Bazen bir film izlerken, toplantıdayken ya da sadece evde otururken canımız sıkılır. Zihnimiz dağılır, dikkatimizi veremeyiz, zaman geçmek bilmez. Çoğu zaman olumsuz gibi görünse de aslında önemli bir işaret olabilir. Bilim insanlarına göre sıkılmak, beynimizin bize 'bir dur, düşün' deme şekli olabilir. Yani can sıkıntısı, düşündüğümüzden çok daha anlamlı olabilir. Gelin araştırma sonuçlarına bakalım.
Bilim İnsanlarına Göre Sıkılmak Beyniniz İçin Sandığınızdan Daha Faydalı
1
Sıkıldığımız anlarda beynimizde birden fazla ağ birbiriyle etkileşime giriyor.
Başta dikkat ağı devreye giriyor; bu ağ, ilgimizi odakladığımız uyaranlara yönlendiriyor. Fakat sıkıldıkça bu ağın etkinliği azalıyor çünkü ilgimizi sürdüremiyoruz. Dikkatin kaybolduğu anda, beynimizin introspektif yani içe dönük düşünmeyi sağlayan varsayılan mod ağı aktif hale geliyor. Bu da bizi dış uyaranlardan uzaklaştırarak iç dünyamıza dönmeye teşvik ediyor.
Yani film sıkıcılaştığında birden geçmişi düşünmeye başlamamız, yapılacaklar listemizi aklımızdan geçirmemiz ya da hayal kurmamız tam da bu yüzden oluyor.
Günümüz yaşamı, bizi sürekli meşgul olmayı teşvik ediyor.
Çalışma, okul, sosyal medya, telefon bildirimleri derken beynimize neredeyse hiç boşluk tanımıyoruz. Özellikle çocuklar ve gençler, sürekli meşgul olmanın normal olduğunu görerek büyüyor. Ancak bu sürekli uyarılmışlık hali, sinir sistemimiz için oldukça yorucu.
Sürekli stres altında olmak, sempatik sinir sistemimizin yani 'savaş ya da kaç' yanıtımızın sürekli aktif kalmasına neden olabiliyor. Bu da zamanla sistemin kaldıramayacağı kadar strese maruz kalmasına yol açabiliyor. Dengelemek için arada bir sıkılmak, aslında sinir sistemimiz için rahatlama alanı yaratıyor.
Kısa süreli can sıkıntısı aslında oldukça faydalı.
Düşüncelerimizin akmasına izin veriyor, yeni fikirlerin doğmasına ortam sağlıyor ve zihnimizi yeniden organize etmemizi kolaylaştırıyor. Ayrıca dış uyarıcılara bağlı kalmadan kendi içimizde düşünmeyi öğrenmemize yardımcı oluyor. Bu da hem özgüvenimizi hem de duygularımızı yönetme becerimizi geliştiriyor.
Ekranlardan uzak durmamıza, anlık tatmin döngüsünü kırmamıza da destek oluyor. Dahası beynin yeniden dengeye gelmesini ve anksiyeteyi azaltmasını sağlıyor.
İlginizi çekebilir:
Japonya’da Neden Kilolu İnsan Görmek Neredeyse İmkansız?
Kavgada Başına Aldığı Bir Darbe Sonucu Dahi Olan Adam: Jason Padgett
Tuhaf Perspektifle Çekilen Fotoğrafları Paylaşarak Kafamızı Allak Bullak Eden Kullanıcılar
Çocuk gelişiminde bunu sık sık söylüyoruz, modern hayatın baskılarına yenilmeyin, sosyal medya kandırmacaları nedeni ile telaşlanmayın, çocuğunuzu hobi yapmayın. Çünkü böyle olunca "HAYIR ÇOCUĞUM SIKILDIIII" diye beyniniz çıldırıyor. Yapamıyorsunuzda... Bu defa eksiklerinizi çocuğun disiplinini aksatarak (yani hayat eğitimini boşvererek) tamamlamaya çalışıyor ve her şeye izin verir hale geliyorsunuz, çocuğunuz HAYAT BİLGİSİ dersini öğrenemiyor, donuk ve kırılgan hale geliyor ama hayat kırılganlığı affetmiyor. Ne yapacağız? Basit: NORMAL olun. Bir baba/anne çocuğu ile her an ilgilenmek zorunda de-ğil-dir. Bunun yerine günde 1-2 saat onla takılıp kendinizi ,ailenizi geliştirin... Çünkü çocuklar dinlemez, izler