Beşiktaş Teknik Direktörü Slaven Bilic, futbolun hayatındaki en önemli aşkı olduğunu söyledi.
Slaven Bilic, Beşiktaş Dergisi'nin mayıs sayısında 'Yavru Kartallar' Alpaslan Engür ve Eren Uğur Sevim'in sorularını yanıtladı.
Hırvat teknik adam, 9 yaşından bu yana futbola dair heyecanının hiç sönmediğini belirterek, 'Futbol, hayattaki en önemli aşkım. Elbette ki ailem ve çocuklar da var. Şu hayatta önemli çok şey var ama çocukluğumdan beri en büyük arzum futbol ile dolu bir hayattı. Futbola başladığım dokuz yaşımdan bu yana futbola dair heyecanımın hiç sönmediğine emin olabilirsiniz' ifadelerini kullandı.
'Beşiktaş'ın parçası olmak büyük bir gurur'
Beşiktaş'ın bir kulüpten çok daha fazla şeyi ifade ettiğini vurgulayan Bilic, şöyle devam etti:
'Bir yaşam şekli Beşiktaş, yüce bir kimliğe karşılık geliyor. Beşiktaş'ın bir parçası olmak, burada teknik direktörlük yapmak çok büyük bir sorumluluk ve çok büyük bir gurur. Taraftarlarımız kulübe çok bağlı. Dünyada eşi benzerine nadir rastlanan bir taraftar kitlemiz var ve onlarla gurur duyuyoruz.'
Bilic, teknik direktörler ve futbolcuların da taraftarlarla aynı duyguları paylaştıklarını belirterek, 'Ancak bir teknik direktör olarak daha dengeli olmam gerektiğine inanıyorum. Kazanınca rehavete kapılmamam veya yenilince boyun eğmemem gerekir. Çünkü birkaç gün sonra yine bir maça çıkmak gerekecektir ve teknik direktörün oyunculara örnek olması lazım' diye görüşlerini belirtti.
Hukuk fakültesini bitirdiğini kaydeden Bilic, 'Okulda iyiydim ama avukatlık derecem yok. Müziğin de hayatımda büyük etkisi var, özellikle futbolu bıraktıktan sonra iki, üç sene müzikle çok yakından ilgilendim. Ama antrenörlük yapmaya başladığımdan beri maalesef müzikle ilişkim azalmaya başladı' diyerek röportajı tamamladı.
Eurosport