Beynimizin Sanatçı Tarafı

Herkes resim yapabilir mi? Ben herkesin resim yapabileceğini ve resim çizmeyi öğrenebileceğini düşünüyorum.

Bazılarınızın bu düşünceme katılmadığını da biliyorum. Ancak son okuduğum, Dr. Betty Edwards'ın, resim çizmeyi öğrenmekle ilgili "Beynin Sağ Tarafı ile Çizim" kitabı herkesin resim çizmeyi öğrenebileceğini ve çizimin beynimizin işleyişi ile olan bağını anlatıyor.

Dr. Edwards yıllar boyunca öğrencilere resim çizmeyi öğretmiş. Bu öğrenme sürecinde neyin işe yaradığını keşfetmiş ve sonra bunun psikolojide bir temeli olduğunu fark etmiş. Birçok çizim eğitimi ve yönergelerinin belirttiğinin aksine, o, resim çizmek için temel unsurun motor beceriler değil, “görmeyi” öğrenmek olduğunu belirtiyor. 'Görme' işlemi de beynimizin sağ tarafı ile gerçekleştiriliyor. Peki, biz ne yapıyoruz?

Biz, genellikle gördüğümüzü değil, o nesnenin zihnimizdeki şematik temsilini

resmediyoruz. Dil işlemenin gerçekleştiği beynin sol lobu ise gördüklerimizi

tercüme eder.

Beynin sağ ve sol lobunun fonksiyonları birbirinden farklıdır ancak iki taraf birbiri ile iletişim içindedir.

Sol lob, konuşma ve dil merkezidir. Analitik (adım adım) düşünür. Mantıklı ve sistematiktir. Bilgiyi ardışık ve doğrusal işler. Ayrıntıcıdır. Sayısal işlemlerde üstündür. Sebep sonuç ilişkilerini kullanır. Sağ lob, bilgiyi bir bütün olarak ve resimle işler. Tasvir ve semboller kullanır; resimlere şekillere ve renklere tepki verir. Sözel ifadeler dışında müziğe, vücut diline, dokunmaya tepki verir. Sezgicidir, önsezileri ve hisleri takip eder. Nesnelerle soyut değil, duygusal olarak ilişki kurar. Uzaysal ilişkileri kullanır.  

Dr Edwards, sağ lobu, R-modu ve sol lobu ise L-modu olarak adlandırır ve kitabında R-modunda olduğunuzda, bir zamansızlık ve ana dalma hissine kapılındığından söz eder. (Burada hemen modern psikolojinin farkındalık tanımını hatırlatmak istiyorum; ‘Bilinçli bir merakla, yargılamadan, an be an, şimdiki deneyiminize odaklanmak’tır, zaman duygusunu kaybeder, akışta olursunuz.)

Edwards'a göre, öğrencilerinin karşılaştığı en büyük sorun, neredeyse kalıcı olarak L-modunda takılıp kalmalarıdır. Yani, çizmeye çalışırken, önlerinde duran nesneyi gerçekten görmediklerini, daha önceden öğrendikleri, zihinlerindeki temsili imgeye takıldıklarını belirtir.

Örneğin, öğrenciler önlerine konulan bir vazoyu çizmek yerine, yani onu gerçekten görmek yerine, önlerindeki nesnenin vazo olduğunu düşünürler ve zihinlerindeki düşünceden hareket ederek vazonun şematik temsilini resmederler. Bu durumda çizim bazen çocukça bazen hatalı olabilir ve kişi genellikle resim yapamayacağı sonucuna varıp, pes eder. Bunun yerine yapılması gereken, vazonun kenarlarını, açılarını ve birbiri ile ilişkilerini görmeyi öğrenmektir. Başka bir deyişle, öğretilmesi ve öğrenilmesi gereken “görmek”tir. Çizim tamamen görmekle ilgilidir ve algısaldır.

Düşünürseniz, L-modu lehine dengesiz hale gelen bir kültürde yaşıyoruz. Eğitim sistemimiz gençlerin R-modlarını geliştirmek için hiçbir şey yapmayan, ancak onları tamamen L-moduna dayalı egzersizlerle çalıştıran bir sistem. Peki, bu dengesizliği nasıl giderebiliriz? İnsanlara çizim, resim yapmayı, müzik, ses miksajı yapmayı, dikiş dikmeyi, örgü örmeyi veya diğer el sanatlarını öğreterek… öğrenerek. 

(Ek bilgi: Sol elini kullanan bazı sanatçılar; Leonardo Da Vinci, Michelangelo, Rafael, Picasso, Beethoven, Mozart, Ringo Star, Phil Collins…) 

Umut Nur Sungur

Web

Instagram

Popüler İçerikler

"Bana Bilmediğim Bir Şey Söyle" Akımına Gelen Tıkanan Muhabbeti Açmalık Bilgiler
Üç Milyon Emekliyi Bekleyen Tehlike: 2025'te 12 Bin 500 TL Maaş Almaya Devam Edebilirler!
Türkiye'ye Gelir mi? Suudi Arabistan'da Forma Giyen Cristiano Ronaldo'dan Değişim Kararı