Beyoğlu'nun Kasımpaşa semtinde bulunan Aynalıkavak Kasrı,
Yıl içerisinde birçok turist tarafından ziyaret edilmekle birlikte; ne zaman yapıldığı bilinmiyor. Evliya Çebebi, Seyahatname kitabında Aynalıkavak Kasrı'ndan bahsetmiş ve kasrın Fatih Sultan Mehmet zamanında yapıldığını yazmıştır.İstanbul'un görülmeye değer tarihi kasırlarından biridir. Dönem dönem padişahlar tarafından genişletilmiştir ve günümüze son haliyle gelmiştir. Aynalıkavak Kasrı'nı ziyaret etmek için bir gününüzü ayırabilir ve bu kasrın yanı sıra İstanbul'un diğer tarihi turistik alanlarını gezebilme imkanı yakalayabilirsiniz. Haliç kıyısındaki bu tarihi yapıyı görmeden İstanbul'dan ayrılmayın.
Beyoğlu'nun en güzel binalarından birinde yer alır ve Beyoğlu tarihinin en eski şahitlerinden biridir.Osmanlı'nın son dönemlerinde padişahların tiyatro seyretmek için gittiği Naum Tiyatrosu'na ev sahipliği yapmış Çiçek Pasajı ilk olarak. 1870'de çıkan büyük Beyoğlu yangınında tamamen harap olan tiyatro binasını ünlü Rum banker Hristaki Zografos satın almış ve onarmış. Zografos'un İtalyan bir mimara yeni baştan yaptırdığı bina Cité de Pera adını almış. İçinde 24 dükkan ve 18 konut olan bu 5 katlı yapı dönemin en ünlü ve gözde binalarından biri olmuş.Cumhuriyetin ilk yıllarında çiçek mezatı olarak kullanılmaya başlanması ile de bina Çiçek Pasajı olarak anılmaya başlanmış. 1940'lı yıllardan itibaren pasaja çeşitli restoran ve meyhanelerin açılması ile pasajda yer alan çiçekçiler başka yerlere taşınmış; pasaj daha çok eğlence ve yeme-içme mekanı olarak Beyoğlu'na gelenlerin uğradığı bir yer haline gelmiş. Günümüze dek birçok defa onarımdan geçmiş olan Çiçek Pasajı bugünkü haline 2005 yılında yapılan restorasyondan sonra kavuşmuştur.
Her dönem Beyoğlu'nun en gözde mekanlarından biri olmayı başarmış Çiçek Pasajı tarihi atmosferi, muhteşem mimarisi ve en lezzetli yemekleri tadabileceğiniz güzel mekanları ile Beyoğlu'nda mutlaka görmeniz gereken yerlerden.
Beyoğlu Galatasaray Lisesi'nin arkasında bulunan Fransız Sokağı, Cezayir Sokağı olarak da bilinmektedir. Önceden çıkmaz bir sokak olan Fransız Sokağı'nda bir restorasyon yapılarak burada bulunan tarihi binalar renk renk boyanıp kaldırım taşları yenilenmiştir. İstanbul'un kültür, sanat ve eğlence alanlarında yerini alan Fransız Sokağı'nda aynı zamanda birçok lokanta ve sanat galerisi bulunmaktadır. Beyoğlu'nda dostlarınızla turladığınız sırada Fransız Sokağı'nda dinlenip hem canlı müzik dinleyebilir hem de yeni lezzetler tadabilirsiniz. Sokağın atmosferine dahil olduğunuz anda zamanın nasıl geçtiğini alamayacaksınız.
İstanbul Beyoğlu’nda bulunan ve 1491’de inşa edilen Galata Mevlevihane’si, İskender Paşa'nın isteği üzerine yaptırılmıştır. Tük kültürü üzerinde büyük etkileri olan Galata Mevlevihane’si, İstanbul’un en eski mevlevihanesidir.Dönemin kültür ve sanatını yansıtan bu mimari yapının ilk şeyhliğine Sinop’lu Safayi Dede getirilmiş ve 1925’te son şeyhi Ahmet Celaettin olmuştur. 1973’te Divan Edebiyatı Müzesi haline gelen mevlevihanenin mezarlığında, başta ünlü divan şairimiz Şeyh Galip olmak üzere birçok ünlü Mevlevi’nin mezarları mevcuttur. Mevlevihane’de; kütüphane, sebil, derviş hücreleri, şeyh dairesi ve hünkar mahfeli, semahane ve türbeler bulunan bir hazine kutusudur. Bu mistik ve büyülü atmosferi mutlaka yaşamalısınız.
İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde bulunan Galatasaray Hamamı, bu bölgedeki önemli tarihi yapılardan biridir. En eski hamamlardan biri olan Galatasaray Hamamı, Sultan ll. Beyazıt tarafından yaptırılmıştır.
Dönemin zatlarında olan Gül Baba'ya söz veren ll. Beyazıt bu hamamı yaparak sözünde durmuştur. Yüzyıllar boyu kullanılan hamam, dönemin paşalarını, kadılarını ve padişahlarını ağırlamıştır.
Geçmişteki özelliğini hala korumaya devam eden Galatasaray Hamamı, gün geçtikçe daha çok ilgi görmüş ve önem kazanmıştır. Aynı zamanda turistlerin ilgisini çekmekle birlikte birçok ziyaretçisine de hizmet sunmaktadır.
Galata Kulesi dünyanın en eski kulelerinden biri olup Bizans İmparatoru Anastasius tarafından 507 yılında fener kulesi olarak inşa edilmiştir. 1348 yılında Cenevizlilerin idaresine geçen kule yığma taştan yeniden yapılıp İsa Kulesi adını almıştır.İstanbul'un fethiyle Osmanlı idaresine geçen kule 15. yüzyılda zindan olarak 16. yüzyılda da yangın kulesi olarak kullanılmıştır. 1832 yılındaki Galata yangını nedeniyle hasar gören kule II. Mahmut tarafından yeniden onarılıp işaret kulesi olarak kullanılmaya başlanmıştır. 1967 yılındaki restorasyondan sonra bugünkü görünümüne ulaşmış ve turistik tesis olarak işletmeye açılmıştır
İstanbul'un en gözde yerlerinden biri olan Galata'da bulunmaktadır. Voyvoda Caddesi ile Bankerler Sokağı'nı birleştiren merdivenlerdir. 1850'li yıllarda dönemin tanınan ailelerinden olan Kamondo Ailesi'nin önemli isimlerinden Abraham Saloman Kamondo anısına yapılmıştır. Abraham Saloman Kamondo, yaşadığı dönem boyunca sürekli bağışlar yapması nedeniyle kendisine ve ailesi ömür boyu Kont ünvanı verilmiştir. Kendisinin Osmanlı İmparatorluğu'nda büyük bir kariyeri vardı. Dönemin önemli devlet adamları ve sadrazamları arasında büyük etkileri olmuştur. Adına yapılan bu merdivenlerin karşılıklı birbirleriyle uyumlarından dolayı farklı kültürleri birleştiren St. Georg'un bir sembolü haline gelmiştir. Kamondo Anma Etkinlikleri sebebiyle 2005'te restore edilmiş ve estetik duruşunu sağlamlaştırmak adına çiçeklendirilmiştir. Bu estetik merdivenlerden yürürken keyifli bir nostalji yapabilirsiniz.
2005 yılında Suna ve İnan Kıraç Kültür Vakfı tarafından açılan Pera Müzesi, hem müze hem de kültür merkezi niteliği ile kapsamlı bir kültür projesinin ilk ayağı olarak tanımlanıyor.Pera Müzesi, 1893 yılında mimar Achille Manoussos tarafından Tepebaşı'nda inşa edilen ve müze çalışmaları sırasında tamamı yenilenen tarihi binada yer alıyor. Müze bünyesinde sergi salonları, eğitim odaları, oditoryum, cafe ve artshop bulunuyor. Katlar arasındaki sergileri gezdikten sonra Pera Cafe'de soluklanıp, Perakende Artshop'tan da alışveriş yapabiliyorsunuz. Açıldığı günden bu yana Frida Kahlo ve Diego Rivera, Çarlık Rusyası'ndan Sahneler, Picasso gibi uluslararası sergilerin düzenlendiği müzede aynı zamanda çok önemli ulusal sergiler de yapıldı.Müzeyi pazartesi günleri dışında salı-cumartesi günleri arası 10:00-19:00, pazar günleri 12:00-18:00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz
Bir meydan çeşmesi durumunda olan Tophane Çeşmesi, 1732’de Sultan l. Mahmut tarafından yaptırılmıştır. İstanbul’un en yüksek duvarlı çeşme olma özelliğine sahip olup, aynı zamanda İstanbul’un üçüncü büyük çeşmesidir. Tophane Meydanı’nda yer almaktadır ve kitabesi şair Nafihi tarafından yazılmıştır. Osmanlı üslubundan Batı üslubuna geçiş dönemini yansıtan Tophane Çeşmesi, yapımı aşamasında Tophane’de bulunan dükkanlar yıktırılarak meydan açılmıştır. 1837 ve 1956-1957’de iki kez geniş kapsamlı bir onarım sürecinden geçmiştir. Tophane geziniz sırasında dikkatinizi en çok Tophane Çeşmesi çekecektir. Burada biraz soluklanırken çeşmenin fotoğraflarını çekip albümünüzde yer vereceksiniz.
Türk sinemasına ve sanata yıllarını veren Türker İnanoğlu'nun kurmuş olduğu Türvak Sinema Müzesi, Beyoğlu-Galatasaray Meydanı'nda bulunuyor. Eğer tam bir Türk sineması ve nostalji aşığıysanız kesinlikle Türvak Sinema Müzesi ve Sanat Kitaplığı'nı ziyaret etmelisiniz. Eski fotoğraf makineleri ve eski projeksiyon cihazları gibi aletler, Yılmaz Güney, Adile Naşit, Hulusi Kentmen, Kemal Sunal, Sadri Alışık gibi unutulmaz oyuncuların balmumları, eski film afişleri, sinema biletleri, belgeler gezdiğiniz her salonda sizleri karşılıyor olacak. Tabii ki televizyonun hayatımıza ilk girdiği günden bu yana geçirdiği değişimlere de tanık olmak ayrı bir keyif verecek sizlere. Büyük bir zenginliğe sahip olan Türvak Sinema Müzesi, İstanbul'da gezilmesi gereken önemli müzeler arasındadır. Eski filmlerin atmosferini yaşamak, teknolojinin adım adım nasıl ilerlediğine şahit olmak için Beyoğlu'ndaki Türvak Sinema Müzesi ve Sanat Kitaplığı'nı gezmek için bir gününüzü ayırmanız yeterli olacak.