Bilim dünyasının son yıllarda ne kadar geliştiği su götürmez bir gerçek. Bunun arkasında geçmişten günümüze yapılan birçok deney var. Bu deneylerin ne kadar etik olduğu ise tartışmalı! Günün sonunda insan hayatını kurtarabilecek sonuçlar elde edilse de bazı deneyleri normal karşılamak mümkün değil. İşte, gözlerinizin fal taşı gibi açılmasına sebep olacak o deneyler!
Leo Stanley'nin yaptığı bu deney, 1913-1951 yılları arasında gerçekleşti. Stanley'ye göre insanların hasta ve anormal olmaları, onları suçlulara dönüştüren sebeplerin başında geliyordu. Eğer bu hastalıklar ve anormallikler kontrol altına alınırsa insanların suç işlemeleri de engellenebilirdi. Böylece Stanley, insanların DNA'larını değiştirmeyi sağlayacak bir deney uygulamaya başladı. İdam edilen mahkumların testislerini alıyor, sıvı kıvama getirip bunları yaşayan hasta mahkumlara enjekte ediyordu. Ama hapishanede sürekli idam gerçekleşmediği için Stanley'nin kaynakları da zamanla azaldı. Bunun sonucunda doktor; keçilerin, yaban domuzlarının ve geyiklerin testislerini alıp insanlara enjekte etmeye başladı. Deney sonucunda mahkumların tedaviden verim aldığını bile söyledi! Doktor Stanley ise yaptığı tüm bu korkunç deneylerin sonucunda hiçbir ceza almadan emekli oldu.
Bu deneyin amacı, bol miktarda örümcek ipeği elde etmek. Örümcek ipeği adı verilen malzeme, kurşun geçirmez yeleklerde kullanılması gibi sebeplerle çok değerli. Ancak sadece örümcekler tarafından üretildiği için bu ipeğin toplanması da bir o kadar zor. Wyoming Üniversitesindeki araştırmacılar, bu durumu değiştirmek için örümceğin ipek oluşturmasını sağlayan genlerini bir keçiye naklederek keçi sütünden ipek proteini topladılar. İpek proteini taşıyan bu keçilerin görünüşlerinde ve sağlık durumlarında diğer keçilerden hiçbir farkları yoktu. Tabii yine de durumun ne kadar etik olduğu tartışılır!
Bu deneyde 12'si mahkûm rolünde, 12'si gardiyan rolünde toplam 24 öğrenci vardı. İlk beş gün boyunca gardiyan öğrenciler, rollerine kendilerini çok fazla kaptırdılar ve mahkûm öğrencilere işkence etmeye başladılar. Bu sebeple deney altıncı günde sonlandırıldı. Deney bitiminde salınan öğrencilerde kızgınlık, depresyon ve anksiyete görüldü. Gardiyan rolündeki öğrencilerin söylediklerine göre mahkûm öğrenciler için bu bir deney değil, gerçek hayattı ve gardiyanlardan hiçbiri mahkûmlar için kötü hissetmemişlerdi. Bu deney, tarihteki en etik dışı psikoloji deneylerinden biri olarak kayıtlara geçti.
Project Artichoke, Bluebird adında başka bir projeden doğmuş bir deneydi. Deney için 'Bir insanı, kendi benliğine ve kendini koruma içgüdüsüne bile karşı koyacak şekilde kontrol altına alabilir miyiz?' sorusundan yola çıkılmıştı. Denekleri sorgulamalarda savunmasız bırakmak için hipnoz ve uyuşturucu kullanıldı. Operasyon, Asya'nın gözden uzak noktalarında gerçekleşti fakat deneklerin uyuşturucu sonrasında hafıza kaybı yaşamaları nedeniyle deney başarısız oldu. Bu projenin, günümüzde başka bir zihin kontrol projesi olduğu söylenen MKUltra'nın başlangıcı olduğu iddia ediliyor.
ABD Halk Sağlığı Servisi, 1932-1972 yıllarında tedavi edilmezlerse ne olacağını öğrenmek için frengi hastalığına sahip erkekleri tedaviden mahrum bıraktı. 600'den fazla siyahi erkeği içeren bu deneyde, hastalığın her ne kadar tedavi edilebilir olduğu sonucuna varıldıysa da hiçbirine penisilin gibi etkili tedavi yöntemleri uygulanmadı. 40 yıl boyunca devam eden bu deneyde tedavi olamayan 100'den fazla erkek hayatını kaybetti.
Araştırmacılar, insanların merkezi sinir sistemlerinde bulunan glial hücreleri farelere nakletmeye karar verdiler. Glial hücreler, yenidoğan fareler büyüdükçe farelerin doğal glial hücrelerini geçti. Bunun sonucunda farelerin hafızalarının güçlendiği ortaya çıktı.
Entomolojik savaş; düşmanlara veya sivil halka doğrudan zarar vermek, onların tedarik hatlarını engellemek için böceklerin kullanıldığı bir biyolojik savaş türü. ABD Ordusu Kimyasal Birlikleri, Drop Kick Operasyonu adı verilen bir operasyonda enfekte edilmemiş dişi sivrisinekleri Georgia'ya gönderdi ve bu sineklerin kaç kişiyi ısırdığını inceledi. Operasyon sonucunda sivrisineklerin çeşitli cihazlar yardımıyla etrafa yayılabilecekleri ortaya çıkmıştı. Big Buzz Operasyonu ise ABD'nin Georgia eyaletinde yapılmıştı. 'Saha testi' olarak geçen bu deneyde uygulanacak plan, 300.000'den fazla sivrisineği uçaktan yere bırakmak ve sineklerin etkilerini gözlemlemekti.
Tusko, Oklahoma Şehri Hayvanat Bahçesi'nde bulunan bir fildi. 3 Ağustos 1962'de, Oklahoma Üniversitesinden bazı araştırmacılar ona LSD enjekte etmeye karar verdiler. Enjekte ettikleri LSD dozu ise normal bir insanın alabileceği dozdan üç bin kat daha fazla, yani 297 mg'dı. Tusko adındaki filin yere yığılması beş dakika sürdü ve zavallı hayvan bir saat kırk dakika sonra hayatını kaybetti. Bazı araştırmacılar, fili kurtarmak için kullanılan ilaçların onu öldürdüğünü düşünse de asıl ölüm nedeninin LSD olduğuna inanılıyor.
Kısaltma kullanilirken parantez içinde ne olduğu açıkça yazılır! Bilmeyen içerik adminleri öğrensin. Herkes her şeyin açılımını adı gibi bilmek zorunda değil!
Covid aşısını bulduk diyen Türk çift de yazalım mağlum insanları deney faresi yapan Prof. Dr. Uğur Şahin ve eşi Dr. Özlem Türeci bu sayede zenginliklerine kat kat kazanc sağlayan sonrada pişkince covid aşısı %100 korumuyor diyerek tüm herkesle alay eden para gözlü unutmayalım
Sonuncusu doğum günümde yapılmış