Bilim Açıklıyor: Bir Kere Endişelenmeye Başladığımızda Neden Bir Türlü Duramıyoruz?

Özellikle yapısı gereği sık sık endişeye kapılan insanların çok iyi bildiği üzere, bir kere endişelendiğinizde bunun önüne geçmek bir türlü mümkün olmuyor. Peki ama neden? Bilim insanlarının bu konuda bazı cevapları var.

Arada sırada biraz endişelenmek, elbette insan doğası gereği kaçınılmaz.

Fakat bazılarımız için bu durum, patolojik seviyelere ulaşıyor. Günün büyük bir kısmını endişelerle geçirip, aslında ortada kötü bir durum olmadığını bilsek bile sürekli olumsuz ihtimaller üzerine düşünüyoruz. Psikolojide bu tip kişilere anksiyete bozukluğu teşhisi konsa da, panik atak da ihtimal dahilinde olan bir durum.

Peki neden endişe bir virüs gibi vücuda girdiğinde giderek daha da etkisini artırıyor?

Biological Psychology'de yayınlanan yeni bir araştırmaya göre bu konuda etkili olan pek çok faktör var. Bu faktörler bilişsel ve duygusal olarak farklı gruplar altında incelenmiş.

Uzmanlara göre fazla endişenin temelinde, kişinin tüm tehlike unsurlarına karşı normalden fazla tetikte olması yatıyor.

Bu kişiler ortada bir tehlike olmasa bile, her an tehlike olabilme ihtimaline karşı uyanık oluyorlar. Daha kötüsüyse, eğer ortada bir bilinmezlik varsa ya da kesinlik yoksa, kişi durumu her zaman olası bir tehlikenin varlığına yoruyor.

Bu durumu daha açık hale getirmek için bir örnek vermem gerekirse, sevdiği birinden birkaç saat haber alamayan bir kişinin, başına bir iş gelmiş olma ihtimalini düşünerek korkmaya başlamasını ve normalden fazla endişelenmesini gösterebiliriz. Yani olay, ortada tehlike olmamasına rağmen, merak edilen kişi sadece biraz meşgul olabilecekken veya telefonunun şarjı bitmiş olabilecekken, durumu tehlikeye yorup başına bir iş gelmiş olma ihtimalinin ön plana çıkarılması.

Olayların hep olumsuz tarafına odaklanmak üzere yapılan deneyler de bu durumu kanıtlar derecede.

Bir deneyde araştırmacılar, denekleri iki gruba ayırmış. İlk grup üzerinde herhangi bir şey yapılmazken, ikinci gruptaki insanlara olaylara olumlu yönden bakmaya ve bilinmezlik olan durumlara daha pozitif yaklaşmaya yönelik eğitimler verilmiş. Deney bitiminde ikinci gruptaki insanların, bu tarz durumlar karşısında ilk gruba kıyasla daha az endişelenmeye başladığı görülmüş.

Uzmanlara göre bu kadar endişelenmemizin nedenlerinden biri de, endişeyi iyi bir şey olarak görmemiz.

İlk okuyuşta bu kulağa pek mantıklı gelmiyor. Sürekli endişelenen bir insan endişeyi neden iyi görebilir? Fakat araştırmacılara göre bu kişiler, endişeyi kötü şeylerin olmasını engelleyebilecek bir araç olarak görüyor. Endişelenmenin kişiyi her zaman en kötü şeye karşı hazır tuttuğunu, kendilerine kötü şeylerin oluşmasını engelleyebilme ihtimalini sunduğunu ve kişiyi soruna çözüm üretme konusunda daha iyi hale getirdiğini düşünüyorlar.

Bir diğer bulgu da endişe sahibi kişilerin genelde mükemmelliyetçi bir yapıda olmaları.

Bu durum nedeniyle bir işi tamamen bitirene kadar o konu hakkında ipleri elden bırakmamaya ve sonucunda endişeli olmaya yatkın oluyorlar. Böylece her ihtimali düşündüklerini ve en ufak sorunlarını bile ortadan kaldıracaklarını düşünüyorlar.

Uzmanlar genel ruh halinin de konu üzerinde etkili olduğu konusunda hem fikir.

Daha çok endişelenen insanlar, olumsuz duyguları daha çok hissediyorlar. Bu negatif duyguların da daha analitik düşünmeye yol açtığı bilinen bir gerçek. Ki bu da, az önce de belirttiğim mükemmelliyetçiliğe yol açan bir durum. Hal böyle olunca da bu kişiler tatmin olması daha zor insanlar haline geliyor, stres ve anksiyete ile daha fazla mücadele ediyor.

Düzenli olarak normalden çok daha fazla endişelenen insanların, bir uzmana görünmesi oldukça önemli.

Bunun dışında kendi kendinize deneyebileceğiniz bir kaç yöntem de var. Genel olarak ruh halinizi pozitif tutmanız yapabileceğiniz en önemli şey. Bunu söylemesi gerçekleştirmesinden daha kolay olsa da, durum çok da ümitsiz değil. Her gün yarım saatliğine de olsa bir yürüyüşe çıkmak gibi basit bir aktivite bile ruh halinizde büyük değişimler yaratabilir.

Özetle endişe, insanı yiyip bitiren oldukça tehlikeli bir duygu. Kendisinden mümkün olduğunca uzaklaşmak, gerekirse profesyonel yardım almak lazım. Siz siz olun, fazla endişeyi yararlı bir şeymiş gibi görmeye çalışmayın...

Popüler İçerikler

Kadınların Kırmızı Ruj Sürerek "Çiftleşme" Mesajı Verdiğini İddia Eden Uzman
Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı
"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
YORUMLAR
05.06.2017

şu zamanda endişeli olmayan ya kafasını kuma gömmüş yada dünyadan bi haber olması lazım.

Pasif Kullanıcı
05.06.2017

'Önümde iki yol var ve seçim yapmam gerekirse şayet oturup keyfime bakım' olarak niteleyemez miyim yani? Çokta şey etmem gerek. :D

çünkü anxiety attacked

Türkiyede hergün yeni bi bok olurken polyanna gibi gezen tek varlıklar ergenler bence onlar da biraz büyüsün endişe sarar beyinlerini

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ