Bilim İnsanlarının Yaptığı Son Çalışmalarda İklim Değişikliğinin İnsan Evrimine Sebep Olduğu Ortaya Çıktı

Bilim insanlarının yaptığı son araştırmalara göre, gezegenimizde yaşanan çok eski ilkim değişiklikleri, insan evrimini büyük ölçüde etkilemiş olabilir. Peki ama nasıl? Biz de bu yazımızda bu konudan bahsediyoruz.

Yinelenen iklim değişiklikleri, Homo türlerinin son 2 milyon yılda nerede yaşadığını ve insanlığın nasıl evrimleştiğini değiştirmiş olabilir.

İklim fizikçisi ve oşinograf olan Axel Timmermann'a göre, sıcaklık, yağış, bitki büyümesi gibi faktörlerde yaşanan iniş çıkışlar, Afrika kıtasında eski hominid göçlerini teşvik etti. Bu da Homo türleri için tanıdık olmayan ortamlarda hayatta kalma yeteneğini ortaya çıkardı. Araştırmacılar antik iklim değişikliklerinin zamanlamasının, farklı fosil Homo türlerinin geliş gidişleriyle nasıl örtüştüğüne dayanarak, insan evriminin yeni ve tartışmalı bir taslağını oluşturdular. Güney Kore, Busan'daki Pusan ​​Ulusal Üniversitesi'nden Timmermann ve ekibi bu araştırmayı 13 Nisan'da Nature dergisinde sundu.

Bu araştırmayı yapan bilim insanları, şu şekilde 2 milyon yıl öncesinin hikayesini bizlere anlatabiliyorlar:

Homo erectus o zamanlar Afrika kıtasından uzaklaşmaya başlamışken, H. ergaster adlı bir Doğu Afrika türü anavatanına yakın bir yerde yaşıyordu. H. ergaster muhtemelen 850 bin ila 600 bin yıl önce güney ve kuzey dallarına ayrılan H. heidelbergensis adlı tartışmalı bir Doğu Afrika türüne dönüştü. Bu göçler, Dünya'nın yörüngesindeki ve gezegene ne kadar güneş ışığının ulaştığını değiştiren eğimdeki değişiklikler nedeniyle her 20 bin ila 100 bin yılda bir meydana gelen daha sıcak, hayatta kalma şansını artıran iklim değişiklikleriyle aynı zamana denk geldi.

Zorlaşan yaşam koşulları bu göçleri tetikleyen asıl durum olabilir.

Araştırmacılar, daha sonra Avrasya'ya seyahat ettikten sonra H. heidelbergensis'in muhtemelen 430 bin yıl önce Denisovalılara evrildiğini söylüyor. Ve Orta Avrupa'da, sürekli tekrar eden buzul çağlarının yarattığı sert yaşam koşulları, 400 bin ila 300 bin yıl önce H. heidelbergensis'in Neandertallere evrimini teşvik etmiş olabilir. Son olarak, 310 bin ila 200 bin yıl önce Güney Afrika'da giderek sertleşen çevre koşulları, H. heidelbergensis'ten sonra Afrika'dan uzaklara göç eden H. sapien'e geçişe eşlik etmiş.

Ancak bazı araştırmacılar, H. heidelbergensis'in bir tür olarak nitelendirilemeyecek kadar çok farklı sayıda sınıflandırılması olan fosil içerdiğini savunmakta.

Yeni önerilen senaryoya alternatif bir görüş olarak, H. heidelbergensis'in yaşadığı iddia edilen süre boyunca yakından ilişkili Homo popülasyonlarının, farklı biyolojik türler olarak faaliyet göstermeksizin periyodik olarak ayrıldığını, yeniden düzenlendiğini ve farklı türlerle çoğaldığını ileri sürüyor. Bu görüşe göre, Afrika'daki H. sapien grupları arasında 500 bin yıl kadar erken bir tarihte başlayan üreme, sonunda günümüz insanlarına özgü bir fiziksel yapı üretmiş. Eğer durum böyleyse, Timmermann'ın grubunun da savunduğu gibi bu Homo türlerinin düzgün bir şekilde dallanan evrim ağacının, H. sapien'e kadar gelişinin geçerliliğini baltalayabilir.

Yeni senaryo, Afrika, Asya ve Avrupa'da gerçekleşen iklim değişikliklerinin, bilgisayar simülasyonlarıyla oluşturulmasından geliyor.

Araştırmacılar daha sonra bu bölgelerdeki eski yaşam alanlarının nasıl olduğuna dair simüle edilmiş tahminler ile bilinen insansı fosillerin ve arkeolojik alanların tarihleri arasındaki ilişkiyi incelediler. Bu sitelerin yaşları ise yaklaşık 2 milyon ila 30 bin yıl aralığında. Önceki fosil kanıtları, H. erectus'un Doğu Asya ve Java'ya kadar yayıldığını gösteriyor. Timmermann'ın iklim simülasyonları, H. erectus'un yanı sıra H. heidelbergensis ve H. sapien'in de uzun seyahatler sırasında giderek daha çeşitli habitatlara adapte olduğunu gösteriyor. Timmermann, bu göçlerin beyin büyümesini ve '(üç türün hepsini) küresel gezginler haline getirmiş olabilecek' kültürel yenilikleri teşvik ettiğini söylüyor.

Washington'daki Smithsonian Enstitüsü'nden paleoantropolog Rick Potts ise, iklim dalgalanmalarının insan evrimini nasıl etkilediği hakkında hâlâ tartışmaya açık olan başka bir etkili teori geliştirdi.

Potts'a göre, Doğu Afrika'da yaklaşık 400 bin yıl önce başlayan kaynak mevcudiyetindeki bir dizi iklim kaynaklı patlamalar ve çöküşler, H. sapien'in öngörülemeyen şekilde değişen ortamlarda hayatta kalma konusunda keskin bir yeteneğe sahip bir tür olarak evrimleşmesiyle sonuçlandı. Ancak Timmermann, yeni modelin antik H. sapien'in genellikle yeni ama nispeten istikrarlı ortamlara göç ettiğini gösterdiğini ve Potts'un değişkenlik seçimi olarak bilinen hipotezinin burada yanılgıya düştüğünü söylüyor. Potts, değişkenlik seçimi hakkında bir karar vermeden önce, yeni bulguların Afrika ve Doğu Asya'daki birçok iyi çalışılmış fosil sahasındaki uzun vadeli çevresel kayıtlarla karşılaştırılması gerektiğini savunuyor. Şimdilik, insan evriminin antik tarihi hakkında pek çok şey belirsizliğini koruyor.

Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

İnsan Türleri Arasındaki Cinsel İlişki Sayesinde Bugün Olduğumuz Kişiye Evrildiğimizi Biliyor muydunuz?
Asırlar Öncesinde Homo Sapien Türü ile Kıyasıya Savaşan Neandertallerin Ataları Kimdi?
Yapılan Son Araştırmalar Sonucunda Çenemizde Bulunan Kasların Düşünülenden Fazla Olduğu Tespit Edildi!

Popüler İçerikler

Kadınların Kırmızı Ruj Sürerek "Çiftleşme" Mesajı Verdiğini İddia Eden Uzman
Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
Müge Anlı'da Yeni Bir Fenomen Doğdu: Habibe Kendine Has Tarzı ve Tavrıyla Hepimizi Fena Gaza Getirdi!