Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan, Batı medeniyetindeki kapitalist düzenin insan ırkını kötü bir varlığa dönüştürdüğünü öne sürdü ve “Kapitalist paradigma sahtekâr insan üretiyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan, Batı medeniyetindeki kapitalist düzenin insan ırkını kötü bir varlığa dönüştürdüğünü öne sürdü ve “Kapitalist paradigma sahtekâr insan üretiyor” dedi.
Kapitalist düzenin insanı sahtekârlaştırdığını vurgulayan Erdoğan, ümmetin bu işten korunması gerektiği konusunda İmam Hatiplere büyük iş düştüğünü dile getirdi.
Erdoğan, “Batının kendi insan hakları ihlalleriyle ilgili, biraz daha liberal, biraz daha sol kesimler, bazen bazı misyoner kesimlerin bu konularla ilgili hassasiyetleri olur. Ama sosyal medyadan bir paylaşım yaparak kendilerini tatmin ederler. ‘Bak ben de bu konudaki duyarlılığımı bütün çevremle paylaştım’ derler. Çevreciler mesela sıfır atıkla ilgili paylaşım yapar, ‘Ben bununla ilgili duyarlı olduğumu bütün dünyaya gösterdim’ der. Devamlı plastik bardaklarla, su şişeleriyle atık üretiyor musun? Evet üretiyorsun. Ama tweet attığın zaman tamam sen çevrecisin, Hayvan haklarıyla ilgili hangi sokak hayvanını aldın evinde bakmaya yeltendin? Ama bir tweet attın, tamam çok hayvanseversin. Böyle bir sahtekâr topluma döndük. Bu bize özel değil. Benim üzüldüğüm şu, bu kapitalist düzen, bu kapitalist paradigma sahtekâr insanı üretiyor. Bizim ümmetin bu işten kendisini korumaya çalışması lazım. Bu işin merkezinde de tabii ki İmam Hatiplilerin olması lazım. Bizim vakıf ve derneklerimizin olması lazım” diye konuştu.
“Kapitalist sistem insan ırkını daha kötü bir varlığa dönüştürüyor”
Batı medeniyetinde insanların güven duygusunu çok geriye gittiğini söyleyen Bilal Erdoğan, Türkiye’de ise inanç temelli olarak bu düzenin olmadığını belirtti.
Erdoğan, “Şu anda batı medeniyeti kapitalist düzenin temelindeki felsefe; altta kalanın canı çıksın. Altta kalanın canı çıksına dayalı bir medeniyetten bahsediyoruz şu anda. Hani, ‘Batı medeniyeti dünyayı şöyle geliştirdi, böyle teknolojik ilerlemeler oldu, insan uzaya çıktı, aya çıktı’ denir. Tamam yaptı, sonra ne oldu? İnsan, insanlığını yitiriyor gözümüzün önünde. İnsanın insana güveni kalmamış durumda. Batıda insanın insana güveni kalmadı. Ne yapmaya çalışıyorlar? Kanunlarla, yasaklarla, caydırıcılıkla, derin devlet yapılarıyla bir düzen korumaya çalışıyorlar. İnsanların bir kısmını oyalayarak, eyleyerek bir düzen yaşatmaya çalışıyor. Ama özünde kabul edelim, Batı medeniyeti bu kapitalist sistemde insan ırkını maalesef daha kötü bir varlığa dönüştürüyor. Daha vahşi, daha başkasının malında gözü olan, daha suça meyyal, daha kendisiyle barışık olmayan, kendisini tanımayan bir varlığa çeviriyor. Bizim medeniyetimiz böyle değil. Bizim medeniyetimizde bizim inancımızdan temellenmiş olan medeniyetimizde durum böyle değil. Bizde insanın insana güveni esas. Başka insanın kendisine tehdit olduğunu görmemesini esas alan bir düzen. İnsanın kendisini birinci etapta Allah’a karşı sorumlu gördüğü bir düzen. Bir kanundan, cezadan korktuğu için değil; bu dünyadan sonraki hesap vermesinden çekindiği için bu dünyada yaptığı işe çekidüzen veren bir insan profilinden, bir medeniyet anlayışından biz beslenmişiz” ifadelerini kullandı.
“Bu ülkede yetişen çocukların bu ümmete faydalı olmak için yetişmelerini istiyoruz”
Gençlerin Türkiye’den gitmek istedikleriyle ilgili devamlı bir şekilde veri paylaşıldığını söyleyen Erdoğan, bunların gerçeği yansıtmadığına şu sözlerle dikkat çekti:
“Bugünlerde devamlı moral bozmaya yönelik bir veri paylaşılıyor. Neymiş, Türkiye’de gençler yurtdışına gitmek istiyormuş. Yüzde 30 ve 35 gibi oranlarda Almanya ve Amerika ilk sıralarda çıkıyor, gençler Türkiye’yi bırakmak istiyor! Şimdi buna bakınca, gençlerin üçte biri Türkiye’den gitmek istiyorlar, demek ki Türkiye’yi sevmiyorlar, Türkiye’de memnun değiller, mutlu değiller. Sonra birisi paylaştı da Batı ülkelerinde gençlerin yurt dışında yaşama oranlarını, Japonya bizim gibi ama Avrupa ülkelerinin çoğu bizden yüksek. Yüzde 60 olan var, 70 olan, 80 olan var. Demek ki bu zaten gençlerde olan bir şeymiş de muhafazakar toplumlarda üçte bir oranındaymış gitmek isteyen. Yani bu çıkıyor ortaya. Ama bu veriyi alıyorsun, ‘Bak gençler gitmek istiyor, düzen şöyle bozuldu, böyle bozuldu.’ Biz zaten niye uğraşıyoruz? Biz, bu ülkede yetişen çocuklar bu ülkeye, bu ümmete faydalı olmak için yetişsinler istiyoruz. Kahir ekseriyetle bu çocuklarımız Türkiye’de kalsa, kahir ekseriyetle Türkiye’nin gelişmesi için kendilerine hedefler koysa iyi bir şey midir, kötü bir şey midir? Sanki bu çocukların gidip Avrupa’ya, Amerika’ya hizmet etmesi daha iyi bir şeymiş gibi düşünenler de var galiba. Gençler gitsin icabında eğitimin iyisi varsa alsın, birikimin iyisini alsın getirsin ama gelsin ülkesine kazandırsın. Böylesi var, bulunduğu ülkeden de buraya hizmet eden var; Aziz Sancar gibi. Nobel’i aldığı gibi Türkiye’deki gönüllülük faaliyetlerine katılmasına bakın. Allah razı olsun, böyle insanlar da var.”
"Nerde sıfırlayım babacığım" tapeleri internette dolaşan biri için büyük sözler.
Bu söylemler tamamıyla batı düşmanlığına oynama ve halkı uyuma üzerine kurulu. Düşman göster sonra ekmeği götür. Kapitalist düzenmiş. Ülkenin tüm mal varlığını özelleştirdiniz, sizden ala kapitalist mi var? Yandaşa, eşe dosta devletin ihalelerini peşkeş çekiyorsunuz, sizden ala kapitalist mi var? Ülkemizin eğitimli gençleri yurtdışına gidiyor onların yerini elin Suriyelisi, Afganlısı dolduruyor. Bundan 15-20 yıl sonra nasıl bir ülke olacağız diye düşündünüz mü? Biat eden değil birey olan gençlere ihtiyacımız var çünkü biat kültürüyle yetişen bir insan işini layıkıyla yapamaz. Akraba kayırmayan, eş dost kayırmayan, hemşeri kayırmayan bürokrasiye ve topluma ihtiyacımız var. Biat eden insan oturup tarafsız bir şekilde devlet görevlilerini eleştiremez, sizin yaratmak istediğiniz nesil böyle bir nesil. Rahatça soyup soğana çevirelim, gerekirse kafasına vuralım ama kimse ses çıkartmasın çünkü biat kültürü böyle bir şey.
basliktan sonrasini okumadim. ! ayyyy... bir gulme geldi...bibicimmm