Bilimsel araştırmalara göre Dünya'daki yaşamın kökeni uzaydan gelen bir göktaşıyla değil Güney Peru, Türkiye ve İtalya'da gerçekleşen antik yanardağ patlamalarına yıldırım düşmesiyle oluşmuş olabilir. Bildiklerimizi sorgulatan bu araştırmanın detayları içerikte. 👇
Bilimsel araştırmalar, Dünya'daki yaşamın kökenleri hakkında çeşitli teoriler ortaya koymaktadır. Bazıları yaşamın uzaydan gelen bir meteorla başladığına inanırken yeni bir çalışma yaşamın gezegenimizde doğal koşullar altında başlamış olabileceğini öne sürüyor.
Sorbonne Üniversitesi'ndeki araştırmacılar Türkiye, Peru ve İtalya'daki antik volkanik bölgelerden elde edilen verileri inceledi.
Bulgular, volkanik patlamalar sırasında meydana gelen yıldırım çarpmalarının azot gibi yaşam için gerekli elementleri atmosferden yüzeye taşıdığını gösterdi.
Azot, oksijenle reaksiyona girerek nitrojen oksit oluşturur ve bu da toprağa salınarak yaşamın gelişimi için elverişli koşullar yaratır.
Araştırmacılar volkanik patlamaların çok sayıda yıldırım ürettiğini ve bu yıldırımların atmosferik nitratların büyük miktarlarını yere taşıdığını belirlediler.
Özellikle Güney Peru, Türkiye'nin ortası ve İtalya'nın Napoli kıyısı açıklarındaki volkanik adalar üzerinde yapılan testler bulunan nitratların büyük oranda atmosferden geldiğini ve bu sürecin yaşamın gelişimi için önemli olduğunu gösterdi.
Yaşamın kökenine dair üç ana teori bulunmaktadır, yaşamın Dünya'nın ilk havuzları ve denizlerindeki kimyasallardan doğduğu, yaşamın uzaydan gelen göktaşları ile geldiği ve göktaşlarının yaşamı değil, yaşam için gerekli temel bileşenleri getirdiği.
Ancak bu son çalışma, yaşamın kökeni üzerine yapılan araştırmalarda yeni bir perspektif sunarak volkanik yıldırımın Dünya atmosferinde yeterli nitrojeni sağlayarak yaşamın başlangıcında kritik bir rol oynadığını göstermekte.
Neyse ki burada oluşan tek hücreli yaşam formları evrime karşıydı yoksa seçimleri kazanamazdık ve dünyanın erken dönemlerinden itibaren yaşanan cehape zulmü ile yaşam diğer tüm yokoluş felaketlerinden daha büyük bir tehdidin altına girerdi
akpli tarım ve orman bakanı ibrahim yumaklı'nın müjdesidir.
"türkiye'nin 2050 yılındaki nüfusu 105 milyon. gelecek bir o kadar misafirimizi de düşünürsek 2050 yılında en az 210 milyonluk nüfusun gıda ve su ihtiyacını karşılamamız gerektiği ortaya çıkıyor."
oylar bu yuzden agbartiye.
İlk insan da malum zat çıkıyor muymuş ne gülerim ama 😂
Neyse ki burada oluşan tek hücreli yaşam formları evrime karşıydı yoksa seçimleri kazanamazdık ve dünyanın erken dönemlerinden itibaren yaşanan cehape zulmü ile yaşam diğer tüm yokoluş felaketlerinden daha büyük bir tehdidin altına girerdi
akpli tarım ve orman bakanı ibrahim yumaklı'nın müjdesidir. "türkiye'nin 2050 yılındaki nüfusu 105 milyon. gelecek bir o kadar misafirimizi de düşünürsek 2050 yılında en az 210 milyonluk nüfusun gıda ve su ihtiyacını karşılamamız gerektiği ortaya çıkıyor." oylar bu yuzden agbartiye.