiğiniz anda onu 'tanıyorsunuz'.
Göz göze geldiğinizde tanıdığınızı fark ettiğiniz, sizin için yaratılmış olan o kişi şu an hayatta mı? Dünyada şimdiye kadar yüz milyar civarında insanın yaşamış olduğu tahmin ediliyor. Şu an yedi milyar kişi hayatta. Bu durumda, dünya üzerinde hayatta olan her insan birileriyle eşleşmeye çalışsa, ruh eşlerimizin yüzde doksanının artık hayatta olmayacağını görüyoruz.
Tüm bunları konuşurken aşk gibi oldukça soyut, hatta metafizik bir konseptten bahsettiğimiz de unutulmamalı. Zaten 'ruh eşi' dediğimiz kavramın içinde biraz da tüm engellere göğüs germek, ilişkiyi ne pahasına olursa olsun savunmak yok mu?
'Journal of Experimental Social Psychology''de yayınlanan bir araştırma, çiftleri iki gruba ayırıyor. Bir gruba kaderci bir 'birbirleri için yaratıldıkları' fikri deklare edilirken diğerine aşkın kaderden çok 'yolculuk' ile bağlantılı olduğu, iki tarafın bir şeyleri birlikte başardıkları fikri aşılandığında şaşırtıcı bir sonuç ortaya çıkıyor: İkinci grubun ilişkilerine dair pozitif hisleri, ilkinden daha fazla.
Birbirleri için yaratıldığına inanılan çiftler, ilişkide ters giden şeyleri daha çok kafaya takıyor olabilir. Çünkü bu tür çiftler, ilişkileri hayatın gerçekleriyle karşılaşıp sınandığında gidişatı düzeltmekte zorlanabiliyor.
Uzun lafın kısası, sakin olmakta fayda var! Aşık olmak, sadece bilimle açıklamak oldukça zor olsa da, hayatın bir gerçeği. Ve 'ruh eşimizi' bulmuş olalım ya da olmayalım, yaşayabileceğimiz en harika duygulardan biri!