Sanattan Bilime Tarihte İz Bırakmış İsimler Hakkında Belki de İlk Kez Duyacağınız 101 Bilgi

İz bırakan yazarların ve bilim insanlarının öyle yaşantıları, öyle hayat tarzları, öyle takıntıları var ki; bazen tüm bunlar yaptıkları önemli işlerin bile önüne geçebiliyor.

1. Gittiği her yere pusulasını götüren Charles Dickens, her zaman kuzeye doğru uyurmuş. Bunun, yaratıcılık ve yazma gücünü geliştirdiğine inanıyormuş.

Eğer yemeğin hacmini hesaplayamazsa yemeğinden asla keyif alamıyormuş. Sık sık akşam yemeği yediği New York’taki Waldorf Astroia Hotel’in şef garsonu bu durumu biliyor ve Tesla’ya uygun yemekler hazırlıyormuş.

Fakat Nikola Tesla'yı diğerlerinden ayıran bir özelliği de OCD, obsesif kompulsif bozukluğu olmasıydı. Tesla uyumadan önce parmaklarını sıkar, güvercinleri çok sever, takılardan ve kilolu kadınlardan nefret edermiş.

6. Jackson Pollock boya olarak sıklıkla sigara kullanıyormuş.

Yaşamı boyunca 30'u insan olmak üzere 100'ü aşkın kadavrada yaptığı anatomi çalışmaları sonucunda 779 anatomik çizim gerçekleştirmiştir.

Bu da notlarını ancak aynayla okunabilir hale getirmiştir.

10. Gandhi, siyahların insan sayılamayacağını düşünüyordu.

Onlardan hoşlanmıyor, onlardan bahsederken yerel bir küfür olan kaffir ifadesini kullanıyordu.1903 yılında beyaz ırkın Güney Afrika’ya hükmetmesi gerekliliğini açıkladı.

Fakat 1908 yılında aynı beyazlar tarafından hapse atıldığında beyaz değil, siyah olarak damgalanmıştı.

The Guardian’dan Michael Connelian’a göre Gandhi sıkı bir kadın düşmanıydı. Gandhi’ye göre erkekler doğaları gereği temel cinsel güdülerini kontrol edemeyen varlıklardı ve bu güdüleri sürekli olarak tetikleyen her kadın bunun sorumlusuydu. Güney Afrika’da geçirdiği yıllardan birinde, iki kadın takipçisi, genç bir adam tarafından tecavüze uğradı. Bunun üzerine Gandhi, olayın sorumlusu olarak kadınları gösterdi ve saçlarını kestirmelerini sağladı. Ona göre kadınlar tecavüze teslim oldukları an, insanlıklarını kaybetmişti.

Aslında bu onun araştırmacı kişiliğini ve farklı bakış açısını ortaya koyuyor ama buna okul hayatındaki başarısızlığı eklenince o dönem pek dikkate alınmamış.Okul hayatı tam bir fiyaskoymuş çünkü. Aynı şekilde iş hayatı da öyle. Birkaç kez girdiği işlerden kovulmuş. Ardından tamamen araştırmalara ve icatlarına yönelmiş.

14. Edison, yanında çalışacak insanları ciddi bir mülakat sürecine sokuyormuş.

Edison, mülakata girenlerden bir kase çorba içmesini de istiyordu. Edison’un takıntılı olduğu konu ise, adayların çorbaya içmeden önce mi içtikten sonra mı tuz attıkları mevzusuydu.

Karşısındaki insan daha çorbadan bir yudum dahi almamasına rağmen eli tuza gidiyorsa, o kişiyi kafasında ‘ön yargı sahibi’ olarak nitelendiriyor ve eliyormuş.

Ancak tamamen arkadaşlık üzerine kurulu bir evlilikti ve cinsellik yoktu. Léonard ve Virginia, dünyanın bir cehenneme doğru sürüklendiğine inandıkları için, gerektiğinde egzoz dumanı soluyarak kendilerini çabucak öldürebilmeleri için garajlarında yedek benzin bulundururlarmış. Ayrıca morfin depoladıkları da biliniyordu.

Bir defasında hastalığının manik safhasında, kırk sekiz saat aralıksız konuşmuş.

18. Honoré de Balzac, doymak bilmez bir iştaha sahipmiş ve oburluk derecesinde yemek yiyormuş. Yemeğini doğrudan bıçakla yiyor, ağzındaki parçaları da etrafa saçıyormuş.

Tüm bu kaba saba davranışlarına ve hijyenden uzak oluşuna rağmen kadınlarla arası oldukça iyiymiş. Giysilerinin temizliğine özen göstermiyor, daima vücudundan pis bir koku yayılıyor ve tırnakları pis oluyormuş.

Günde yaklaşık elli bardak kahve içiyormuş. Kahvesi pişirilmiş halde önüne getirtemediği zamanlarda, bir avuç çekirdeği öğütüp ağzına atıyormuş.

22. Poe'nun İngiltere’de gittiği yatılı okulun sınıfı mezarlığa bakıyordu. Okul müdürü, matematik derslerini dışarıda ölüler arasında verdiği için Poe, karanlıktan çok korkuyordu.

Bulunduktan sonraki dört günlük sürede Poe başına ne geldiğini ve niçin sokakta yattığını anlatacak kadar kendine gelemedi. Bu süreçte hep halüsinasyonlar gördü ve ölümünden bir önceki gece “Reynolds” adını sayıkladı. Poe'nun ölümünün ardındaki sır hala bilinmiyor.

Obetrol  ilk olarak 1920’lerde ortaya çıkmış. Şu an Adderall olarak da bilinen ilaç, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun ve narkolepsinin tedavisinde kullanılan bir amfetamindir. Warhol’un fabrikasından bu kadar düzenli ve çok iş çıkmasının sebebi obetrol olabilir.

Bunun sebebi ise ayak fetişi...

26. Einstein yaşı ilerledikçe saçını kestirmeyi reddetmiş, gereksiz olduklarını düşündüğü için çoğu zaman çorap giymemiş.

29. Kafka sıklıkla Prag’daki bir geneleve gidermiş.

Özellikle üniversite yıllarından itibaren düzenli olarak geneleve gitmeye başlamış. Kadınlara yönelik olarak güçlü bir çekim hissetmesine karşın, bir yandan kadın düşmanı fikirlere de sahipmiş. Bir seferinde ise hızla kendini genelevden dışarı atıp kusmuş.

33. Isaac Newton eğitim hayatının ilk dönemlerinde oldukça başarısızmış. Gittiği hiçbir okulda başarılı olamayınca ailesi onu kendi çiftliklerinin başına geçirmiş fakat bu işte de başarılı olamamış. Hatta durum öyle bir hal almış ki çiftliği amcalarından biri kurtarmış.

37. Picasso'nun hayattaki en büyük şansı babası...

Picasso oldukça zeki bir öğrenciymiş fakat kendisine yapması gerekenin söylenmesinden hiç hoşlanmazmış. Aritmetik gibi derslerle asla ilgilenmez devamlı çizim yaparmış. Bu asi tavırlarından dolayı sürekli cezalar alır, öğretmenleri tarafından pek sevilmezmiş. Babası ressam olduğu için şans yüzüne gülmüş çünkü babası durumu fark eder etmez, onu sadece resimle ilgilenebileceği bir okula yönlendirmiş.

Koleksiyonerler, Picasso öldüğü zaman resimden baskıya, seramikten sahne dekoruna kadar eşya ve beden parçalarının bulunduğu elli bine yakın eşya edinme şansı bulmuş.

İlk kitabının yayımlanmasını sağlayan TRT Yarışması dışında hiçbir ödül almamış, hayattayken Kenter Tiyatrosu'na oynanması için götürdüğü 'Oyunlarda Yaşayanlar' oyunu beğenilmemiş, çok kalın olduğu için ilk baskısı iki cilt yapılan Tutunamayanlar'ın ikinci cildi depoda yatmaya terk edilmiş, satışı başarısız olmuş.

41. İspanyol sürrealist ressam Salvador Dali'nin de, batıl inançları çok kuvvetliymiş. Kendisini kötülüklerden koruması için çevresinde daima küçük İspanyol ağaç oymaları taşırmış.

Kendine özgü kişiliğiyle bilinen sanatçı, bir seferinde dalgıç kıyafetleri ve başlığı içinde ders anlatırken neredeyse ölümden dönmüş.

Aynı şekilde babası da hayalperest ve oldukça tembel olarak görülüyormuş.

45. Stephen Hawking Oxford kürek takımındaydı.

2007’de kızı Lucy ile birlikte “”Georgo’nun Evrene Açılan Gizli Anahtarı” kitabını yazdılar. Serinin ikinci kitabı 2009 yılında “Georgo’nun Kozmik Hazine Avı” adıyla yayınlandı.

49. Abraham Lincoln Amerika Birleşik Devletleri'nin başkanı olmadan önce 3 kere iş batırmış ve 7 seçim kampanyası başarısızlıkla sonuçlanmış.

Salinger'ı bulmaları için dedektif tutan okurları olduğu bile söylenir.

53. Pisagor vejetaryenliğin babasıdır ama baklagillerden de nefret etmiş ve öğrencilerinin yemesini dahi yasaklamış.

Christie'nin hiçbir zaman düzenli bir çalışma odası olmamış. Otel odalarında, mutfakta ve kendini yaratıcı hissettiği her yerde yazabiliyormuş.

57. Frida Kahlo, iyi bir bitki yetiştiricisiymiş.

Sıklıkla otobiyografik olan resimlerini, Diego Rivera ile paylaştığı evlerinin, bakımını kendisinin üstlendiği bahçesinde yer alan çiçek ve bitkilerle doldururmuş. Kahlo’nun iyi bakılan bahçesi, sanatçı için ilham ve rahatlama mekânıyken Meksika kökenli birçok çiçek, bitki ve meyveyi yetiştirebildiği tek yermiş. Sanatçının hastaneden getirildiğinde ölmeden önceki son arzusu da yatağının bahçeyi görecek şekilde yerleştirilmesi olmuş.

Altı yaşındayken babasıyla çıktığı bir gezinti sırasında ayağı ağaç köklerine takılmış ve yere düşmüş. Bu olay sonrası çocuk felci geçirmiş ve bir ayağı topal kalmış. Bu durum nedeniyle kendisine “Tahta Bacak Frida” denmiş.

61. Nietzsche, çalışmalarını daima ayakta yaparmış.

Böyle yapmayan insanlardan ise nefret edermiş. Hatta bir keresinde Nietzsche, yakın arkadaşı Gustave Flaubert'e çalışırken 'rahat takıldığı' için nihilist demiş.

Alice Harikalar Diyarında Sendromu, vücut ve cisim algısında meydana gelen bozulmaların gözlemlendiği bir sendromdur. Bu sendroma sahip kişiler, nesneleri olduğundan daha büyük veya daha küçük, olduklarından daha uzak ya da daha yakın algılarlar.

'Detay'

Hatta öyle ki, Jane Austen çalışma odasının kapısındaki gıcırtıyı gelen birileri olduğunda duysun diye asla tamir etmemiş.

Bulmuş mu derseniz, hayır...

65. Yoshiro Nakamatsu, birçok icadını suyun altında tasarlamış.

Bu takıntısının sebebini ise, beynini oksijenden mahrum bıraktığı anlarda daha yaratıcı olduğunu düşünmesi imiş.

69. Michelangelo, yıkanmaktan nefret edermiş ve olayı ayakkabıları derisine yapışana kadar giyme safhasına kadar getirmiş.

73. Victor Hugo, yazarken şalı hariç bütün kıyafetlerini bir dolaba kilitlermiş. Bunun nedeni hem dikkatinin dağılmaması, hem de sıkılıp dışarıya çıkmasını engellemekmiş.

İşin takıntı kısmı, Freud’un kokain kullanmadan hiçbir hastasıyla görüşmemesi.

77. Fredrich Schiller’in masasının bir çekmecesi çürük elmalarla doluymuş. Bunun nedeni de çürük elmaların kokusunun ona ilham vermesiymiş.

Josephine Cochrane, bulaşıkları yıkayan mekanik bir makine üretme düşüncesiyle yola çıktı. Planı, tabakları tıpkı bugünkü makinelerde olduğu gibi parmaklıklı bir rafa koymak ve basınçlı suyun gücünü kullanarak bulaşıkları temizlemekti. Cochrane hayalini kurduğu icadı 1886 yılında geliştirdi ve otellere satmaya başladı. Böylece bugün kullandığımız bulaşık makinelerinin de prototipini geliştirmiş oldu.

81. Tycho Brahe, zamanında modern astronominin en yetkin ismi olarak anılırmış.

Aynı zamanda yemek masasının altında tuttuğu ve psişik bir takım güçleri olduğuna inandığı Jepp isminde bir cücesi varmış ve bir soytarı gibi giyinmesi için ona para verirmiş.

Daha sonra ölümüne sebep olan da bu koluna yediği bir kurşun olmuş.

85. Luteryen kilisesinin kurucusu olan Luther, kurtuluşun kazanılması gereken bir şey değil, tanrı tarafından verilen bir hediye olduğunu belirtir.

Aynı zamanda her gün kendi dışkısından bir kaşık yiyormuş.

Fakat Watson, zencilerin doğası gereği, beyaz insanlardan daha az zeki olduklarını düşünüyormuş.

89. Stephen King'in ilk kitabı tam 30 kere reddedilmiş.

Ancak Empedokles, kendisinin tanrı olduğuna inanırmış ve bunu kanıtlamak için de Etna Yanardağı'na atlamış.

93. Uçarı ve gösterişli kişiliğiyle tanınan ressam Salvador Dali, içine şeytan girdiğine inanıyormuş.

Hatta 1947 yılında, üzerinde şeytan çıkarma ayini gerçekleştirmesi için bir rahip tutmuş ve ona karşılığında kendi yaptığı bir çarmıh heykeli hediye etmiş.

Karanlık bir odada ateş söndürme ve kibrit yakmanın kendisini rahatlattığını keşfetmiş. Bazen kardeşi önünde de gerçekleştirdiği bu ritüleli rahatlayana kadar devam ettirirmiş. Sonrasında, performanslarının bir parçası olan ve Lighting Piece diye adlandırdığı bu özel ritüel, Fluxus topluluğu tarafından kayıt altına alınmıştır.

Bu çalışmalar sırasında 25 bin işçi hayatını kaybetmişti...

97. Auguste Rodin‘in "The Age of Bronze" (Bronz Çağı) isimli çalışması o kadar gerçekçi bulunmuş ki, bazı insanlar eser için gerçek bir insanın kurban edildiği görüşüne inanmaya başlamışlar.

Canlı haber bülteni, uzay kapsülü, helikopter, uzay panelleri, şok tabancası, drone savaşları, video konferans, hologram performansları, elektrikli sandalye, güdümlü füze, elektrikli denizaltı gibi...

101. Johannes Vermeer, 16. yüzyılda "Camera Obscura" olarak bilinen ve bugünkü kameraların atası diyebileceğimiz bir makine kullanıyormuş.

Bu makine çevresindekilerin resmini ekrana yansıtan optik  bir aletmiş. Ressam çizdiği objeleri bu alet yardımıyla tuvale aktarıyor ve eserlerini bu şekilde yapıyormuş.

Popüler İçerikler

İki Torunlu Mücevher Kralı 30 Yıllık Eşinden Genç Sevgilisi İçin Tek Celsede Boşandı
ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi
Teğmen Ebru Eroğlu İle İlgili Skandal Karar: Küfür ve Taciz İfade Özgürlüğü Sayıldı
YORUMLAR
22.09.2018

Kırık hepsi yav... Gerçi kırık olmadan da bu işler olmuyor. Ayrıca vudi elının şeysi mantıklı. Sabah-akşam metroya bin bazen iyi gırgır dönüyor gerçekten (İzmir metrosu).

22.09.2018

hergün kendi bokundan bi kaşık yiyen adam.ilginç

24.09.2018

freud sağlam bir papuç değilmiş. Adam kafa bir milyon bir tarafından uydurmuş herhalde o kadar şeyi :)

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ