Beyinde Hayaletler Oluşturan Hastalık: Capgras Sendromu

Capgras sendromu en kısa tanımıyla tanıdık kişilerin yerine, onlara çok benzeyen sahtekarların geçmiş olduğuna dair sanrılarla karakterize bir sendromdur. Bu sendrom nadir olarak görülür ve daha çok şizofreni kavramı içinde yer alır. 

Ona benziyorsun, çok benziyorsun, hatta belki akrabasınız; aranızdaki tek fark onun parlak bir şahin ve bir prens, seninse bir baykuş ve tezgâhtar olman. 

Ecinniler / Dostoyevski

Uç ve saplantılı fikirler.

Capgras sendromu adıyla bilinen bu psikotik bozukluk, ilk kez 1923 yılında Fransız psikiyatr Capgras tarafından detaylı bir şekilde tanımlanmıştır. Psikiyatr, mirasına konabilmek ve mülkünü elinden alabilmek amacıyla önce kocasının ve sonra kızının yerini alan sahtekârlardan – ya da gerçeğin tamamıyla benzeri olan kopyalardan – söz eden bir kadının vakasını kayda geçirmişlerdir. Bu iki uç ve saplantılı fikir, kendinden başka bir psikolojik rahatsızlık ya da zihinsel bozukluk ile birlikte ortaya çıkmadığı için daha da ilginç ve karmaşık bir hal almaktadır.

Sendrom, şizofreninin bir belirtisi olarak görülebilir.

Bu durum, sanrısal bozukluklardan biri olarak sınıflandırılabileceği gibi şizofreninin bir belirtisi olarak da görülebilmektedir. Bu sendromun ortaya çıkabilmesi için, psikotik sürecin bir sonucu olarak gerçeği değerlendirme yetisinin bozulmuş olması gereklidir. Capgras, sanrının oluşumunda yabancılık duyma, güven duyamama ile giden bir paranoid eğilimin olduğunu açıklamıştır. Son yıllarda paryetal lob işlev bozukluğuna bağlı olarak da ortaya çıkabileceği ileri sürülmektedir. Capgras sendromuna psikodinamik bir anlam da yüklenmektedir. Hasta kötü özellikleri ile tanıdığı ya da kendisine birtakım kötü özellikler yükleyen kişiyi dışlamakta ancak suçluluk duyguları ve ambivalans tutumu nedeni ile bu kişiyi dışlıyor olmasının bilince çıkmasına izin vermemektedir. Dolayısıyla karşı karşıya geldiği kişi ile ilgili duygularını o kişinin yerine geçen eşine, onun sahtesine yönelmekte, böylece bu kişi daha kolay dışlanabilmektedir. Bu sendromun nasıl sonuçlandığı eşlik ettiği psikozun tedavisinde elde edilen başarıya bağlıdır.

''Karşımdaki yüz kardeşime ait fakat kardeşim değil..''

Meşhur Hintli nörolog Vilayanur S. Ramachandran ortaya attığı bir iddiaya göre sendromun sebebi, yüzleri tanımaya yarayan temporal lob ile tanınan yüzlere duygusal anlamda tepki vermeyi sağlayan limbik sistem arasındaki bağlantının bir şekilde hasar görmesi ve düzgün işleyememesidir. Bu hasar yüzünden hasta, karşısında gördüğü tanıdığının yüzünü tanımakta, fakat hasta bu yüze karşı duygusal anlamda tepki oluşturmamaktadır. Hasta, kardeşi ile karşılaştığında ve yüzüne baktığında, karşısındaki yüzün kardeşi olduğunun farkına varır fakat duygusal anlamda ona ‘bu benim kardeşim’ hissini içinde duymaz. Karşıdaki yüzü tanıyan fakat herhangi bir his uyandırmayan beyin ise bu durumu tanımlamak için ‘’karşımdaki yüz kardeşime ait fakat kardeşim değil’’ sanrısı yaratır.

Capgras sendromunlu vakalar araştırılıyor.

Konu üzerine yapılan bir çalışma için 2 ay içerisinde hemen hemen aynı zamanda hastaneye yatan, paranoid şizofreni tanısı almış 8 Capgras sendromlu vaka, Capgras sendromu olmayan 8 yaka ile karşılaştırılmıştır. Vakalar hastanede kalış süreleri, yatış sıklıkları, hastalık süreleri, tedaviye verdikleri cevap, kullanılan antipisikotik dozu, ek tedavi uygulamalar, hastaneye yatış ayları gibi özellikleri açısından değerlendirilmiştir. Capgras sendromlu hastaların, atipik nöroleptiklere daha iyi cevap verdikleri vaka sayısı artırılarak bu sonuçların doğrulanması gerektiği kanaatine varılmıştır.

Bir hastanın anıları.

Capgras sendromuna yakalanmış bir hastanın yaşadıklarını anlatan ilginç bir örnek: 

Her şey bana biraz garip görünmeye başlıyor, biraz yapay gibi mesela. Kimi zaman, etrafımdaki hiçbir şeyin gerçek olmadığı duygusuna kapılıyorum. Sanki her şey bir sahne ve herkes bir rol oynuyor. Kime gerçekten güvenebilirim? Sonunda cesaretimi toplayıp bu durumdan karıma söz ettim. Bana garip bir şekilde baktı ve bir doktora görünmem gerektiğini söyledi. Bu davranış pek onun yapacağı şey değil. Aslında, kulağa delice geliyor biliyorum ama gitgide daha sıklıkla, bu kadını gerçekten tanıyıp tanımadığımı düşünmeye başladım. Son zamanlarda çok sinirli ve rahatsız görünüyor; eskiden hiç böyle değildi. Aslında tam olarak neyin değiştiğini söyleyemiyorum ama bütün bu ufak tefek değişiklikler, bana bazen onun aslında benim karım olmadığını düşündürüyor. Evlendiğimiz sıralarda çekilmiş eski bir takım fotoğraflarla, yakın zamanlarda çekilmiş olanları karşılaştırdığınızda, bu değişikliklerden bazılarını gerçekten görebilirsiniz. Parmak izlerini karşılaştırmak bir şeyleri kanıtlayabilir mi diye merak ediyorum… 

Sonuç olarak bu sendromdan muzdarip olan hastalar yakın ilişkide olduğu kişilerin yerini aynı görünümde olan ama sahtekar benzerlerinin aldığı ve kendisine bu şekilde bir komplo kurulduğu sanrısıyla karakterize psikotik bozukluk.

Popüler İçerikler

151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı
HTŞ Lideri Colani Kadına Başını Örtme Talimatı Verdiği Videoyla İlgili İlk Kez Konuştu
Okullardaki Yılbaşı Kutlamalarına Gelen Yasağa Mustafa Sandal'dan "Onlara İnat 'Duble' Kutlayacağız!" Tepkisi