Galatasaray futbol takımının 2015-2016 sezonu başında Akhisar Belediyespor’dan transfer ettiği milli oyuncu Bilal Kısa, Galatasaray’daki ilk sezonunda yaşadıklarını Galatasaray Dergisi’nin 154’üncü sayısına anlattı.
Galatasaray futbol takımının 2015-2016 sezonu başında Akhisar Belediyespor’dan transfer ettiği milli oyuncu Bilal Kısa, Galatasaray’daki ilk sezonunda yaşadıklarını Galatasaray Dergisi’nin 154’üncü sayısına anlattı.
Galatasaray kariyerine etkileyici bir başlangıç yapan ve takımın oynadığı tüm kulvarlarda skor katkısı sağlamayı başaran deneyimli oyuncunun mesajlarından öne çıkanlar şöyle:
“28 yaşıma kadar hiçbir fark yaratamadım. Malatyaspor’dayken milli takıma gitmiştim ama bir maç oynadım, bir daha yedi buçuk sene seçilemedim. Tekrar gittiğimde yaşım 30’du. Çok uzun zaman kaybettim açıkçası. Bilal Kısa Akhisar’da doğmaya başladı diyebilirim. Önceki takımlarda sol açık oynuyordum. Benim tarzım değildi. Bütün hocalarım orada şans veriyordu ama ben hızlanarak ilerleyen bir futbolcu olmadığım ve kanattayken topla fazla buluşamadığım için kendimi çok fazla gösteremiyordum. Akhisar’a transfer olduğumda Hamza hoca beni orta sahanın ortasında oynatacağını söyledi. Orta sahada oynayınca topla daha çok buluşmaya, yeteneklerimi göstermeye başladım. Bu çıkış da Galatasaray’a transfer olmamı sağladı.”
Farkına vardım
Türkiye’nin en büyük camiasına geldiğimin farkındayım. Dünyanın sayılı takımlarından bir tanesi.
Her futbolcunun hedefidir büyük takımda oynamak. Ben bunu geç yaşadım. Ama çok geç olduğunu da düşünmüyorum. Üst düzey performans gösterebileceğim birkaç yılım daha var. Futbol yaşı da son dönemde biraz daha uzadı. 37 yaşına kadar rahatça oynanabiliyor. Futbolcu 27-28 yaşından sonra daha da olgunlaşıyor ve bazı şeylerin farkına varıyor. Çok şükür ben de farkına vardım ve çok büyük bir camiaya geldim. Büyük bir camia için oynamak, başarılar kazanmak çok güzel bir duygu.
Pirlo benzetmesi mutlu ediyor
Andrea Pirlo ile adımın anılması beni mutlu ediyor. Bu benzetme de ilginçtir, ilk kez Akhisar – Galatasaray maçından sonra çıktı. Mancini’nin ilk geldiği dönemdeydi. Ben asist yapmıştım, çok da iyi oynamıştım. O maçtan sonra gazetelerde ‘Pirlo gibi’ diye yazılar çıkmaya başladı. Dünyanın en iyi oyuncularından bir tanesi Pirlo. Ben de örnek alıyorum.
Şut özelliğim hep vardı. Çizgide oynarken çok gösteremiyordum bunu. Orta sahada oynayınca kaleyle karşı karşıya gelip şut açısı bulma şansı daha yüksek oluyor. Burada da ilk golümü Astana maçında attım. Şampiyonlar Ligi’nde Galatasaray formasıyla gol atmak gurur vericiydi. Sezon başında taraftarımız yaşımdan dolayı biraz önyargılı yaklaşmıştı transferime. Biraz sıkıntı yaşadık. Ama ben ilk geldiğimde de sahada cevap vermeye çalışacağımı söylemiştim. Buradaki herkes yıldız sonuçta. Ben de kendimi göstermek zorundaydım. Attığım goller sayesinde kendimi gösterebildiğime inanıyorum çok şükür. Galatasaray’daysanız her maça kazanmak için çıkmak ve sahada elinizden geleni yapmak zorundasınız. Takım olarak sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz ama hala elimizden geleni yapmak zorundayız. Her maç üzerine koyarak gitmeliyiz. Ben de her oynadığımda takımıma katkı sağlamak istiyorum.
Yazın Fransa’da olmak isterim
Avrupa Şampiyonası’na gitmeyi hak ettik. Ben de o kadroda olmayı isterim her futbolcu gibi.
Tabii Galatasaray’daki durumum, performansım çok önemli bunun için. Fatih hoca büyük takım, küçük takım ayırmaz, kim formdaysa onu çağırır. Hocanın yaşa da bakmadığını biliyorum. O yüzden burada oyunumu ve formumu yükseltip orada olmak istiyorum. Olamasam da arkadaşlarımı bütün kalbimle destekleyeceğim.
Kariyerimin en güzel anını Astana maçında yaşadım
Türkiye’de 13 yıldır profesyonel futbolculuk yapıyorum ama kariyerimin en güzel anı Astana’ya
attığım gol diyebilirim. Çünkü Şampiyonlar Ligi ayrı bir arena. Sahaya çıkarken o müzik çaldığı zaman tüylerim diken diken oldu o maçta. Burada Benfica’ya karşı oynadığımızda da aynı şeyi hissettim. Bir de bunun üzerine ilk maçımda gol attım ve unutulmazlarım arasına girdi.
Taraftarın emeğinin karşılığı şampiyonluktur
Sezon başında çok büyük bir camiaya geldiğimi taraftarımız sayesinde bir kez daha anladım. Inter maçına çıkarken taraftarı gördüğümde ayaklarım titredi. Çok büyük destekleri var. Her zaman da devam ediyor. Ligde sıkıntılı durumda olsak bile desteklerini esirgemiyorlar. Lazio maçında da gördük. Sokağa çıktığımızda, idmanlardan sonra kapıda çok büyük ilgi görüyoruz. Sırf imza almak için, fotoğraf çektirmek için saatlerce bekleyenler oluyor. Onlara çok teşekkür ediyorum. Biz de elimizden geleni yapıp onlara şampiyonluklar yaşatmaya çalışacağız. Buradaki oyuncunun hedefi her zaman bu. Çünkü taraftarın sevgisinin, emeğinin tek karşılığı şampiyonluktur. Tek Bilek Tek Yürek seferberliğinde desteklerini zaten hissettiriyorlar. Devamını bekliyoruz.
Pirlo? Bilal?