Bilim İnsanlarının Özelliklerini İnsana Aktarmaya Çalıştığı Ölümsüz Canlı: Turritopsis Dohrnii

'Turritopsis dohrnii' adı verilen denizanası türü, sahip olduğu inanılmaz biyolojik özelliği sayesinde ölümsüzlüğe ulaşabilen bir canlı. Bugün bilim insanları denizanasının bu özelliğinin insanlara aktarılıp aktarılamayacağını araştırıyor...

Akdeniz ve Japonya sularında rastlanan bu omurgasız canlı, yetişkinliğe ulaştıktan sonra seksüel gelişiminin önceki safhalarına dönebiliyor.

Üstelik seksüel olarak olgun olmadıkları döneme geri dönüşü sayısız olarak tekrarlayabiliyorlar. İlk olarak 'turritopsis nutricula' ismi verilen bu denizanası türü, 1883 yılında Akdeniz'de keşfedildi.

Ancak bilim insanlarının bu türün kendine özgü özelliklerini keşfetmesi için aradan bir yüzyıl daha geçmesi gerekecekti.

'Turritopsis dohrnii'nin bu özelliğe sahip olmasının sebebi, dünya dışı bir sihre sahip olması değil. Bu tür yalnızca derin sularda karşılaşabileceği tehlikelerden kendini korumaya gereksinim duyuyor...

Turritopsis dohrnii, tıpkı diğer tüm denizanası türleri gibi yaşamına bir larva olarak başlıyor.

Döllenmiş yumurtadan gelişerek bir planula (döllenmiş yumurtanın gelişim evresi) hâlini alan bu canlı, daha sonra suyun tabanına yerleşerek burada tıpkı kendisi gibi poliplerden bir koloni meydana getiriyor. Daha sonra yavaş yavaş koloniden kopmaya başlayan polipler, su yüzeyine doğru hareket ederek ayrı birer yetişkin hâlini alıyor.

Bu canlılar, yetişkinliğe adım attıklarında 4,5 milimetre çapa ulaşıyorlar.

Söz konusu yetişkinlik evresinde fotoğraflarda gördüğünüz çan biçimli ve transparan vücutlarının ardında görünen parlak kırmızı karınları sayesinde diğer canlılardan ayırt edilen turritopsis dohrnii, aynı zamanda vücudunun kenarlarından çıkan 90 kadar dokunaç barındırıyor.

Bu sıradan görünümlü küçük canlılar, yaşamlarını sürdürme konusunda başka hiçbir canlıda bulunmayan bir yeteneğe sahipler.

Turritopsis dohrnii'ler farklı çevre koşullarından fiziksel zararlara, derin sularda karşılaşılan tehlikelerden açlığa kadar hayatlarını tehdit eden pek çok durumla sahip oldukları bu inanılmaz özellik sayesinde baş edebiliyorlar.

Turritopsis dohrnii'nin bu özelliğini bir örnekle açıklayalım:

Herhangi bir denizanası türü aç kaldığında çok geçmeden hayatını kaybeder; ancak turritopsis dohrnii, seksüel açıdan olgun olmadığı döneme geri dönerek hayatta ikinci bir şansa sahip olabilir. Bu canlı, transdiferansiyon adı verilen süreçle mevcut hücrelerini adeta geri dönüşüme sokarak yaşamına yeni bir canlı gibi devam edebilir.

Bunu fiziksel süreçle açıklamak gerekirse, deniz anasının izlediği yol şu şekildedir:

Denizanasının yaşamını tehdit eden söz konusu durumlarda bu canlı dokunaçlarını geri çeker, vücudunu büzer ve kendisini dünyaya geldiği ilk zamanlarda olduğu gibi okyanusun dibine bırakır. Burada larva olarak sürdürdüğü yaşamına geri dönen turritopsis dohrnii, tekrar yetişkinliğe adım atmayı beklemeye başlar.

Turritopsis dohrnii'nin sahip olduğu bu özellik, bugün kök hücre çalışmaları yürüten bilim insanlarının merceğinde...

Transdiferansiyon özelliğinin bilim insanlarının dikkatini çekmesinin en önemli sebeplerinden biri, hücrelerde yaşanan değişimin herhangi bir kök hücrenin yokluğunda gerçekleşebilmesi. Transdiferansiyon neticesinde canlının kendiliğinden başka bir hücreye dönüşebilen hücrelerini araştıran bilim insanları, insanlarda zarar gören dokuyu bu yöntemi kullanarak yenilemenin mümkün olup olmadığını araştırıyor. Umuyoruz ki çalışmalar kısa süre içerisinde sonuç verir ve böylece karşılaştığımız pek çok sağlık sorununa bir çözüm üretebiliriz...

Popüler İçerikler

Kızılcık Şerbeti Umut'un En Başından Beri "Umutsuz Vaka" Olduğunu Anlatan Enfes Flood
Yeşilçam'ın Güzellik Abidesi Oyuncuları Genç Halleriyle Günümüzde Yaşasaydı Nasıl Görünürlerdi?
Cem Yılmaz'dan Küfürlü Gönderme Gelmişti: Hasan Can Kaya'dan Ünlü Komedyene Cevap Geldi!
YORUMLAR
30.01.2017

Ulan kötü insanlar, zenginlerde bir gün ölecek diye kendimizi avutuyorduk. Onuda elimizden alın mk onuda alın!

31.01.2017

dogada gozlemledigim, canli ne kadar basit yapili olursa rejenarasyon yetenegi o kadar yuksek oluyor. semenderlerin bir uzvu koparsa, yerine yenisi cikiyor, deniz yildizini yada planaryayi ikiye bolerseniz geri kalan yarisini tamamlayip 2 canli haline geliyor. en uc ornekde bu denizanasi artik olumsuzlugu yakalamis. hucreleri zaman ile yipranip dejenere olmuyor. kendi yorumum organlar bir iste ozellesip, komplike hale geldikce yenilenme yeteneklerini kaybediyorlar. memeli disi ile timsah disi buna cok guzel ornek. timsahin tum disleri birbirinin aynisidir. kesici dis, kopek disi, azi disi yoktur. bu sebeble timsahlar eti ufak lokmalar halinde parcalayamaz. ancak kendi cevresinde donerek eti buyuk parcalar halinde kopararak yiyebilir. bu acilardan memeli dislerinden daha basittir ama dusen kirilan disin yerine hemen yenisi cikar, bir omur boyunca yenilenir. memeliler bunu yapamaz cunku ozellesmis disler, ust cene ve alt cenede birbrilerine tam kitlenirler, bu sayede heseyi ufak parcalara bolebilirler, cikacak yeni dis bu duzeni bozar.

31.01.2017

bu acidan bakarsak bu canlilara olumsuzlugu veren sey yapisal basitlikleri. ayni sekilde insan vucudunu yenilenmeye zorlamak kolay is olmaz. cunku komplike bir yapinin icinde ozellesmis is yapan hucreleri degisime zorlayacan. sonucu buyuk ihtimal organin islevini kaybetmesi yada hucrelerin kontrolsuz cogalmalari yani kanser olur. yapilamaz mi, heyse mumkundur ama futuristik makalelerde anlatildigi kadar kolay is degil.

30.01.2017

insanların elfler gibi ecelleriyle ölmeden yaşadığını düşündüm de sonuç korkunç olur nüfus daha da patlar

TÜM YORUMLARI OKU (14)