Bildiğinizi Sandığınız Ama Aslında Pek de Öyle Olmayan Tarihsel Gerçekler

Edmund Burke'e göre 'Tarih bilmeyenler onu tekrar etmekle yükümlüdür' Tarihin gerçeklerine vakıf olmamak da, doğru sanılan bir avuç bilginin yıllar boyunca tekrar edilmesine sebep oluyor.

1. Ninjalar

Her koşulda görünmez ve farkedilmez olmalarıyla meşhur ninjalar, herkes tarafından kolaylıkla farkedilmelerini sağlayacak siyah bezlere sarınıp gezmiyorlardı aslında. 

Çünkü, hani, bilirsiniz, ninja oldukları farkedilmesin diye.

2. Çin seddi uzaydan görülebilen tek insan yapımı inşa değildir. Çünkü Çin Seddi uzaydan görülemez.

Buradan bile zor görünüyor.

3. Antik Yunan

Antik Yunan dendiğinde aklınıza gelen ilk manzaranın ardından istemsizce gözlerinizi kıstınız öyle değil mi? Evet sizi anlıyoruz, fakat Antik Yunan çamaşır suyu sponsorluğunda inşa edilmedi. Yani bütün o sütunlar, heykeller, yapılar bembeyaz değildi.

Bu denli detaylı sanat eserlerinin renkten yoksun olmasını beklemek mantık dışı olurdu zaten. Bizim sandığımızın aksine, heykellerin yapıldığı dönemde renklerle bezendiğini ifade etmek gerekiyor.

4. Vikingler

Vikinglerin, bugün bilindiği şekilde boynuzlu miğferleri yoktu. Ayrıca pagan ve nors mitolojilerinin ögeleriyle olan ilişkileri de minimum düzeydeydi. Bügün bilinen haliyle Viking tiplemesinin, Hristiyanlığın İskandinavyaya yayılmasından iki yüz yıl sonra kaleme alınan mitoslardan ortaya çıktığını söyleyelim.

5. Amerikanın keşfi

Vikingler demişken, Amerika’yı keşfeden, daha doğrusu Atlantik’i aşıp bu kıtaya ulaşan ilk topluluklar Portekizli ya da İspanyol değildi. Vikingler, denizdeki üstün başarıları neticesinde bunu 10. yüzyıl civarında çoktan gerçekleştirmişti.

6. Antık Mısır

Yunan örneğinde olduğu gibi, Antik Mısır’ın da kuma gömülmüş, tozlu ve köhne yapılarla donatıldığını düşünmek büyük bir hata. Şimdiki görünümlerinin aksine, piramitler inşa edildiği zaman bildiğin gıcır gıcırdı.

7. Firavunlar

Firavunların Mısır tarihinde kapladığı önemi sorgulayacak değiliz ama, yaygın kanının aksine Mısırlılar firavunlarına tapınmıyordu. 

Bu inanışa Mısır’ı ziyaret eden Yunanlıların sanrılarıyla oluşturulmuş tarih yazıcılığının sebep olduğunu söylebiliiz. Antik Yunan’da tanrıdan başka kimsenin önünde diz çökülmezdi. Mısırlılar ise firavunlarına diz çökerdi. Yunanlıların düz mantığı bu noktada işledi ve evet ‘Firavunlar = Tanrılar’ haline geldi.

8. Samuraylar

Samurayların onurlarına ve vatanlarına son derece bağlı oldukları, bütün samurayların görevlerinde başarısız olurlarsa harakiri yapıp intihar ettikleri söylenegelir. Aslında bunların biraz asılsız bir inanış olduğunu söylemek mümkün. 

Neden asılsız? Samuraylara dair bilinen çoğu şey 1900’de yazılmış Bushido adlı bir kitaba dayandırılır. Bu kitap da o dönemler samuraylara dair yapılmış araştırmalar neticesinde oluşturulmuş kurgu bir kitaptır.

Yani bu kitaba dayanarak Samuraylar hakkında bilgi sahibi olmanın, trafik kuralları kitapçığını ezberledikten sonra gönül rahatlığıyla İstanbul trafiğine çıkmaktan bir farkı yok.

9. Osmanlıda ilk matbaa

Lise tarih bilgilerinizi yoklarsanız, matbaanın Osmanlıya Lale Devri döneminde getirildiği, ilk matbaacının da İbrahim Müteferrika olduğunu hatırlarsınız. 

İlk müslüman matbaacının İbrahim Müteferrika olduğu doğrudur. Ancak Osmanlıdaki ilk matbaa bundan çok daha önce, 15. yüzyılda museviler tarafından kullanılmıştır.

10. Karanlık Çağlar

Filmlerde ve kitaplarda karanlık çağ olarak bilinen dönemlerde, sürekli savaşan, birilerini öldürüp kanını içen, eve dönüş yolunda uğradıkları handaki genç kızlara tecavüz eden vahşilerin hikayesine sıkça tanık oluruz. Esasında ismiyle müsemma olmak zorunda olmayan bu dönemler, bugünkü pek çok coğrafi koşula oranla çok daha iyi bile sayılabilirdi.

Sözgelimi İslam coğrafyası, 5 ve 10. yüzyıllar arası bilimselliğin dibine vurmuş, Antik yunan felsefesini keşfedip Avrupa’ya tanıtan taraf olmuştu. Pek çok farklı disiplinde Avrupalılara fark atan ortadoğuluların, karanlık çağlarda şimdikinden daha aydınlık bir konumda olması elbette ayarsız bir tarihsel gerçekliktir.

11. Fenikeliler

Fenikeliler sanıldığının aksine Akdeniz ve Ege kıyılarının kesişiminde değil, bugünkü Lübnan ve İsrail kıyılarında yaşıyordu. Bunun sorumlusu da Antalya’nın Finike ilçesinden başka bir yer değil aslında. Normal.

12. Amazonlar

Amazonlar daha iyi ok atabilmek için göğüslerini kesmezdi. Bu inanışın da yine Yunanlıların başının altından çıktığını ifade edelim. 

Amazonları tanımlamak için ilk olarak Amazoi sözcüğü kullanılıyordu. Amazoi ise hem “göğüsleri olan” hem de “göğüssüz” anlamlarına geliyordu. Zaman içerisinde “göğüssüz” anlamı yaygınlaştı ve bugünkü inanışa yol açan mit doğmuş oldu.

Popüler İçerikler

Bahis Reklam ve Teşvik! Acun Ilıcalı, TV8 ve Exxen Yetkilileri Hakkında Soruşturma Başlatıldı
RTÜK Başkanı'ndan Gündüz Kuşağı Programlarına Son İkaz: "Toptan Yok Ederiz!"
Demet Akalın 'Laiklik' Açıklamasıyla Gündem Olan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e Ateş Püskürdü!
YORUMLAR
10.02.2016

Hadi diyelim bildiklerimiz yanlıştı, doğruluğunu iddia ettiğiniz bu bilgilerin kaynağı nedir? Onu da paylaşırsanız güzel olur açıkçası.

10.02.2016

Keşke bir de kaynak iliştireydin editör.

10.02.2016

#3 total war rome 2 oynayın her şey beyaz değil:D #4 daha önceki bir viking konusunda yazmıştım boynuzlu kasklar 1800lerde festivaldeki bir tiyatro için tasarlanmış #5 Amerikayı ilk keşfedenler Amerika yerlileridir #6 muhtelene sfenksde baya süslü olmalıydı #10 geri kalmanın sebebi Gazalidir

TÜM YORUMLARI OKU (21)