Böyle bir cins vardır. 'Bilim kurgudur fantastiktir hiç sevmiyorum ya, saçma bence. Kafam gelmiyor. Bana göre hikayenin ayakları yere basacak.' diyip dururlar sefilce.
Bre gafil, ayakların yere bassın istiyorsan sokağa çık, güneşin altında piş, kırık kaldırımlarda, çamurlu yollarda bol bol yürü. Yedinci sanatın, edebiyatın içindeyken ne gerçeklik derdiymiş bu anlamadım gitti.
İşte kaçırdığınız o müthiş hazları sıralıyorum. Bari okuyun da ibret alın.
Kusura bakma ama senin önyargını sikeyim be editör kardeş. Ben bilim kurgu sevmiyorum ama sırf bu tür hakkında bir fikrim olsun, belki yeni şeyler keşfederim diye saydığın tüm filmlerin çoğunu vizyondayken izlemiş biriyim. Interstellar'da oynayan Matthew McConaughey'in performansını saatlerce tartışabilecek biriyim ve paralel evrenler bölümünü büyük bir hayranlıkla izlemiş biriyim ama sırf filmlerdeki gerçekçilik olmazsa olmazımdır diye "robotlu mobotlu" diyen bir çomar mı oldum şimdi? Yazık.
Seven izler sevmeyen izlemez yargilayamazsin. Bu uydurma lafları nerden bulup da yazıyosunuz ya? Belki de adam izlerken sıkılıyodur nedir ki yani?
Ne alaka herkez bilim kurgu'yu sevecek diye birşey yok arkadaşım egomu besleyeceğim diye milleti küçük düşürmüşsün.