Beyoğlu’nun tarihi mekanlarından Hazzopulo Pasajı’nda belediyeden ruhsat alamayan işletmelerin kapatılacağı belirtiliyor. Yaklaşık 6 yıldır kayyumda olduğu için belirsizlik içinde bekletilen ve ruhsat işlemleri çözümsüz bırakılan Hazzopulo Pasajı esnafına zabıta ruhsat gerekçesiyle boşaltma baskısı yapıyor. Basına ve sosyal medyaya yansıyan bilgilere göre Hazzopulo içindeki tüm belleğiyle yok edilme tehlikesi ile karşı karşıya...
Fotoğraf: Kuzey Ormanları
SoL Portal'dan Serdar Nazım Yüce haberi doğruladı:
'Beyoğlu Belediyesi'ne bağlı zabıtalar tehditkâr bir tebligat yaparak pasaj esnafına ruhsatsız dükkânları kapatacaklarını söyledi.'
Yüce'nin aktardığı bilgiye göre Hazzopulo Pasajı yaklaşık 6 yıldır kayyumda. Bu süre içerisinde ne ruhsat için esnafa yol gösterilmiş, ne de kayyum tarafından tadilat yapılmış. Sahipsizlik sorunundan atanan kayyumun bu ilgisizliği yüzünden esnaf ve zabıta pek çok kez karşı karşıya gelmiş.
Yani Beyoğlu'nun en eski yapılarından olan pasaj kaderine terk edilmiş.
Kuzey Ormanları'nın aktardığı bilgiye göre dün herhangi bir tahliyenin gerçekleşmediği Hazzopulo Pasajı’ndaki esnaf ruhsat için başvurdu.
Belediye’den yanıt bekliyorlar.
Ajanstabloid'den aktarıyoruz:
Hazzopulo Pasajı, İstanbullu zengin Rum tüccar M. Hacopulo tarafından yaptırılmış. Yirmi yılı bulan inşasından sonra 1871 yılında görkemli bir törenle açılışı yapılıyor.
Üç kapısı bulunan pasajın İstiklal Caddesi ve Meşrutiyet Caddesi'ne açılan kapıları iki cadde arasında tam bir geçit olanağı sağlıyor.
İlk açıldığı yıllar, dönemin en iyi moda mağazalarının, terzilerinin, tuhafiyecilerin, berberlerin, lokanta ve meyhanelerinin bulunduğu bir mekan olmasının yanı sıra kültürel ve siyasal gelişmelerin de aktörlerine ev sahipliği yapıyor.
Namık Kemal ve Ahmet Mithat'ın matbaası ve 27 gün ömrü olan İbret Gazetesi de yine pasajın Meşrutiyet Çıkışı'nda, bugün içerisine girilemeyen bölümdeymiş.
Namık Kemal bugün de adı Grand Bulvar olarak kalan kafenin bulunduğu pasajın meydanında tutuklanmış ve Jön Türkler Namık Kemal'in tutuklanmasından hemen sonra, bu pasajda faaliyetlerine başlamışlar.
Pasajın Tepebaşı'na çıkan tarafında 1874'te ilk Türkçe opera ve İstanbul'un ilk oda orkestrası bu mekanda açılmış ve 1890'da tiyatroya çevrilmiş.
1940'lı yıllara kadar pasajın görüntüsü aynı kalırken; pasaj, ilerleyen yıllarda siyasal çalkantıların etkisiyle özellikle İstanbul'un gayri müslimlerine karşı oluşan hoşnutsuzluktan nasibini alıyor.
Rumların, Ermenilerin, Yahudilerin yaşadığı ve ticari faaliyet yürüttüğü pasaj ilk olarak 6-7 Eylül 1955 yılında trajik bir yağmaya şahitlik ediyor.
12 Eylül döneminde pasajın ismi sakıncalı bulunduğu için Danışment Geçidi, yirmi yıl sonra da Han geçidi oluyor.
Şapkacı Madam Katia, diş deposu sahibi Erol bey, pasajın emektar çaycısı Mustafa Amca, terzi Musa Bey ve tüm pasajı daireleri ile birlikte kollayan Celal Bey...
Pasajda zanaatkarlar, kitapçı ve sahaf dükkânının yanısıra şarap evi ve çay ocakları bulunuyor.
Fotoğraflar: Atilla Erdoğan, Hale Güzin Kızılaslan, Koray Arda Kurt ve Kuzey Ormanları
Kaynaklar: Ajanstabloid, Serdar Nazım Yüce, SoL Portal, Rıfat Doğan, Twitter, Taylan Kulaçoğlu, Twitter ve Kuzey Ormanları
145 yıllık bina,ruhsattan da eski..Biz diyebilceğimiz yer bırakmadılar..
haber niteligi tasimiyor.. ruhsat alamamis ve kapatiliyor art niyet aramanin anlami yok brakin insanlar isini yapsin
Hasss. flashbackler patladı beynimde, hasan usta 2. kat zeynep :(((