Kasırganın, dünyadaki benzerleri gibi sakin bir merkeze, çoklu sarmal kollara ve geniş sirkülasyona sahip olduğu belirlendi.
Bu tür kasırgaların; uydu sürüklenmesinin ve yüksek frekanslı radyo iletişiminde bozulmaların giderek artması, ufuk ötesi radar konumlandırma, uydu navigasyonu ve iletişim sistemlerinde daha fazla hata çıkması gibi uzay havası etkileri üzerindeki önemli etkilerden sorumlu olduğu düşünülüyor.
Nature Communications dergisinde yayımlanan araştırmaya göre süreç, yıldızlararası rüzgarlarla evrendeki diğer yıldız sistemleri arasındaki etkileşim için de önemli olabilir.
Uzay havası 1950'lerde uydu teknolojisinin ortaya çıkması ve 1950'lerin sonunda ilk Güneş rüzgarlarının (Güneş'ten gelen yüklü parçacıkların Güneş Sistemi'ndeki akışı) gözlemlenmesiyle özellikle odaklanılan bir araştırma alanı oldu.
Bilim insanları uzay kasırgalarının manyetik alana ve plazmaya (maddenin gaz halindeyken çok ısınmasıyla atomlarının bağımsız olarak hareket eden elektronlara ve iyonlara ayrıldığı, böylece Dünya'nın manyetizmasının itme ve çekmesi gibi kuvvetlerden kolayca etkilenir hale geldiği hali) sahip diğer gezegenlerin ve uyduların yakınında da meydana gelebileceğine inanıyor.