Beyniniz Sizi Kandırıyor Olabilir mi? Aşık Olmanın Arkasındaki Kimyasal Olayı Açıklıyoruz!

Aşka dair yazılan birçok şarkıdan da anladığımız gibi, aşk büyüleyici bir şey. Ama insanların en başta aşık olmasını sağlayan olaylar dizisini merak ediyorsanız doğru içeriktesiniz! Aşık olmanın aslını öğrenmek istiyorsanız içeriğimizde cevabı bulabilirsiniz.

Nasıl aşık oluyoruz?

Lisanslı psikoterapist ve profesör Dr. Nicki Nance, genellikle insanların eşini bulmasını, türlerinin devam etmesi için yaptıkları bir eylem olarak adlandırıyor. Zamanla, aşk ilişkisi kurmaya olan düşkünlük, ihtiyaca yönelik ilişkilerden keyfi önceleyen ilişkilere dönüştüğünü de belirtiyor.

Nicki Nance, bugünlerde aşık olmanın sosyal bir tanım olduğunu, eğer aşık olma beklentisi oluşturacak aşk hikayelerimiz olmasaydı aşık olamayacağımızı, yine de bağ kuracağımızı söylüyor. Tutku, arkadaşlık ve bağlılığın olduğu ilişkilerin daha başarılı olduğunu de belirtti.

Bağlanma teorisini duymuş muydunuz?

Aşkı aramak ve sevgi vermek konusundaki davranışlarımız, sevgiyi ilk öğrendiğimiz zamanlardan, yani ebeveynlerimizle kurduğumuz bağa dayanıyor. Psikolog Dr. Beverly Palmer'a göre, 'Çaresiz ve bakıma muhtaç yenidoğanlar olarak doğuyor, ebeveynlerimizin ihtiyaçlarımızı karşılamasına ihtiyaç duyuyoruz. Sevgi, bizim için ihtiyaçlarımızın karşılanmasına dönüşüyor, ve yetişkin olduğumuzda da aynı sevgiyi arıyoruz.'

Palmer, bağlanma teorisinin, ebeveynlere duyulan sevgide büyük rol oynadığını da açıkladı. Çünkü, çocuklar sürekli ulaşabildikleri, onların hislerine tepki veren ebeveynler tarafından korunduğunda ve bakım gördüğünde, duygusal ihtiyaçlarının karşılandığını hissediyor, karşılığında da ebeveynlerini sevmeyi öğreniyorlarmış.

Çocukluk döneminde aşkın tanımı oturuyor.

Palmer, açıklamasının devamında, 'çocukluk döneminde ebeveynlerimizden aşkla ilgili öğrendiğimiz şeyler, yetişkinken sevgiyi gösterme ve yaşama şeklimizi belirliyor. Eğer ebeveynleriniz sizin duygusal olarak ihtiyaçlarınızın karşılanmasını sağladıysa, yetişkin olduğunuzda sevgi verebilen bir kişiye dönüşürsünüz. Ama eğer duygusal ihtiyaçlarınız çocukken ebeveynleriniz tarafından karşılanmadıysa, asla tam olarak gelişiminizi tamamlayamazsınız, ve endişe sahibi ve çocukken bulamadığınız sevgiyi arayan bir yetişkine dönüşürsünüz. ' demiş.

Aşık olduğunuzda beyninizde ve vücudunuzdaki değişimler...

Dr. Nance'in bahsettiği eş bulma olayına geri dönelim... Aslında, eş bulma durumunun bir sebebi var. Dr. Nance bu sebebi, ' Beynimiz, çift bağını desteklemek üzere yaratılmıştır. İnsanlar aşık olduklarında, sınırsız bir duygu durumuna girerler' dedi, aslında bu da takıntı ya da hayranlık demenin bir başka yolu. Gerçek bir sevgiyle karşı karşıya kaldığımızda, beynimiz ve hormonlarımız çılgına dönüyor, ve sınırsızlığa düşmemize sebep oluyormuş.

Sevilmek mutluluk hormonunu tetikliyor...

'Sevdiğiniz kişiyle birlikteyken, beyin daha fazla serotonin üretir, bu da mutluluk ve rahatlama hissi verir, doğal ağrı kesici olan daha fazla endorfin ve zevki artıran daha fazla dopamin üretir. İyi his, bizi daha fazlasını istememize neden olan bir ödüldür, 'diye açıklamasını sonlandırmış Dr. Nance.

Serotonin seviyesinin düşmesi psikolojik sıkıntılara sebep olabiliyor.

Serotonin seviyeleri kişiden kişiye değişebiliyor, hatta tepetaklak olan ilişkilerde düşebiliyor. Sonuç olarak, azalmış serotonin, bazı insanların sürekli aşık oldukları kişiyi düşünmelerine neden olan obsesif kompulsif bozukluk benzeri semptomlar üretebilir, diyor psikiyatrist ve yazar Dr. Joe Bates. Ancak hormonal reaksiyonlar romantiklikle sınırlı kalmıyor. Oksitosinin 'aşk hormonu' olarak kabul edildiğini belirterek, 'Güzelliğin, doğanın, sevdiklerinizin, hatta evcil hayvanınızın resimlerini görmek, kendimizi rahat hissetmemize veya sevgi dolu duygular üretmemize, kan dolaşımında oksitosin salgılamamıza neden olabilir' dedi.

Neden bazı insanlar diğerlerinden daha kolay aşık olur?

İlk görüşte aşk yok demiyoruz, bazen iki insanın birbirini görmesi bile aşkın başlamasını sağlayabiliyor tabii ki. Ancak bir çoğumuz için aşk çok daha karmaşık şekilde işleyebiliyor. Bazen sevilmek isteyen kişi, bilinçsiz şekilde aşk yoluna girebiliyor.

'Aşkı bulabilmek için önce sevgi verebilmelisiniz ve bu sevgiyi kendi içinizde barındırmalısınız. Kendinizi sevilebilecek biri gibi hissettiğiniz zaman bunu yansıtırsınız ve diğer insanlar bunu fark eder.' dedi Palmer. 'Sevgili ararken, kendini sevgiye layık hissetmeyen kişi kendini sevilebilir olarak göremez ve bunu yansıtır, yalnız insan aşkı ne kadar çok ararsa, aşktan o kadar kaçar. Ne kadar muhtaç görünürlerse bu ihtiyaçları karşılamak için birinin hayatına girme şansı da o kadar azalır. Bu yüzden başkalarının görüşlerine bağımlı olmadan kendinizi sevmek kritik derecede önemli.' diye de ekledi.

Sevimli Hayvanların İç Yüzünü Biliyor musunuz? Gördüğünüz Yerde Kaçmanız Gereken 15 Tehlikeli Hayvan
Mükemmel Olmak İçin Bunlara İhtiyacınız Yok! Modası Geçen Güzellik Trendleri ve Güzellik Standartları
Duyar Duymaz Spor Salonuna Koşacaksınız! Spor Yapmanın Psikolojinize ve Bedeninize Faydaları

Popüler İçerikler

Serhat Kılıç Seksenler Dizisinde Rol Arkadaşı Olan Vural Çelik'in Cenazesine Neden Katılmadığını Açıkladı!
10 Kasım 1938’de Hayatını Kaybeden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Son Sözü "Aleykümesselam" Oldu
Terörist Fethullah Gülen’in Cenazesinde Yeni Skandallar: Protestan Şirket, 25 Bin Dolarlık Tabut, Doğum Tarihi