Geçen pazartesi de “Biz Smith ve Marx ile iktisat öğrenmeye başladık. İbn Haldun ile başlayabilirmişim sonradan fark ediyorum. Niye İbn Haldun ile başlatmamışlar” deyince, bir de bu var dedim. 15 yıl, ABD’de ve İtalya’da eğitim almıştı. Türkiye’de kendisini İbni Haldun ile tanıştırmayan eğitime veryansın ediyordu. Aman, Bilal Erdoğan işte demeyin. İstanbul’da, devlet desteğiyle ihya olan İbn Haldun isminde bir üniversite var. Bilal Erdoğan, üniversitenin başkan vekili. Üniversiteyi kuran TÜRGEV de bir Bilal Erdoğan projesi. Erdoğan, yine kamu binalarında büyüyen İslam Bilim Tarihi Vakfı’nın da yönetiminde. Bilmesi gerekiyor.
Sadece o değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan da İbni Haldun Üniversitesi açılışında konuşmuş, İbni Haldun’un hak ettiği değeri bulmamasının sorumlusu olarak, “toplumun değerlerine düşman, yasakçı, baskıcı jakobenler”i göstermişti. Peki asırlarca özgür olan İbn Haldun’un Mukaddime’sini, Erdoğan’ın deyimiyle “milletin değerlerine düşman” hangi yönetici yasakladı? Hemen size, Erdoğan’ın akıl hocası, Atatürk düşmanı Kadir Mısıroğlu’ndan aktarayım: “İbn Haldun’un devlet telakkisi Osmanlı’nın devlet anlayışına uymadığı için Abdülhamit onu yasaklamıştı.”
'İbni Haldun'un özgürleşmesi Cumhuriyetle oldu'
Adnan Adıvar da İslam Ansiklopedisi’nde şöyle anlatmıştı: “Halifelik ve imamet gibi konularında İbn Haldun, çok özgür ve bağımsız görüşler açıklamış ve genel olarak hükümette şeriatın mutlak gerekli olmadığını söylemiştir. Eserin çevirisi ve aslı bu konuları içine aldığı için, II. Abdülhamit döneminde, Türkiye’de satılması ve okunması yasak kitaplardandı.”
İbn Haldun’un özgürleşmesi önce 1908 ve tabii Cumhuriyet Devrim ile oldu. Hem Atatürkçü hem solcu yayınlar, yıllarca Mukaddime’yi bastı. Bu eserin en açıklayıcı çevirisini yapan da dinci terörün katlettiği Turan Dursun’du. Dursun, Abdülhamit’in yasağını anlattıktan sonra şunu söylemişti:
“İbni Haldun ‘şeriat’ın hükümet için şart olmadığını” açıkladığı zaman (14. yüzyıl), böyle bir görüşü açıklamak büyük bir yüreklilik işiydi. Herkeste yerleşen bir inanç vardı: “Devlet ve hükümet ‘şeriat’sız olamaz.”
Duyan da sanacak ki açtı okudu ibni haldun’u
Devlet bahçelide yassıada da Menderesi asan darbecilere lanet eden bir konuşma yapmıştı, ama bilmiyordu ki Menderese darbe yapanlardan biri de Türkeş idi, bunlar neyi öveceklerini, neye söveceklerini bilmiyor.
İbni halduna göre bir toplumun çöküşü: Dayanışmanın yok olması, üretimin zayıflaması, tüketim çılgınlığı, vergilerin artması, liyakatin dikkate alınmaması, adaletsizliğin yaygınlaşması, umutların kırılması, gözün hızlanması, iblisane bir gurur ve kibir, gösteriş, riyakarlık ve yalakalık, en kötüsü de her şey normalmiş gibi, bütün bunları görmezden gelen ve kabullenen bir topluluğun olması demiş. Bilal resmen sizi anlatmış, övdüğün ibni haldun.