Diğer taraftan, bu büyük gizemi çözmek için araştırmacılar, insan beyni evriminin tarihsel modellerini analiz etti ve bulgularını karınca toplumlarında bilinenlerle karşılaştırarak geniş içgörüler sundu.
Traniello, 'Bir biyolojik antropolog, bir davranışsal ekolojist ve evrimsel nörobiyolog, beyin evrimi hakkındaki düşüncelerini paylaştı. İnsanlar ve karıncalar üzerinde yapılan köprü araştırmalarının doğada neyin mümkün olduğunu belirlemeye yardımcı olabileceğini keşfettiler' açıklamasını yaptı.
Ardınan, çalışam kapsamında dokumacı karıncalar, Oecophylla dokumacı karıncaları, Atta yaprak kesici karıncaları ve Formica gibi yaygın bahçe karınca ailelerindeki işçi karıncaların beyin büyüklüğü, yapısı ve enerji kullanımı incelendi.
Traniello, 'Karınca ve insan toplumları çok farklıdır ve sosyal evrimde farklı yollar izlemiştir. Bununla birlikte, karıncalar, kendi besinlerinin üretimi (tarım) kadar, grup kararı alma ve iş bölümü gibi sosyal yaşamın önemli yönlerini de insanlarla paylaşırlar. Bu benzerlikler, insan beyninin büyüklüğündeki değişiklikleri etkileyebilecek faktörler hakkında bizi geniş ölçüde bilgilendirebilir' dedi.
Sonuç olarak, araştırmacılar, daha küçük beyinlerin daha az enerji kullandığını ve antik insanların 3 bin yıl önce bilgi paylaşmaya başladıkları için, beyinlerinin bir sürü bilgiyi depolamak için daha az enerjiye ihtiyaç duyduğunu ve dolayısıyla boyutlarının küçüldüğünü açıkladı.