Artık kadınlar olarak yorulduk. Her gün duyduğumuz cinayet, cinsel istismar haberleri tahammülümüzün azalmasına neden oluyor. Ancak bu süreçten etkilenen erkeklerin de olduğunu unutmamakta da fayda var. Erkek egemen toplum aslında bu sistem içinde erkekleri de kadınları ezdiği kadar eziyor. Nasıl mı? Erkekliğe bir de buradan bakalım.
Bu içerikte kaynak olarak Ağır Çekim: Değişen Erkekler/ Erkeklikler kitabından faydalanılmıştır.
Çoğu erkek zaman zaman geleneksel erkekliğin getirdiği yükler altında ezilir. En ufacık bir hareket erkeği güçsüz olarak damgalamaya yeter. Çoğu zaman yardım istemek dahi bir zayıflık olarak algılanabilir.
Günümüzde hala anneliğin doğuştan geldiğine inanılır. Hal böyle olunca babalık sürekli ikinci planda kalır. Babalar da ebeveynlik sürecinde pasif rol oynar. Ancak günümüzde erkeklerin de babalık konusunda sorumluluk aldıklarını görüyoruz. Fakat hala mevcut olan geleneksel bakış açısı erkekliğin babalık rolünü üstlenmesini ayıplıyor. Böylelikle erkekler babalık konusunda istedikleri ilgiyi göstermekte zayıf kalıyor.
Bu süreçte erkeklerin de kadınlar gibi işsiz kalmaları, özellikle sanayi alanında yeniden yapılandırma ile erkeğin kol gücüne ihtiyacın azalması erkekler üzerinde bunalımlara yol açtı. Günümüzde işsiz erkeklerin üzerinde ciddi bir toplumsal baskı var.
Kadınlığa nasıl annelik ve ev kadınlığı gibi roller atfediliyorsa erkeklere de bazı roller atfedilip sürekli güçlü olmaları gerektiği tembihleniyor.
Erkekler de bu erkek egemen toplum içinde özgür değiller.
Eşcinsel erkekler iktidar temsilcileri tarafından sürekli tehdit ediliyor. Geçmişte başlamış ve hala günümüzde devam eden damgalama, polis müdahalesi ile baskın bir heteroseksüel erkeklik oluşturulmaya çalışılıyor.
Hegemonik erkeklik olarak tanımlanan çağımızın gözde erkekleri birçok avantajı elinde bulundururken bu avantajdan uzak olan çok daha fazla erkek bu hegemonik erkekler tarafından dışlanıyor. Yine bu dışlanmaya sebep olan da içinde yaşadığımız erkek egemen toplum yapısıdır.
Erkekler kendi çıkarları için hem kadınlara hem de kendi doğalarına zarar veren bir erkekliği ortadan kaldırmaya ve değişmeye ihtiyaç duyduklarını kabul etmeliler.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
eğer ki türksen. sene erkek egemenliğinden bahsetmen yanlış. asıl türkler ana erkil toplumdan gelir. senin erkek egemenliği arap kültürülden geliyor. bu devirde erkek egemenliği ve kadın egemenliği yoktur. güç ve para kimde ise o egemendir. eğer kadın senden güçlü ve senden iyi para kazanıyorsa güç ondadır. senin dediğin erkek egemenliğinde kadın çalılmazdı eve bakardı yani güç ve para yoktu. şu an çok iyi yerlerde çok iyi paralar kazanan kadınlar var. sen kazandığın asgari ücretle bu kadına hangi egemenliği kurabileceğini sanıyorsun. işte bunun adı yeni düzen. ister erkek ol ister kadın
İşin en özü ve yakın dönemde en ters anlaşılan durumda feminizm'in kadın ile ilgili kısmının tüm topluma değil de sadece kadına fayda sağlayan bir anlayış olması, aksi durumların ise sadece kadının yaşamına handikap oluşturduğu anlayışı. Öyle ki bu problemleri dile getirmeye kalkınca "sus erkeksin, yeterince konuştunuz!" komedyasının destek gördüğü, yine aynı şekilde toplumun bu seferde diğer yarısını sakatlarsak ancak tatmin oluruz diye harekete geçmiş, elbetteki fikrin özünden uzak kalmış, fikrin popülerliğinin cazibesiyle iyi insan olarak görünme fırsatına kolay yoldan ulaşmak isteyen insanların paylaşımlarından sonra önemli bir noktaya parmak basan yazınız için teşekkür ederim. Özgürlüğü kavrayıp, adalet duygusunu benimsememiş insanlar çoğu zaman özgür olamamış insanlardan çok daha tehlikelidir.
Onedio'da böyle bir yazı gördüğüme şaşırdım. Bu tür yazıların devamı gelsin. 👍