Hepimizin yıldız tozlarından oluştuğuna dair düşünceyi bir nebze daha doğrulayan ve güzelleştiren mükemmel bir araştırmayla karşınızdayız bu sefer.
Hepimizin yıldız tozlarından oluştuğuna dair düşünceyi bir nebze daha doğrulayan ve güzelleştiren mükemmel bir araştırmayla karşınızdayız bu sefer.
Eh, sonuçta nötron yıldızları süper güçlü manyetik alanları olan, çökmüş yıldız merkezleri sonucunda meydana gelen, gezegenimizden çok çok uzak noktalarda konumlanmış gök cisimleri. Bizle pek benzerlikleri yok gerçekten de.
Yıldızları ve bizleri oluşturan maddeler, geometrik yönden birbirleriyle neredeyse tamamen aynı. Nötron yıldızının dış kısımlarına bakan araştırmacılar, bu bölgelerin hücre zarımızla aynı şekillere sahip olduklarını fark etti.
Bu durum, temelde oldukça farklı olmasına rağmen hem insanların, hem de yıldızların aynı geometri etrafında şekillenmiş olduğunu kanıtlar nitelikte.
Bilim insanları nükleer maddelerin şeklini; 'Nükleer makarna' olarak adlandırıyor, çünkü yapısal görüntü olarak spagettiyi andırıyorlar. Bu nükleer makarna formundaki maddeler nötron yıldızının dış katmanını oluşturuyor.
Bu garip benzerliğin keşfedilmesinin önünü açan ilk gelişme, 2014'te Greg Huber adlı bir araştırmacının endoplazmik retikulumun yapısını detaylı incelemesiyle oluyor. Bu değişik yapıların yalnızca hücreye özgü olduğunu düşünen Huber, nötron yıldızlarının modellemelerini görünce ikisi arasındaki benzerlik karşısında bir hayli şaşırıyor.
Yukarıdaki görüntüde de solda endoplazmik retikulumun yapısını, sağda ise nötron yıldızının yapısını görüyoruz. Benzerlik gerçekten şaşırtıcı.
Nötron yıldızlarının oluşmasında etkili olan etkenler; güçlü nükleer kuvvet ile elektromanyetik güç. Ortada çok çetin bir savaş var anlayacağınız.
Bu nedenle ilk bakışta nötron yıldızlarıyla hücrelerimizin yapısal şekilleri arasında bir benzerlik olması ihtimali oldukça garip oluyor.
Bu romantik tarafı dışında, bilim açısından da oldukça güzel bir keşif bu. Keza hücreler ve nötron yıldızları gibi belki de evrenin en farklı iki yapısının, aynı geometrik kurallar çerçevesinde oluştuğunu ve şekillendiğini gösterir nitelikte.
Yine de bu keşif, bir ilk adım özelliği taşıyor.
Her halükarda, yıldızlarla aramızda gerçekten de çok özel bir bağ var...
Acaba tüm bu evren başka bir organizmanın içi olabilir mi , galaksiler falan hücreleri falan olamaz mı ? Belki bizim içimizde de bir evren vardir. Sinir hucrelerimizden birinde bir medeniyet olusmustur; olamaz mı ?
lavaboda olusan bir girdapla, gezegeni dolasan bir kasirga hatta koca koca galaksiler bile ayni geometrik benzerligi gosterebiliyor. nitekim kucuk olsun buyuk olsun hepsini ortaya cikaran doganin ayni temel kuvvetleri, ayni matematik fizik kurallari.
Tek bir yaratıcının elinden çıkmış güzel bir sanat eseriyiz biz. Yaratıcı her yere büyüklü küçüklü imzalarını atmış ve sanatını bu yapının üstüne oluşturmuş ve geometrisini ayarlamış. Bir tabloya baktığımızda Van Gogh veya Da Vinci diyebildiğimiz gibi bu tablo da bize adını sayıklatıyor..