Değerli vatandaşlarımız, salgın yönetiminde toplumu doğru bilgilendirmek ve bir arada tutarak birlikte mücadele etmek hepimizin sorumluluğudur.
Geçtiğimiz günlerde dile getirdiğim sorumluluğun 84 milyonda, hepimizde olduğuna dair sözlerimin yanlış anlaşılmış olabileceğini düşünerek açmak isterim. Sorumluluk, suçlama ya da suçlu bulma manasına gelmez. Sorumluluk daha iyi koşullara ulaşmak için birlikte mücadele etmemizi, birlik ve beraberlikten ayrılmamayı, birbirimizi teşvik etmeyi, gayretlendirmeyi ve en önemlisi birbirimizi korumayı kapsayan kuşatıcı bir birliktelik idealidir.
Salgınla mücadelede sorumluluk almamış, iyi kötü hiçbir değerlendirme yapmadan kategorik olarak kendisine benzemeyeni eleştirme alışkanlığı olan siyasi söylem sahiplerini salgını sorumsuzca siyasete alet etmek yerine sorumluluk alarak toplumla birlikte bu zorlu mücadeleye katılmaya davet ediyorum.
Buradan bir kere daha açıkça ifade edeyim: Üzerimdeki sorumluluğu siyasete malzeme etmedim, edilmesine de müsaade etmeyeceğim. Birileri Bilim Kurulumuzu dahi hedef alarak bilime saygısının olmadığını saldırganca haykırsa da bu duruma siyasi bir karşılık vererek parçası olmayacağım. Topluma örnek olması gerekenler memnun olmadığı, kategorik olarak karşısında yer aldığı her şeye pervasızca saldırma hakkını kendinde görmemeli.
Bu yaklaşım hakikatle yüzleşince son bulmalıdır. Gündem ve mücadelemiz sadece ve sadece vatandaşlarımızın sağlığını, huzurunu ve refahını korumaktan ibarettir. “İnsanlar ölüyor bunlar izliyor” demek önce bilim insanlarımıza, sağlık çalışanlarımıza, hasta yakınlarımıza, kurallara uyarak mücadeleye katılan tüm vatandaşlarımıza hakaret etmektir. Başarıyla yürütülen çalışmalar kimseye siyaseten kayıp yaşatmaz. Mevcut yönetimin mücadelede başarılı olmak için gayret etmesi yönetime karşı siyasi hesapları olanları öfkelendirmemeli.
Unutulmamalıdır ki öfke gelir göz kızarır, öfke geçer yüz kızarır. Bilimin gücüne ve insanımızın irfanına güvenin. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.