Uzaylıları görsel olarak betimlerken çoğu zaman insansı figürlerin kullanıldığına dikkat etmişsinizdir. Peki uzaylılar bir köpek balığını, bir ejderhayı, bir timsahı veya bir sincabı andırıyor olamaz mı?
Gelin bu konuda bilim ne düşünüyor, beraber bakalım.
İlk canlıdan şimdiye sadece hayvan olarak bile 20 milyon farklı canlı türü ortaya çıktı; ki toplam canlı türü sayısı bunun çok daha fazlası. Bu hayvanlar temelde günümüzde 30 farklı filuma ayrılıyor.
Gördüğünüz ilk temsili görseldeki gibi 5 gözü olan canlılardan tutun, ikinci görseldeki çiçeğe benzeyen ve günümüzdeki modern canlıların hiçbiriyle aynı gruba düşmeyen hayvanlar bile o dönemde bulunuyordu.
Biyolog Stephen Jay Gould, hayatın kasedini geri sarıp tekrar çalmaya başlarsak neler olabileceğinin düşünülmesini ister. Gould'a göre şans, evrimin kilit noktalarındandır. Örneğin günümüzdeki balıklara, sürüngenlere ve memelilere evrimleşen ilk ortak ata yerine başka bir canlı üstünlüğü ele geçirseydi neler olurdu? Başka bir canlı evrimleşip tamamen farklı zeki canlıların ortaya çıkmasına neden olamaz mıydı?
Veya gözler yerine hiç aklımıza bile gelmeyecek değişik başka organlar da evrimleşebilir. Peki bizim küçücük dünyamızda bile ihtimaller bu kadar fazlayken, farklı gezegen ve koşullardaki uzaylıların bizimle en ufak bir görsel benzerlik bile sergilememesini bekleyebilir miyiz?
Örneğin her gezegende, yıldızının ışığının hayati enerjisini kullanmak üzere bitkisel yaşam formlarının gelişmesini beklemek yanlış bir fikir değil. Bunun dışında bu bitkileri yemek üzere evrimleşecek canlıların ağızlarının olmasını beklemek de yanlış değil. Diş ve çenelerin de aynı sebepten ötürü zamanla oluşması beklenebilir.
Özetle, temel noktalardan canlıların benzer özellikler geliştirmelerini beklemek normal. Yani uzaylılar, bir şekilde bizleri andırıyor olmalı.
Böcekler dünya üzerinde açık ara en çok türe sahip grup; fakat iskeletin dışarda olması büyümeyi negatif yönde etkiliyor. Ayrıca deri değiştirirken kendi ağırlıklarının altında ezilme ihtimalleri olabilir ve yeterince kompleks bir beyin geliştirmek için oldukça ince ayarlı bir vücut büyüklüğüne sahip olmaları gerekebilir. Dolayısıyla zeki uzaylıların böceklere benzemesini beklemek pek mümkün değil.
Sırf dünyamızda bile şempanzelerde, balinalarda, yunuslarda, köpeklerde, papağanlarda ve ahtapolarda evrimleşen bu özellikler zeki uzaylı canlılarda da geniş beyin olması gerektiğini gösteriyor olabilir.
Sadece iki göz, iki kulak veya iki bacak yerine farklı sayılarda organa veya farklı sayıda parmaklara sahip olabilirler; ama genel hat olarak bizle temel özellikleri paylaşmalarını bekliyor bilim insanları.
O zamana kadar elimizdeki en iyi tahmin, bizi az çok andırıyor oldukları...
Bilimle kalın!
Yabanci gezegenin sartlari nasilsa orda gelisecek zeki canlida ona gore sekillenecektir. Ornegin bocekler buyuk bir beyin icin fazla ince ufak denmis ama dunya gecmisinde kanat acikligi 2 metreye ulasan yusufcuk bocekleri vardi. Neden simdi boyle buyuk bocek yok cunku o devirde dunyanin oksijen seviyesi bugunkinden cok daha yuksekti. Boceklerin boyunu limitleyen faktor trake solunum sistemlerin buyuk boyutta yetersiz kalmasi. Oksijenin daha yuksek oldugu, yercekiminin biraz daha dusuk oldugu bir gezegende buyuk beyni olacak dev boceksi canlilar mumkun olabilir. Yada okyanusla kapli bir gezegende ahtapot benzeri canlilar yukselebilir. Bugun dunyada alet kullanabilen ahtapotlar var. Hatta birbirleriyle murekkep baliklari gibi vucud renklerini degistirerek haberlesebilirler, dunyalarinda ses diye bir sey olmayabilir yada karanlik bir gezegende tam tersi olur. Herseyi belirleyen cevre olacaktir.
Uzaylı Çok Komik Bir Kelime Yani Sende Bir Gezegende Yaşıyorsun Sende Uzayın Bir Parçasısın Sırf Gidip Başka Bir Gezegenden Geldi Diye Adama Uzaylı De Kendine İzmirli Ankaralı Bursalı De Olacak İş Mi ?
En çok merak ettiğim şey onlar bizi bulmadan biz onları bulursak uzaylı kim oluyor? Sonuçta bizi başka bir gezegenden ziyaret edecek olan canlıya uzaylı diyeceğiz fakat öbür türlüde uzaylı biz olacağız. Peki bulursak ve bizden ilkel canlılar olduğunu görürsek ne yapacağız?