Bilim Dünyasında Sessiz Bir Devrim mi Yaşanıyor? Kuantum Biyolojisi ve Hayatımıza Katacağı Yenilikler

Kuantum mekanizmasını tamamen anlamak elbette ki herkes için çok zor. 

Kuantuma etkisini temel olarak, birden fazla yerde aynı anda var olma ya da aniden yok olup başka bir yerde moleküllerin belirmesi şeklinde aklımızda tutabiliriz. 

Bilim insanları doğadan yakaladıkları birkaç örnekle, kuantum biyolojisini anlamaya ve bize anlatmaya çalışıyorlar...

Şu an elimizden gelenlerin daha fazlasını kuantum sayesinde yapabilmemiz mümkün.

Aslında kuantum etkileri, bedenlerimizin daha kullanışlı ve esnek bir hale gelmesine ve doğadaki tepkimelerin daha iyi gerçekleşmesine yardımcı oluyor.

Doğadaki fotosentez tepkimesini hatırlamak için lise günlerimize dönersek...

Fotosentezi basit olarak, bitkilerin, mavi-yeşil alglerin ve bazı bakterilerin güneş ışığı ve karbondioksidi enerjiye dönüştürmesi olarak biliriz.

2007'de bilim insanları, fotosentez tepkimesi sırasında moleküler düzeyde kuantum efektlerini görmeye başladılar..

Temel fotosentez prensibinde güneş ışığından gelen fotonlar yapraklardaki klorofiller tarafından tutulur.

Daha sonra kimyasal enerjiye dönüştürülebilmek için reaksiyon merkezine gönderilir. Ancak foton reaksiyon merkezine giderken tek bir rota değil, birden fazla rotayı takip ediyor. Böylece en verimli rotayı bularak tepkimenin gerçekleşmesi sağlanıyor.

Yani fotonlar canlı bir hücre içinde aynı anda birden fazla yerde bulunabiliyorlar.

Kuantum mekanizmasının canlı hücrelerde çalışıyor olması, kuantum çalışan bilim insanlarını oldukça heyecanlandıran bir konu.

''Canlı hücrelerin ıslak, sıcak ve kalabalık ortamı, kuantum olaylarını görmeyi beklediğiniz son yerdir. Ama burada bile, kuantum özellikleri hala çalışıyor.' 

Susana Huelga

Bu olayın, fotosentez sürecini hızlandırdığına dair teoriler bulunuyor.

Ancak fotosentezin biyolojik işleviyle bu tepkime arasında sıkı bir bağ kurulabilmiş değil.

Kuantumla açıklanmaya çalışılan bir diğer konu ise, kuşların göç yollarını nasıl olup da karıştırmadığıyla ilgili...

Bu konuda Kızılgerdan türü üzerinde çalışılmış. Deneyler, kuşların gözlerinin arkasındaki her bir molekülün dünyanın manyetik alanına tepki verdiğini gösteriyor.

Bilim dünyasında, kuşlarda manyetik pusulanın nasıl çalıştığına dair en iyi açıklamanın bu olduğu düşünülüyor. Ancak bu teorinin kuş davranışlarıyla da ilişkilendirilmesi gerekiyor.

Manyetik alan, göz arkasındaki moleküllerin kimyasal üretmesini sağlayarak kuşun manyetik pusuladaki yeri terk etmesini ve tepkimeler zinciri oluşmasını sağlıyor. Kuş, aynı yönde ilerlemeye devam ettiği sürece, daha fazla kimyasal üretiliyor.

Bu teoriye göre, kuşlar algıladıkları manyetik alan görüntüsüyle çevrelerinin görüntülerini birleştiriyorlar.

Tabi ki bu teori hala tartışılıyor...

Kokuları algılama yeteneğimiz de kuantum mekanizmalarıyla açıklanmaya çalışılan başka bir konu.

Molekül yapıları ve dizilimleri birbirine çok benzeyen vanilya ve öjenol kokladığımızda, öjenolden karanfil kokusu alırız. Yani kokuları birbirinden ayırt edebilmemizde, molekül şeklinin bir önemi yok. Bu durum ise kuantum tünelleme kavramıyla açıklanıyor...

Kuantum tünellemede bir elektron, A noktasından B noktasına giderken, araya giren alanı atlayarak B noktasına geçebilir.

Koku alma teorisine göre, koku molekülü, burun içine girdiğinde ve bir reseptöre bağlandığında, kuantum tünelleme adı verilen bu işlemi koku reseptöründe gerçekleştirebilir. Elektronlar, burun reseptörlerinin bir tarafından kaybolup diğer tarafında beliriyor ve her seferinde bir miktar enerji bırakıyor.

Teorinin en güçlü kanıtı ise, son derece farklı şekillere sahip iki molekülün, benzer enerjilere sahip bağlar sayesinde aynı koku olarak algılanması.

Peki tüm bunlar ne işimize yarar?

Koku duyusuyla ilgili kuantum etkileri netleşirse, parfümlerin amaca yönelik üretilmesi sağlanabilir. 

Duyu reseptörleriyle ilgili de ilaç geliştirilmesinde kuantum etkileri es geçiliyorsa, ilaç geliştirme süreci farklı bir yön alabilir.

Belki de çağımız için en önemli soru, kuantum tünelleme olayı DNA'lardaki mutasyonlar esasında da oluyor mu?

Hatta bilim insanları, kuantum etkilerinin hücrelerin kanserleşmesine sebep olup olmadığıyla ilgili araştırmalarına devam ediyorlar...

“Kuantum teorisi karşısında hayrete düşmemiş bir kimse, onu anlamamış demektir.” Niels Bohr

Popüler İçerikler

Doğukan Güngör, "Kızılcık Şerbeti Bitsin" İddialarına Son Noktayı Koydu!
2025'de Eurovision'a Türkiye Adına Kim Katılmalı?
Uluslararası Göç Örgütü Rapor Paylaştı: En Fazla Mültecinin Yaşadığı Ülke Belli Oldu
YORUMLAR
30.09.2017

Kuantuma %29'luk ÖTV

30.09.2017

Yine de bir organik hoşaf değil!

30.09.2017

Bu saatten sonra bizim hayatımıza vergiden başka bişey girmez

TÜM YORUMLARI OKU (8)