Bilim Kurgu Filmlerinde Akbil Basar Gibi Kullanılan Işınlanma Teknolojisi Gerçekte Olsa Nasıl Olurdu?

Scotty beni ışınla!

Sabah Asya'nın cennet bir koyunda uyanıp, öğlen işe New York'a gidip, akşam İspanya'da bir festivale katılmak nasıl olurdu?

Işınlanmak mümkün olsaydı, hayatlarımız muhtemelen bu şekilde ilerlerdi.

Kendinizi bir yerden başka bir yere ışınlamak bilim kurgunun bir malzemesi gibi görünse de, artık sadece bir hikaye olmaktan çıkıyor.

Bilim insanları artık ışınlanmayı gerçekleştirebilecek araştırmalar yapıyorlar. Peki ışınlanmak mümkün olsaydı, nasıl olurdu?

Eğer insanlık olarak ışınlanmaya kalksaydık, bu muhtemelen kuantum ışınlanması denilen bir yöntemle olurdu.

Kuantum ışınlanması, bir objenin taranarak bilgilerini başka bir lokasyona yollanması anlamına geliyor. Bu diğer lokasyonda obje farklı moleküller ve atomlarda yeniden bir araya getiriliyor. İnsanların ışınlanması ise çok daha farklı şeyler anlamına gelebilir.

Işınlanma geliştirilirse yollarımız ve köprülerimiz geçmişe ait anılar haline gelebilir, kalabalık şehirler sakinleşebilir.

Uzay keşiflerinde ise hiç ummadığımız kadar ileri gidebiliriz. Fakat çok da abartmadan önce bu işlem nasıl olurdu ona bir bakalım.

Bu işlem kuantum dolanıklığı denen bir şeyle başlıyor.

Kuantum dolanıklığı partiküllerin birbirine bağlanmasını ve uzak mesafelerde bile bağlı tutulmalarını içeriyor. Parçacıklar birbirine dolandığında bu karşılıklı olarak eşit durumlarda olmak zorunda kalmalarına neden oluyor. Eğer birinin halini biliyorsak, diğerininkini de bilebiliyoruz.

Şöyle düşünün:

Dışarıdan bir tavuklu, bir de etli dürüm söylediniz. Açmadan hangisinin hangisi olduğunu bilmiyorsunuz ancak birini açtığınız an diğerinin de ne olduğunu öğrenebiliyorsunuz.

Kulağa karmaşık geliyor mu?

Basitçe söylemek gerekirse, eğer iki ya da daha fazla parçacık dolanıksa, o zaman ikisi arasında bilgi gönderimi yapabiliyoruz.

Çinli araştırmacılar uzaydaki bir uyduya parçacık yollayarak bunun mümkün olduğunu çoktan kanıtladılar.

Fakat herhangi bir parçacık değil de, canlı kanlı insanları göndermek nasıl olurdu?

Her insan vücudu milyarlarca atomdan oluşur.

Her atomda türünü, konumunu, enerji durumunu vs. anlatan veriler bulunur.  Yani teorik olarak her atomu tarayıp uzak bir lokasyona gönderebilmeli ve vücudu aynı olduğu gibi tekrar inşa edebilmeliyiz. Fakat tabii ki bu kadar basit olamaz.

Sizi siz yapan her atomun durumunu öğrenebilmek için tüm vücudunuzu parçalara ayırmanız gerekir.

Yani her ışınlandığınızda aslında intihar edip diğer tarafta tekrar doğmuş olursunuz.

Şimdiye kadar kimse bu kadar büyük verileri ışınlamadı, bu yüzden süreç nasıl işlerdi tam olarak bilinmiyor.

Ancak böyle bir teknoloji gerçekten bulunuyor. Yalnızca bunu canlı bir varlığa uygulamak, cinayet anlamına gelebilir. Yine de umudunuzu kesmeyin, bakarsınız bilim bunun da çözümünü bulur.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir!

Şeker Değil: Yaşamlarımızı Her Yönden Kolaylaştıran Antibiyotikler Hiç Keşfedilmeseydi Hayatlarımız Nasıl Olurdu?
Evrende Yalnızız Sanırken Uzaylılar Çat Kapı Çıkıp Gelse Dünyamızda Neler Olurdu?
Farazi Sorulara Mantıklı Cevaplar: Midenizde Ağaç Çıksa Ne Olurdu?

K1

K5

Popüler İçerikler

Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?
Arkeolog Muazzez İlmiye Çığ 110 Yaşında Yaşamını Yitirdi
Askerlerine Cinsel Saldırıda Bulunan Komutana 38 Yıl 70 Ay Hapis Cezası Verildi
YORUMLAR
02.09.2020

Türkiyede olsa kapsüllerin önünde taksiciler elinde haydarla 'ekmeğimize mani oluyor' deyip ışınlanan insanları döverdi :))

02.09.2020

Bir atom alti parcacigim quantum ozelliklerini olcugunuz anda dalga fonksinu coker ve o quantum ozelliklerini degistirmis olursunuz. Bizim dunyamizda birseye zarar vermeden olcmek mumkundur ama quantum olceginde teorik olarak imkansiz. Yani birini isinladiginizda kacinilmaz olarak yok edersiniz. Yok etmezseniz daha ilginc felsefi sorular dogar, keza yaptiginiz islem isinlama degil birebir kopyalama olur ve evrendeki butun atom alti parcaciklar birbirinin aynisi oldugundan, fark bulunmadigindan kopya olan insanda en az orjinali kadar orjinaldir. Tipki Chistopher Nolan'in prestige filminde oldugu gibi.

02.09.2020

Baya ilginç bir konu belki önümüzdeki 1000 sene içinde olur:)

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ