Bilim İnsanlarına Göre Kopan Uzuvlarımızın Yenilenmesi Yakın Gelecekte Mümkün Olacak!

Kopan kolların ve bacakların vücut tarafından yenilenmesi, insanlığın uzun zamandır hayalini kurduğu bir teknolojidir. Bugün bilim insanları bu teknolojiye birkaç yıl içerisinde ulaşabileceğimizi söylüyor.

Konu üzerine son dönemde pek çok bilimsel araştırma yürütüldü.

Rejenerasyon adı verilen yenilenme yeteneğine pek çok hayvan türünde rastlanıyor: Örneğin akrep de dâhil olmak üzere eklem bacaklıların pek çok türü, halkalı solucanlar ve semender gibi bazı iki yaşamlılar, vücutlarının kaybolan bazı kısımlarını yenileyebiliyor; denizyıldızı da dâhil olmak üzere pek çok derisi dikenli türü, zarar görmüş uzuvlarını vücutlarından ayırıp yenisini oluşturabiliyor; bazı sürüngenler ise kopan kuyruklarını tamir edebiliyorlar.

Yapılan son deneylerde kullanılan acorn solucanı da kendini yenileyebilen bu türlerden bir tanesi.

İnsanın en yakın omurgasız akrabalarından biri olan ve mercan kayalıklarında ikâmet eden acorn solucanı, kafa ve sinir sistemi de dâhil olmak üzere vücudunun tüm parçalarını yenileyebilen bir canlı türü. Örneğin eğer bir acorn solucanını ortadan ikiye ayırırsanız on beş gün içinde birbirinin aynı iki adet acorn solucanına sahip olursunuz.

Bu tür aynı zamanda vücut yapısı açısından insana şaşılacak derecede benzemektedir.

Bilim insanlarının bu benzerliğe dayanarak şu soruyu sorması oldukça doğaldı: Eğer genlerimiz birbirine bu kadar yakınsa, aynı yeteneğe bizler de sahip olabilir miyiz? Araştırmayı yürüten biyoloji profesörü Billie Swalla konu hakkında şunları söylüyor: 

'İnsanlar olarak aynı yeteneği geliştirebileceğimizi düşünüyorum. Acorn solucanları ile genetik yapımız oldukça benzer ve eğer bu genleri nasıl aktive edebileceğimizi çözersek yakın gelecekte bizler de rejenerasyon yeteneğine sahip olabiliriz.'

Bu kulağa bilimkurgu gibi gelse de, bilim insanları mümkün olacağı konusunda hemfikir.

İnsanoğlu hâlihazırda derisini, bazı organ parçalarını ve tırnaklarını yenileme yeteneğine sahip bir canlı türü ve daha ötesini gerçekleştirmek için gereken genlere de sahip. Swalla sözlerine şunları ekliyor:

'Bizler bu canlılarla binlerce gen paylaşıyoruz ve bu yüzden potansiyeli içimizde bulunduruyoruz. Eğer solucanların kendilerini yenileme mekanizmalarını tam olarak çözebilirsek, merkezî sinir sistemimizi tamir etmemiz bile mümkün olabilir.'

DNA'mızda taşıdığımız rejenerasyon bilgisi, vücudumuzdaki tüm hücrelerde mevcuttur.

Ancak evrim sürecinde bu bilgi, sebebini bilmediğimiz bir şekilde ortadan kaybolmuştur. Bunun sebebi olarak rejenerasyonun özellikle karmaşık canlılarda çok fazla enerjiye ihtiyaç duyması gösterilmektedir. Yapılan son çalışmada acorn solucanlarının rejenerasyon için hangi geni kullandığını tespit etmeye çalışan araştırmacılar, eğer bu gen tespit edilebilirse aynı özelliği insanlara da aktarabileceğimizi düşünmektedir.

Bir başka amaç ise rejenerasyonda hangi tip hücrelerin rol oynadığını tespit etmek.

Bu süreçte kök hücrelerin rol oynuyor olması en büyük ihtimal olarak görülüyor ancak işin içinde başka hücre tipleri olması da mümkün. İlk olarak bunu keşfetmeyi amaçlayan ekip, daha sonra gen aktivasyonu ve gen düzenlemesi gibi teknolojilerle rejenerasyonu diğer hayvanlar üzerinde test etmeyi amaçlıyor.

Peki bu hayal gerçekleşirse insanoğluna ne gibi imkânlar sunacak?

Tıp biliminde köklü değişikliklere sebep olabilecek bu teknolojinin mümkün olması durumunda deri yanıklarımız iz kalmayacak şekilde tamir edilebilecek, vücudumuzun tüm kısımları yenilenebildiği için organ nakli tarihe karışacak ve kopan uzuvların yerinde yenisi oluşacak. Ayrıca şu an için mümkün görünmese de, uzak gelecekte beyin ve sinir sisteminin yenilenmesi dâhi mümkün olabilir...

Popüler İçerikler

Premier Lig Devinden Arda Güler'e Çılgın Teklif! Bonservis İçin 50 Milyon Euro Düşünülüyor
Fatih Erbakan'dan Devlet Bahçeli'yi Kızdıracak Sözler: "Dedem Yaşında İnsan"
Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan 'Audi A8' Savunması: 'İhtiyaç'
YORUMLAR
06.05.2017

yakin zamanda yayinlanan bir arastirmada cok farkli kokenlerden gelen rejenasyon kabiliyetine sahip canlilarin rejenasyonu ayni mekanizma ile ayni genlerle gecirdikleri tespit edilmisti. yani bir semenderde, bir denizyildizida, bir planaryada rejenarasyonu ayni mekanizma ile gerceklestiriyor. bunun anlami yunuslarla yarasalarin ekolokasyonu bagimsiz sekilde yakinsak evrimlesmele gelistirdikleri gibi bu canlilar bu yetenekleri kendileri ayri ayri gelistirmedi. onlara has, onlarin yapisina ozel bir yetenek degil. bu yetenek hepsine ortak bir atadan miras geldi ve bir omurgali olarak bizde ayni ortak ataya sahibiz. bu yetenegin ve mekanizmanin genlerimizde bulunmasi gerek. yoksa bile bize uyumlu olacagi acik. kisaca gercekden kazanabilecegimiz bir yetenek.

Geçenlerde bir konuda (şu an hatırlamıyorum) etik bazen saçmalar demiştim ama bu konuya etik olarak bakmak gerek. Solucan örneğini ele alırsak; kopan bir uzuv durumunda beden kendini o uzuvda kendini yenileyecek. Uzuvdan yenilenen kopya; bir kimliğe sahip olmalı mı? Anılar eş olur mu? Asıl karakterden herhangi bir konuda (örneğin eş, iş) hak iddia edebilir mi? Nüfus patlamasından yakınırken ekstra bir patlama yaşanmaz mı? Çok kafa yormak gerek çok. :)

06.05.2017

YAŞASIN DARWİN! YAŞASIN CUVİER! YAŞASIN LAMARCK! YAŞASIN MENDEL! YAŞASIN BUFFON!

Pasif Kullanıcı
06.05.2017

Buffon müthiş kaleci

06.05.2017

Bilimi bu yüzden seviyorum.

TÜM YORUMLARI OKU (15)