Yer ise Amerika. Peş peşe çıkan oyunlar, farklı özelliklerdeki konsollar ve ev bilgisayarları dev bir sektörün ilk tuğlalarını koymaktalar. Yıllar öncesinde başlayan macera bu yıllarda iyice hız kazanmış durumda. Ev konsollarının yaygınlaşmasıyla da birlikte her çocuğun hayallerini artık evdeki televizyonun altında duracak bir oyun konsolu süslemekte. Yarışta Amerika ve Japonya ise başı çekmekteler.
Piyasada bir çılgınlık hali hakimdi desek yalan olmaz, zira her yıl bir çok konsol ve yüzlerce oyun piyasaya sürülüyordu. Bu oyunlar ve konsollar arasında sonrasında klasik olarak nitelendirilebilecek kalitede olanlar olsa da çoğu isteneni vermekten uzaktı. Konsolların kimi ilerici teknolojilerine rağmen aşırı pahalı, ayın çeşitliliği ise kıt cihazlardı. Oyunlara değinecek olursak ise bu piyasa tümden çıldırmış gibiydi. Çoğu birbirinin klonu keyifsiz ve hata dolu oyunlar, sadece insanların parasını kapmak için bazısı birkaç günde yaratılıp paketlenmiş niteliksiz oyundan geçilmiyordu piyasa.
1982 yılında piyasaya sürülen E.T.'de az önce bahsettiğimiz gibi yalnızca birkaç günde yapılıp satışa sunulan oyunlardandı. Oyun çıktığı gibi hit olan E.T.'nin popülerliğinden ve yaklaşan Noel tatilinin satışlara olacak etkisinden yararlanmak istediği için yaklaşık 5 gün gibi kısa bir sürede yaratılmıştı. Ancak oyun öylesine kötüydü ki Atari'nin telefon hatları isyan eden oyuncularla dolup taşıyordu. Bu noktada sektörün de bir kötü oyuna daha tahammülü kalmamıştı. Kısacası E.T., koskoca bir sektörün tabutuna neredeyse son çiviyi çakıyordu. Bir not düşmek gerekirse oyun öyle kötüydü ki Atari firması satılmayan oyun kartuşlarını New Mexico'da boş bir araziye gömdürerek onlardan kurtulmuştur. Yıllarca oyun dünyasının bir gizemi olarak kalan olayın yapılan kazılar sonucunda gerçek olduğu da kanıtlanmıştır.
1983 yılında oyun sektörünün büyüklüğü 3,2 milyar doları aşmışken yalnızca iki yıl sonra, 1985'e gelindiğinde bu sayı 100 milyon dolara düşmüştü! Krizin etkileri de elbette yıkıcı oldu. Oyun sektörünün neredeyse durma noktasına gelmesi sonucunda binlerce kişi işsiz kaldı, firmalar bu alana yönelmek konusunda çok daha çekimser davranmaya başladılar.
1985 yılına gelindiğinde en çekimser kişilerin bile sessiz kalamayacağı bir cihazla tanıştık. Efsaneler efsanesi NES, veya uzun adıyla Nintendo Entertainment System. Hemen hemen tüm analistler oyun ve oyun teknolojileri alanında sürdürülebilirlik konusunda olumsuz görüşler belirtirken Amerika pazarına açılan NES ortalığı kırdı geçirdi. 1983 yılında Japonya'da ortalığı kasıp kavuran cihaz iki yılın ardından ABD pazarındaki boşluğu gören Nintendo tarafından buraya da açılmıştı. Ardından gelen Sega Mega Drive gibi konsollar da oyuncuların güvenlerini tazeledi, bu dönemde çıkış yapan oyunlar ve gelişen teknoloji sayesinde daha da renklenen oyun dünyası krizi atlattı.
2020 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde yapılan çalışmalar sonucunda yayınlanan raporlara göre oyun sektörünün kazancı 180 milyar doları bulmuş durumda. Aynı dönemin raporlarına göre ise sinema sektörü 100 milyar dolar, spor sektörü ise 75 milyar dolarlık gelire sahip. Kısacası oyun sektörü bu her iki alanı da tek başına geçmeyi başarmış vaziyette. Oyun sektörünün geleceği ise parlak görünüyor. Ne diyelim, umalım ki sektör geçmiş hatalardan ders almıştır!